1•🧷

3.4K 191 239
                                    


Hi! Bir çok kişinin fikrini alıp
Eninde sonunda yine hyunho'ma döneceğimi..
Biliyorduk.
Yeni ficimiz vatana millete tüm bahtsız Bedevi hyunho shipperlarina hayırlı olsun 💗🌈💙🩹🧷
---------

- Hyunjin -


" Hey Hyunjin! Buraya gel."

Sesini duymam ile asla yerini başka bir hâle bırakmayan ruhsuz bakışlarım onu buldu. Sabah sabah okulda olmak yetmiyormuş gibi bir de  onunla uğraşmak zorunda kalıyorum... Sırama doğru attığım adımlarım itici sesi ile ona doğru gitmeye başladı. Sınıfın sesi kesilmiş,  hepsi bize bakmaya başlamıştı. Çok güzel bir olay değil mi?
Kimse sesini  çıkarıp beni bu igrenç durumdan kurtarmıyor, resmen uzun yıllar beklenen, sonunda çıkmış bir film heyecanı ile izliyorlardı.

Önünde durduğum sırada ayakkabısının ucunu hafif bana sürtmesi , ardından;
" Bana bak." demesinin üzerine bakışlarım tekrar yüzünü buldu. Midemi bulandırıyorsun.

" Sabah sabah çok yorgun hissediyorum. Git ve bize kahve getir."

O ve yanındaki igrenç ötesi arkadaşları bana emrivaki tavırlarla  bakarlarken başımı aşağı yukarı sallayıp hızla sınıftan çıktım.

Ağlamak yok.. ağlamak yok.. ağlamak asla yok.

Sadece birkaç ay sonra üniversite sınavı var. Sadece biraz daha dayanmak zorundayım. Her yerde gördüğüm muamele burada da yabancı gelmiyordu. Tek sorun...O daha İğrenç bir insandı.

Yaptıklarını saymam belki de yıllarımı alır, beni dinleyen kimse de yok zaten. Kahveleri alıp daha dün elime geçen iki kuruş parayla hesabını ödedikten sonra yukarı çıktım. Nefes nefese sınıfa girdiğim sırada neyse ki hoca yoktu. Sıramın arkasına oturmuş, yanındaki berbat insanlar ile gülüşüp duruyordu. Yanına gidip kahveleri önüne bırakmış ve yerime gitmek için arkamı dönmüştüm.

" Hey! Git dediğimi hatırlamıyorum." derin bir nefes alıp ona döndüğüm sırada " Ç-çalışm-mam ge-gerekiyor." demem de bir işe yaramamış beni kolumdan tuttuğu gibi yanına oturtmuştu. Lanet olsun kekelemek istemiyorum artık.

" Şu dün verilen proje ödevini yaptın mı bakalım.."

Felix  denen parazit çantamı alıp açmış ve asla özel falan dinlemeden masanın üstüne dökmüştü. Sadece beni rahatsız eden böyle pervasız davranmasıydı. Minho'nun önüne düşen Karpuzlu lip gloss'umu kaptığım  gibi cebime koyacaktım ki elimden çekmiş ve iğrenç kahkahasının ardından açmıştı kapağını. O benim tek mutluluğum..

" Ooo minik ibinemiz karpuzlu lip gloss da mı sürüyormuş, derdin okuldaki erkekleri etkileyip altlarına yatmak değil mi?"

Gözlerimin dolmasına an kalmıştı ki doldu. Onlar dakikalar boyunca iğrenç laflar ederken başımı yerden hiç kaldırmadım. Artık cevap veremeyecek kadar yorgunum.

Hocanın gelmesi tabii ki benim için bir kurtuluş değildi. Yerime, yani ön sırasına geçtiğim sırada belki biraz susar sandım fakat ders boyunca asla durmadan benimle uğraştı.

" Evet beyler.. proje ödevlerini alayım bakayım!" çantamı onlardan kurtarmış olmam beni sevindirmedi çünkü Felix elindeki projem ile kalkıp
" Hocam biz grup halinde yaptık buyurun.." diyip güle oynaya hocaya götürmüştü.

Kendimi savunamam... Dinlemezler de zaten. Kekelerim ben , umursamazlar. Gerçekleri içimden yüzüme yüzüme vururken dolan gözlerimi sıkı sıkıya kapattım.

" Tamamdır herkes verdi mi? Hwang Hyunjin! Ödev lütfen." 

Bakışlarım hocayı bulduğu sırada arkadan gelen gülme sesleri deldi beynimi. Susun,susun. Her bir kelimeniz beynime kızgın bir şiş misali saplanıyor. Siz güldükçe ölecek gibi hissediyorum.

" Hocam yapmamış o."

" Hyunjin neden yapmadın?... Ses yok, peki madem yapmadın, herkes evlerine dağıldığı sırada sınıfın akşam temizliğinden sen sorumlu olacaksın. Ciddi bir projeydi senden asla beklemezdim  ve tek kelime itiraz istemiyorum."

Tek kelime edene kadar canım çıkıyor zaten.
Başımı aşağı yukarı salladım. Sadece bu , dahasını yapamazdım.

Minho tatmin olmuş bir şekilde arkadan arkadan gülüyor , saçma sapan konuşuyordu. Lanet olası herif. Ondan hayatım boyunca nefret edeceğim.

Sonunda zil çaldığı gibi beni yakalamalarına izin vermeden kendimi kütüphaneye attım. Tek rahat hissettiğim yer kitapların arası. Başka hiçbir şeye ait hissedemem zaten. Beni sevip saçlarımı okşayacak bir annem, ya da arkamda duracak bir babam yoktu.

Çocuk yaşta terk edilmiş , o zamanlarda yalnızlığa mahkum edilmişim. Kendimi bildim bileli de yalnızım. Keşke sadece yalnız olsam. Aynı zamanda beş parasız ve saçma sapan bir genç -aslında ihtiyardan- ibaretim. Genç demeye de bin şahit ister cidden. Hâlâ kendini savunmayı bilmeyen, konuşunca kekeleyen, en ufak sürprizler ile mutlu olup gökyüzüne baktığı an içi kıpır kıpır olan bir çocuğum ben. İhtiyar bir çocuk. Bu sadece iyi yanım. Kötüyü gözlerime bakıp da anlayabilirsiniz.

Gün onların benimle uğraşmaları ile geçti. Fakat akşamı daha kötüydü. Neyse ki yatacak yer buldum diye sevineceğim.. geceleri genelde çalışır, hatta okuldan sonra da çalışır, sabaha karşı kendimi okula atar bir iki saat uyurdum.  Ardından biraz ders - neyse ki zekiyim çabuk anlıyorum - ve yorucu hayatım...
Şuan zaten okuldaydım. Anlaşılan bu gece sokaklarda çalışmak yerine burayı temizleyeceğim. Ne mutlu haber..

------

Heyyyy
Tekradan...
Nabersiniz???

Yeni bir fic hadi duygulanalim 😢
Bu sefer konuyu biraz ciddi bir yere çekmek istiyorum. Oyları ve yorumları unutmayınız efendim.

Desteğinizi bekliyorum aksi takdirde 'kısmetse olur skz version'un' kaderini yaşayacağız.

MOKİTA - HyunHo - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin