Yeşeren Mucize

484 40 96
                                    

Maven'dan

Hayatımı kim ya da ne olduğumu bilmeden geçirdim. Sanki herkesin neden olmaları gereken yerde olduklarının bir sebebi vardı. Bense asla bir yere ait hissedememiştim. Violet hayatıma girene kadar nedensizce yaşadığımı hissediyordum. Oysa kalbimin nereye ait olduğunu o bana göstermişti. Benim kalbim ona aitti.

O günlerden sonra belki de yaşamımda ilk defa kendime bir amaç edinmiştim: Ne pahasına olursa olsun onu koruyacaktım. Ancak fark ettim ki o, hiçbir zaman ne bana ne de başkasına ihtiyaç duymayacak kadar güçlüydü. Bu onu daha çok sevmeme neden oluyordu. İlişkimizde bir diğerini koruyan biri varsa eğer, bu hep Violet olmuştu. Kalbim yerini bulsa da, yaşamımın hala ortaya çıkarmam gereken bir amacı olduğunu hissediyor, fakat ne yaparsam yapayım onu bulamıyordum.

Her şeyden çok sevdiğim, sahip olduğum tek kişiyi kaybettiğimi sandığım o günde, kim olduğumu öğrenmek manasız gelmişti. Hayatımdaki diğer bütün günler bana yol gösterecek Tanrıça'nın sesini duymak için dua ederdim, ancak o gün tek duam Violet'in geri gelmesiydi. O gün kendimi bulup onu kaybetmiştim... Kendimi ve cesaretimi toparlamam gerekti, sonunda kutsal bir amaca hizmet edebilme fırsatım gelmişti. Birilerinin bana ihtiyacı vardı. Seçilmiştim. Böyle hissetmiştim. Yine de Violet olmadığı için bana verilen kutsal amaç bile anlamsız geliyordu.

Şimdiyse korkuyordum. Ne köprücükkemiğimdeki bir Maren, bir 'Koruyucu' olduğumu gösteren kayan yıldız şeklindeki doğum lekeme dokunmak ne de tedirginlikle parmağımda çevirip durduğum babamdan ve onun da atalarından bana miras kalan yüzüğümün tenimde bıraktığı soğukluğu hissetmek beni korkularımdan uzaklaştıramıyor, rahatlatamıuordu.

Bunu yalnızca elimi tutan o el yapabiliyordu. Gerçek olamayacak kadar güzel sıradışı pembe gözlerin benim soğuk mavi gözlerimi bulup içimde orada olduğunu bile bilmediğim soğukluğu ısıtması yapabiliyordu. Onun cesurluğu bana da cesaret veriyordu.

Ancak o gözler acı içindeydi. Onu tanıdığım ilk günden beri yavaşça gözleri daha da kötüleşti. Ağrıyı birazcık dindirmek adına başını omzuma koyup gözlerini sımsıkı kapattı.

"Gözlerin... "
"Merak etme" dedi Violet. "Eskisinden daha iyiler."
"Canının acısını yok edebilmek için her şeyi yapardım."
"Biliyorum Mavey."

Güldüm,onun da kıkırdadığını duyunca ellerimizi birleştirdim. Benim ellerim hep soğuk onunkilerse hep sıcacık olurdu.
"Eskiden bana böyle seslenmenden hoşlanmazdım. Şimdiyse bayılıyorum."
"Zamanla alışırsın demiştim değil mi?"

Güzel kahkahası gemide yankılanırken beyaz saçlarına bir öpücük kondurdum. Dalgaları seyrediyordu. Dalgaları sevdiğini her fırsatta dile getirir ancak ne zaman nedenini sorsam yalnızca gözlerimin içine bakarak sıcacık gülümsemekle yetinirdi. Her şeyimle savaşaçaktım. Onun için savaşıp kazanacaktım.

"Biliyorsun..."

Devamında her ne söyleyecekse duymak istemiyordum. Ancak benim duymaya, onunsa söylemeye ihtiyacı vardı.

"Geri dönemeyebiliriz."
"Biliyorum..."
"Bunu sana ilk defa söyleyeceğim Mavey" Bir kalp atışı kadar durdu. Söyleyeceği şeyden çekindiği için değil, söyleme cesaretini içinde bulamamaktan endişeleniyordu. Elini daha sıkı kavradım ve pembe gözlerinin içine baktım. Sanki bu hareketimden güç almış gibi konuşmaya devam etti.

"Korkuyorum Maven."

Şaşırmıştım. Duymayı beklediğim şey bu değildi. Violet asla korkmazdı, her ne olursa olsun problemleri sanki biri ona meydan okumuşçasına dudaklarında beliren zevkli bir gülümsemeyle çözerdi. O hayatımda gördüğüm en cesur insandı. Ve bana kalırsa tüm alfalardan da daha güçlüydü. Onun yüreği cesurdu.

Red Tears | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin