Alaz'la bir yıl boyunca buraya beraber gelecektik. Bilmiyorum ne kadar doğru daha az önce tanıştığım biriyle bu kadar iyi olmak ama tanıdığım en naif kalplerden birisi oldu.
"Memnun oldum."
"Şey, Hande. Telefon numaranı alabilir miyim? Kimseye vermeyeceğim."
"Peki. Yazarsın sahile ne zaman geleceğini."
"Tamam."Aslında mutluyum. Zehra ve bu ünlüler çevresi dışında bir arkadaşım oldu. Alaz bir yıl beni bekleyecekti.
Tam olarak şu an baktığım yerde, beyaz lalelerin içindeki bankta. Belki de ben o siyah çiçek için güneş olacaktım. Biraz da ben güneş olmayı hak ediyordum. Toprak değil.
Aranan Kan Bulundu.
Bilmiyorum şu an batan güneş ne yapıyor, kiminle. Acaba birileri (!) de beni düşünüyor mudur?
(ALAZ)
Kara kara kara gözler, ona buna bakıyor mu?
Gece boyu aklımdasın Hande. Çıkmayı düşünüyorsan düşünme. Emin ol ki hayalimden daha güzelsin. Bu güzellik kimden geliyor Hande Hanım? Düşeceğim sanırım.
Saat 09.00
"Günaydın."
"Günaydın! Kaçta sahile geliyoruz?"
"Akşam olur mu?"
"Olur. Yanına yiyecek ve kahve almayı unutmaa!"
"Tamam Güzelim."
Evet güzelim.
(Hande)
"Güzelin miyim gerçekten?"
Sanırım yanımda olsaydı "Evet güzelim." Derdi. Olsun sabah diyen akşam da der.
Saat 22.00
"Gel hadi kök saldık. Laleler solacak seni beklemekten. Hatta lalelerin başı eğilmedi, başı koptu!"
Komik çocuk seni.
Geldiğimde çoktan lalelerin üzerine bir piknik örtüsü, kahvesi, meyve falan vardı. Dağınık saçları, siyah sweatshirt'i ve iki gamzesiyle beni farketti. Ben nasıl mıydım? İşte klasik Hande: lacivert sweatshirt, at kuyruğu saç ve sneaker. O fazla yakışıklıydı.
"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum ama bir şeyi unuttum dur bi dakika."Arabadan battaniyeyi aldım. Yanına gittim ve omzuna kafamı koyup kahvemi içtim.
Bunu Zehra'yla tatilde yapardık. Denizden sonra. Şimdi minik Eren ve minik Zehra yapar. Şu an Zehra'nın sırası değil. Gamzeli'nin sırası.
"Büyük ihtimal şaşırdın sabah yazdığım mesaja, güzelim mesajına."
"E-evet?"
"Öylesin zaten. Bil istedim."Düştüm kaldırnayın.