'Seni buraya getirdiğime inanamıyorum..hayır aptallık bende niye sana uyuyorsam'
'Abartma merih '
'ABARTMAMI 'Gittiğimiz araba yolculuğu artık canımı sıkmaya başlamıştı.
Arabaya bindiğimizden beri susmamıştı , galibada susmayı düşünmüyordu.Bu işgence ne kadar sürecekti bilmiyorum.
'Alt tarafı seninle gelmek istedim merih bunda bağıracak bir şey yok'
'Şu sakinliğin beni çıldırtıyor amına koyayım ya..seni vuran adamla yüz yüze gelmek istiyorsun'Ne yapabilirdim sadece sormak istediğim bir şey vardı , tepkisi buna göre oldukça fazlaydı.
Sonunda işgence gibi geçen araba yolculuğundan sonra depo gibi bir yerin önünde durduğumuzda kemerimi sakince çözüp arabadan inmek için hamle yapacakken koluma koala gibi yapışan merih buna izin vermemişti.
Baygın gözlerimi ona çevirdiğimde sinirli gözlerle bana bakıyordu.
'Bak merih aynı laflara başlama sakın, gerçekten bu konu oldukça sıktı beni'
'Bakıyorumda dilin uzamış ama ben sana ne yapacağımı çok iyi biliyorum şurdan bir çıkalımda.Merih kolumu bıraktıktan sonra arabadan o hızla inmiştim.
Gerçekten daralmıştım. Kaçarak merihi takip etseydim bu kadar başım ağırmazdı.
Merih yanıma gelip elini belime koyduğunda yürümeye başladığımızda kapıdaki korumalar bize kapıyı açıp geçmemiz için kenara çekilmişti.
Merihle yan yana yürürken adımlarım oldukça emin ve korkusuzcaydı.
Bu görüntü oldukça hoşuma gitmişti.
Deponun ortasına geldiğimizde beni vuran adamla karşılaşmıştım.
Sandalyeye elleri ve ayakları bağlıydı , sanırım baygındı.
'Uyandırın'
Korumalar elinde bir kova suyla gelip hızlıca adamın kafasından aşağıya dökmüştü.
Adam bir anda şoka girmiş gibi uyandığında önce etrafına sonrada gözleri bizi bulmuştu.
Merihle adama bakarak aynı anda gülümsediğimizde adam birazda olsun korkmuşa benziyordu.
'Ben -ben nerdeyim'
'Cehenneminde 'Adam korkuyla titrerken bu görüntü beni eğlendirmişti.
Korkmakta haklıydı.
'Kimin adamısın'
'Ben- ben bilmiyorum'
'Bilmiyorsun ha 'Adam umutla kafasını sallarken merih yeri göğü inletecek şekilde kahkaha atmıştı.
Burdaydım, belkide bugün merihin asıl sakladığı yüzü görme fırsatım olacaktı.
Merih adamın önüne geldiğinde gözlerimi sırtına çevirmiştim.
Bedeni heybetliydi , güçlüydü , korkusuzdu..
Ama asıl merak ettiğim şey ne yaşadığıydı, onu bu hayata zorlayan şeyin ne olduğuydu.
Kimse göremesede ben gözlerindeki o çocuğu görebiliyordum.
Yalnızdı, yapayalnızdı.. onu anlayan dinleyen kimse yoktu etrafında. Sadece güçlü gözükmeye çalışıyordu , herkesi taktığı maskesiyle kandırmaya çalışıyordu.
Ama beni kandırması imkansızdı.
İnsanları o kadar iyi tanıyordumki , yaşadıkları hüzünleri ne kadar saklarsa saklasınlar anlayabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHR-i TUTKU +18
General Fiction'SENİ ÖLDÜRÜRÜM ' Ettiği bu boş tehdit beni sadece gülümsetmişti , gerçekten bu tür şeylerden korkmamımı bekliyordu. Ona sadece acıyordum , çünkü ettiği o kelimenin bende bir faydası yoktu , dolu bir cümleydi ama benim için oldukça boştu. 'NE GÜLÜ...