Bölüm 24: Son

162 14 8
                                    

MERHABALAR SEGİLİ OKURLARIM   🌸

UZUN BİR ARADA SONRA TEKRARDAN SİZLERLEYİM 🎈

BU ZAMANA KADAR SABREDİP YENİ BÖLÜMÜ BEKLEDİĞİNİZ İÇİN SİZE ÇOOOOOK KOCAMAAAN TEŞEKKÜR EDİYORUM❤️

(UMARIM BÖLÜMÜMÜZÜ BEĞENİR VE BENİ DESTEKLERSİNİZ)

KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM EFENİİİİM🎈


Saat kaç, ne zamandır oturuyorum bu dört duvar arasında bilmiyorum. Ömer ne yaptı veya şuan ne yapıyor bilmiyorum. Ben böyle biri değildim. İlk gün sıkacaktım kafasına. İlk gün alacaktım intikamımı. Olmadı. Yapamadım.

O bana demişti ki 'O şerefsizi bulup inine ineceğim.' Ona da abime zarar verdiği gibi zarar verir miydi?

Yarın İstanbul'a gidiyoruz ve ben ondan boşanmak istesem de o bu işe pek yanaşmıyor. Benim şu hayattaki en büyük yanlışım Ömer ile evlenmek oldu.

Ben onun hiç bir şeyi değildim ve bu saatten sonra da anca eceli olacaktım. Yaptığı şeyler artık umurumda değil. Cümle alem bilecek Ali Avşar'ın katilinin Ömer Cihanbeyli olduğunu.

Yatağın bir ucundan öteki ucuna uzanıp telefonumu aldım. Kendimi o kadar yorgun o kadar bitmiş hissediyorum ki anlam veremiyorum tüm bunlara. Ne günah işledim de tüm bunlar başıma geldi anlayamıyorum. Bundan iki yıl önce monoton bir hayatım vardı. Çalışırdım, derdim olduğunda herkesten ünce ağabeyime anlatırdım, küçük güzel bir aileydik biz. Şimdi hiç tanımadığım, töre uğruna birilerinin keyfi için evlendiğim, günlerdir abimin mezarına gitmediğim bir hayatı yaşıyorum.

Bu ben değilim.

Telefonu yavaşça açıp uygulamaların olduğu ekrana bir süre baktım. Kafamın içinde çok fazla soru vardı aylardır cevabını alamadığım sorular. Ne yapacaktım? Ömer'i aramalı mıydım?

WhatsApp ' a girdim. Uygulamaya girmemle Ömer'in sayfası karşımda durdu. Profil resmine kaydı gözüm. Profil resmine tıkladığımda mat siyah olan Range Rover arabasına yaslanmış, deri ceketi, siyah kot pantolonu ve onun bir parçası olan gözlüğünü takmış öylece duruyordu. Gülmüyordu. Telefona bakmıyordu. Başı başka yöne çevriliydi.

Umutsuzca güldüm. Çok garipti. Derdim oydu, derdim bana tüm bunları yapan adamdan hesap sormaktı ama olmuyordu. Neden bu kadar aciz olduğumu anlayamıyorum. Ona karşı hislerim nasıl anlayamıyorum.

Profil fotoğrafından çıkıp yazmak için boş sütuna tıkladım.

İçimden ne geliyorsa yapacaktım.

''Bu ben değildim Ömer. Demir'in de dediği gibi cümle alem senden intikam almak için evlendiğimi biliyor.( Tabii abimin katili olduğunu bilen herkes.) Sen bana ne yaptın yada ben sana, bana büyük kötülükler için ne kadar izin verdim bilmiyorum. Eğer bu şekilde tanışmasaydık seni sevebilirdim. Özünde iyi bir insan olduğunu biliyorum ama bu ağabeyimi öldürdüğün gerçeğini değiştirmiyor. Hangi cehennemdesin bilmiyorum ama ben senin cehenneminin esiri olamam. Sana, ağabeyime işin özünde ne olduğunu sordum. Sadece sormadım, yalvardım da fakat hiç bir şey anlatmadın. Bana dediğin tek şey 'AĞABEYİN ÖLDÜ. ONU BEN ÖLDÜRDÜM. KATİLİ BENİM.' demek oldu. Ben artık dayanamıyorum Ömer. Bunu istersen bir veda notu istersen hakaret olarak algıla. Hoşça kal. Benden bu kadar. Bundan sonra ben yokum.''

WhatsApp 'dan hızla çıkıp telefonu tekrar yatağa fırlattım. Gözlerimden yaşlar akmıştı sebepsiz. Buradan o kadar çok gitmek istemiyordum ki ama yediremiyordum da ağabeyimin ölümünü.

BERCESTE (Mihriban &Ömer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin