09

332 44 2
                                    

"Bakanlıkta olmamız gerekmez miydi?"
Harry sırtını yeni oturduğu sandalyeye yaslarken yeşil gözlerini garsonu çağıran adama dikti. Kumral yakışıklı adam omuzlarını silkerek garsonu beklemeyi tercih etti.

"Saat daha 6 ve duruşman 8'de. Aramız birer kahve içemeyecek kadar kötü değildir değil mi?"
Harry hızla başını onaylamaz bir şekilde sallarken Remus yakışıklı yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamadı. Yanlarına ulaşan kısa tombul kadından iki muggle kahvesi isterken Harry,kadın gittiği gibi hızla söz aldı.

"Seninle öyle konuşmamalıydım. Hata ettim. İşin aslını bilmiyordum.Seni kırdığım ve tehdit ettiğim için özür dilerim"
Harry'in hızla kurduğu cümlelerine tek kaşını kaldıran Remus,sırıttı.

"Senden bir özür beklediğimi nereden çıkardın? Aksine asanı aldığım için özür dileyen ben olmalıydım"
Harry karşısındaki adam gibi tek kaşını kaldırıp söz aldı.

"Sana acını hatırlattım,Remus. Benim için bir asadan daha değerlisin."
Remus çocuğun zorlukla söylediğinin farkında olduğu cümlelere kıkırdarken konuşmak için dudaklarını araladı.

"Bizim her zaman yaptığımızı bu sefer sen yaptın,"
Çarpık bir gülümsemeyle gülümseyen orta yaşlı adama karşı Harry bu sefer kaşlarını çattı. Remus Harryin algılaması için tekrar söz aldı.

"Sendeki yaradan pek bir farkı yok"

"Benim...Benim yara izimin artık tek anlamı Voldemort..."
Cümlesini tamamlamayan Harry, garsonun kahveleri servis etmesini bekledi. Kısa bir teşekürle garson ayrılınca devam etti.

"...Tek anlamı Voldemort. Ailemi tanımadım,onlara saygı ve sevgiden öte acı hissedemem. Bunu ne kadar istesem de yapamam. Her sabah kafamdaki yarayı görünce istediğim tek şey intikam. Annemin,babamın ve Cedric'in intikamını almak istiyorum. Onlarınki gibi kısa bir ölüm değil aksine Voldemort'un acıyla can çekişerek ölmesini sağlamak istiyorum. Bu sadece onlara olan borcumu ödeyecek. Ve ben tekrardan yaşamaya devam edeceğim"

Harry elindeki kahvesini yudumlamak için alırken bal köpüğü rengi gözlerin ona dikili olduğunun farkındaydı. Remusa birkaç saniye verirken tekrar söz aldı..

"O gece dediklerimden etkilendin. Bu da o yaranın bende olanıyla farkını koydu.Senin yara izin tozlu raflarda değildi. Canlıydı ve belki de sızlıyordu. Benim ailemi gömme gibi şansım zaten olmadı. Sen buna sahip birisin büyük ihtimalle ve ben sana yanlış yaptım. Konuyu uzatarak seni daha fazla kırmak istemiyorum... Ama özrümü de kendi hatanın olmadığını da kabul et."

Harry'e karşı başını onaylarcasına salladı ve bu sefer o kahve fincanını dudaklarına götürdü. Acı kahveyi masaya bırakırken konuşmak için dudaklarını araladı.

"O gece beni yaralayan sözlerin değildin. Geçmişte kalan bir yarayla afalayacak kadar zayıf değilim. Dikkatimi çeken beni tehtid ederken ki davranışlarındı. O gece ilk defa kendi kafamda kurduğum tezin doğru olabilme ihtimalini düşündüm."
Dedi ve ekledi.
"Senin Voldemort'la aradaki bağı sağlayan şey,senin Voldemort gibi davranmana yol açabilir mi sorusu yankılandı zihnimde."

Harry elindeki kahveyi bıraktı,arkasına yaslandı ve yeşil gözlerini bu sefer sert bir şekilde adama dikti.

"Bu apaçık bir hakaret. Bir katil olduğumu sanmıyorum."
Harry'e karşı başını onaylarcasına salladı.

"Haklısın. Ama bu ona dönüşemeyeceğin anlamına gelmiyor. Üstelik dün gece yanına gelirken gördüğüm manzara pek iç açıcı değildi kabul et."
Harry kaşlarını çatarak adama bakındı.

"Kanın kokusu odandan alınca endişemi mazur gör. Odaya sihir yoluyla girmenin ihtimali yoktu. Neyseki ev üzerinde Sirius sayesinde sözüm geçebiliyor."

E̶x̶c̶i̶t̶a̶t̶i̶o̶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin