Her Son Yeni Bir Başlangıçtır

64 5 32
                                    

Dağ evine geleli bir hafta oluyordu bir haftadır kızlar dışında ki kişilerle
iletişim kurmamıştım. Şuan da koşu için hazırlanıyorum. Gri bir takım giydim. Ve hazırdım.

Evimin biraz ilerisinde ormanın içinde koşu alanı vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evimin biraz ilerisinde ormanın içinde koşu alanı vardı. Orda koşmak bana huzur veriyordu.

Yaklaşık yarım saattir hiç bir sorun olmadan tempolu koşuyorum taki bir bedene çarpana kadar. ~Çarptığın kişi baya iyiymiş ~ İç sestende onay aldığımıza göre sorun yok. Şimdi benim çarptığında göre benim özür dilemem gerekiyordu dimi ~Ee herhalde ~ Yok be ben niye özür diliyorum o yolun ortasında durmasaydı ben mi ona dedim gel yolun ortasında bostan korkuluğu gibi dur diye. ~Ya egonu umursama özür dile yada bas git ne dikildiniz yolun ortasında ~ Tam iç sese hak verip gitmek için bir adım atmıştım ki yakışıklı bey konuştu. " Bi özür dahi dilemeden böylece çekip gidecek misin?" ne diyordu bu yolun ortasında bostan korkuluğu gibi dikilen oydu. "Beyefendi farkındaysanız yolun ortasında yalı kazığı gibi dikilen sizsiniz" dedim. " Hanım efendi anlaşılan farkında değilsiniz ama biz şuan koşu alanının dışındayız." Dediği şeyle etrafa baktım cidden koşu alanının dışındaydık ben ne ara koşu alanının dışına çıkmıştım ki farkında dahi değildim. ~artık gururunu ayaklar altına alıp özür dilemen gerekiyor. ~" Kusura bakmayın koşuya kendimi o kadar kaptırmışım ki koşu alanının dışına çıktığımı fark etmemişim." dedim. "Normalde kusura bakarımda hadi bugünlük bakmayalım prenses" dedi. "Siz hep bu kadar küstah kendinizi beğenmiş bir insan mısınız? Acaba özür diledik işte ne uzattın." "Ben mi küstah ve kendimi beğenmişim. Normalde olsa kusura bakardım dedim. Normal olarak. "dedi. Daha fazla onunla uğraşmayıp dağ evine döndüm.

Kendime Bi tek kuş sütünün eksik olduğu bir kahvaltı hazırladım. Yemek yerken dizi veya film izleneyi çok sevdiğim için bir film açtım.

Telefonum çalana kadar saatin kaç olduğunun farkında değildim. Çoktan akşam olmuştu arayan Afraydı . Telefonu açtığımda sesi çok telaşlı geliyordu Asena'nın merdivenlerden düştüğünü ve hastanede olduklarını söylemişti. Telefonu kapattığim gibi doğrudan hastanenin yolunu tuttum. İnşallah bebeğe de Asena'ya da bişey olmazdı Asena bunu kaldıramazdı. Ben düşüncelere dalmışken çoktan hastaneye varmışım.

Beni gören Afra hemen yanıma geldi teleşlanacak bir şey olmadığını bebeğinde Asenaın da iyi olduğunu birazdan yanına gidebileceğimizi söyledi.

Bende kantinden bir şeyler almak için asansöre bindim bir kat indikten sonra asansör durdu ve içeriye yakışıklı beyefendi girdi onun burada ne işi vardı acaba doktor falan mıydı? Aman yok be ne doktoru bu sapasağlam insanı hasta ederdi. Yakışıklı beyefendi "Giderim var mı? Bence vardır." dedi. Ben durup adamı incelediğimi asansörün durduğunu bile fark etmemiştim. "Neden bahsediyorsunuz ben neden sizi inceleyeyim ki" dedim. Pis pis güldü ay bu bir daha gülmesin be gülünce çok karizmatik oluyor hele o gamzeleri. ~Kendine gel Efil iyice adamın içine düştün~ Düşülmeyecek gibi değildi ki. Sesiyle kendime geldim " Baya Bi alıcı gözüyle baktınız da giderim var mı? Diye merak ettim. " dedi elini saçlarının arasından geçirirken. Tam cevap vermeden asansörden ineceğim sırada beni asansör duvarıyla arasına sıkıştırdı. "Sabah yaptığın gibi cevap vermeden bir yere gidemezsin" dedi. "Ha senin karşında dilim tutuluyor iki kelimeyi bir araya getiremiyorum diyorsan orası ayrı konu"
" Ne saçmalıyorsun sen ya benim senin karşında niye dilim tutulsun dediklerin çok saçma olduğu için bir cevap verme gereği duymuyorum.
Şimdi çekil önümden" dediğimde kahkaha attı. "Hiç bir yere gidemezsin prenses" dediğinde erkekliğine dizimi geçirdim inleyerek geriye doğru gitti. " Doğmamış çocuklarımdan ne istedin" dediğinde bu sefer ben kahkaha atıp asansörden indim.

~Eftalya ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin