(2 sene önce)
Sabah uyandığımda telefonuma gelen mesajlarla şok olmuştum. Yatağımda doğruldum ve gözümü bir kaç kez kırpıştırdım. Telefonuma bilinmeyen bir numaradan atılan fotoğraflarla bakışıyordum. Sevgilimin başka bir hızla öpüşürken fotoğrafı... Kalbime aynı anda binlerce bıçak saplanmış gibi hissettim. Nefes alış verişlerim hızlandı, vücudum uyuşmaya başladı. Bir senedir gözüm kapalı güvendiğim adam beni aldatıyor muydu? Kızın yüzü gözükmese de gözüme tanıdık geliyordu. Telefonu hızlıca kapatıp yatağın diğer ucuna fırlattım. Ellerimin titrediğini fark etmemle her iki elimi de yumruk yaptım. Sakinleşmem gerekiyordu. Bu sinirle bir şey yapamazdım. Hızla yataktan kalktım ve yüzüme su çarptım. Odamda deliler gibi yürüyor ,dönüp duruyordum. Aklıma ilk bu fotoğrafı gruba atmak geldi. Telefonu fırlattığım yerden aldım ve Adaların olduğu gruba fotoğrafı attım. İlk yazan Yarkın oldu.
"Vay piç! Onu gördüğüm yerde öldüresiye döveceğim."
Sonra Ada devam etti.
"Aman Tanrım! Ciddi misin?"
Ve Ege...
"Sana onda bir terslik olduğunu söylemiştim be kızım. Güvenilmezin tekiydi."
Biliyordum...Biliyordum... Ama kalbime laf dinletemiyordum. Olmuyordu! Üstüme bir crop altıma ise bir jeans geçirdim ve çantamı alıp hızla evden çıktım. Nereye gidiyordum? Ne yapıyordum? Ne yapmalıydım? Bir site altımızda olan Kıvanç'ın evine gittim. Kıvanç kim mi? Beni aldatan haysiyetsiz piç! Koskoca bir sene ya, bir sene! Ne yapmamıştım? Neden yetememiştim ona? Neden beni bir sene oyalamıştı? Evde tek yaşıyordu çekinmeden ziline defalarca bastım fakat açan olmadı. Kapısına vurdum duyan olmadı... Aynı hızla eve geçip tüm gün kafamı yastığıma gömdüm. Annemlerin akşam eve gelmesiyle bir şey olmamış gibi yanlarına indim ve sanki hiç bir şey yokmuş gibi davrandım. Bu konuyu öğrenirlerse sorularını şuan çekemezdim. Uyumak için yukarı çıktığımda telefonuma gelen beş cevapsız çağrıyla karşılaştım. Aklına yeni mi gelmiştim? Hah çok ironik! Telefonu masama yavaşça koydum ve yatağıma yattım. Uyku düşünce ve dertlerimden tek kaçış yolumdu. Karanlığa gözümü kapattım ve kaçış yolumda adımlar atmaya başladım.
Sabah alarmımın sesiyle uyandığımda ne kadar ilk beş saniye bir şey hatırlamasam da sonra birden olanlar aklımda dank etti. Yataktan kalktım ve her zamanki rutinimi yapıp giyindim. Bir tayt ve sweat giymiştim. Montumu giyip hızla evden çıktım. Kafamdaki yüzlerce soruyu ve Kıvanç'ı bir kenara itmeye çalışsam da sanki aklım buna izin vermiyordu. Bir otobüsle okula yakın bir yerde indim ve yürümeye başladım. Dondurucu hava gözümü yaşartırken gerçekten ağlamaya başladığımı fark ettim. Neden ben? Neden üzülmeyi hak eden biri değil? Gözyaşlarım yanaklarıma akıyor çene geçmeden kuruyordu. Okula vardığımda bahçeye girmeden önce hala usul usul akan göz yaşlarımı sildim. Bahçeye bir adım attım ve karşımda Kıvanç'ı görmemle sinir kat sayılarım tavan yaptı. Karşımda durmuş bana el sallıyordu. Hızlı adımlarla Kıvanç'a doğru yürüdüm ve ne yaptığımı bilmeyerek ona sert bir tokat attım. Ne olduğunu şaşırmıştı, bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Telefonumu cebimden çıkartarak fotoğrafı açtım. "Bu ne Kıvanç? 1 sene... Tüm emeklerim boşaymış!" Gözleri büyümüş ve şoku atlatamamıştı. "Sen nereden buldun bunu?" Sorduğu soru sabrımı taşırırken "Sorun bu mu Kıvanç? Bu mu! Defol git! Ne yakınımda ne de uzağımda görmek istemiyorum seni!" Yanından adımlarımı hızlandırarak giderken arkamdan bir ses yükseldi. "A-açıklayabilirim!" Bir hışınla arkamı döndüm ve adımlarımı hızlandırarak yanına geri gittim. "Hadi açıkla! Açıklasana! Yanlışlıkla mı oldu? Aptal değilim Kıvanç. O kız gibi basitte değilim." sırtımda bir el hissettim. "Aklımda sen vardın yemin ederim!" Aklında ben vardım! Bir anlık gelen sinirle bir kez daha tokatı yapıştırdım. Bu sırada elin sahibi beni çekip okula soktu. O günden sonra bir daha onunla konuşmadım. Ne kadar affetmemi söylese de her yerden engelledim. Bir kaç aya kalmadan bu şehirden defolup gitti. Ben ve acım baş başa kaldık. Beki ona harcadığım boş zaman için içim yanıyordu. Belkide aldatılmayı kendime yediremediğim için. Ama bir şey biliyordum, kalbimdeki açtığı yaraları kapatacak birisi çıkacaktı önüme hem de en beklemediğim yerde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Kafe
RomanceHer gün çiçek kafede kitap okuyan Nefes bir gün okuduğu kitabın rafların arasında olmadığını görür oysaki okuduğu kitabı başkaları almasın diye Gözde teyzeye özellikle tembihler. Fakat kitabı alan kişinin kalbinde yavaş yavaş yer edindiğini farkında...