Düzenlemeden atıyorum.
İyi okumalarrr-----
"Chae ne yapıyorsun?"
"Hazırlanıyorum jisoo, görmüyor musun?" Sinirle soluyup elimde duran ruju hızla çekip aldı.
"Chaeyoung işimiz var ya hani, kaydetmemiz gereken şarkılar falan var? Unuttun mu onları?" Gülümseyip elindeki ruju tekrar elime aldım ve az miktarda dudağıma sürüp kapağını kapattım. Güzel olmuştum.
"Biliyorum jisoo. Senden sadece bir gün izin istiyorum." Ellerini ensesine yerleştirip sinirle solumaya devam etti. Sabrını sınadığımı ve çocukluk ettiğimi biliyordum ama engel olamıyordum. Lalisa'yla mesajlaştıktan sonra içimde küçük de olsa bir umut yeşermişti. Bugün de lalisa'nın beni davet ettiği partiye gidip lalisa'nın bana verdiği umudun arkadaşça olup olmadığını öğrenmek istiyordum. Ve tabii ki yalnız gitmiyordum. Jimin de benimle geliyordu.
"Chaeyoung kalbini kırmak istemiyorum ama yaptığın çocukça değil mi sence de?" Jisoo'ya dönüp ellerimi yanaklarına yerleştirdim.
"Benim için endişeleniyorsun biliyorum ama gerek yok jisoo. Her şeyi halledeceğim tamam mı? Yarın bütün işlerimi erkenden bitireceğim." Gözlerine umutla bakıyordum. Jisoo'nun onayını almadan bir şeyler yapmak bana doğru gelmiyordu. Bu yüzden ne olursa olsun Jisoo'nun gülümseyerek "tamam ama dikkat et" demesini duymak istiyordum. Çünkü her zaman aynı şeyi söylüyordu.
"Tamam ama dikkat et chae" gülümseyerek Jisoo'ya sarıldım ve çantamı alıp evden ayrıldım.
Jimin'e hazırlandığımı söyleyen bir mesaj atıp beklemeye başladım. 5 dakika sonra önümde siyah bir Porche Cayman durmuştu. Gülümseyip arabaya doğru yaklaştım ve açık olan camdan başımı uzattım.
"Hanımefendi gideceğiniz yere kadar bırakmamı ister misiniz?" Gülümsedim. "Neden olmasın?" Arabaya binip jimin'e sarıldıktan sonra arkama yaslanıp sessizce yolun bitmesini bekledim.
Mekana vardığımızda etrafta şaşırtıcı bir şekilde gazateci bulunmuyordu. Kapalı geniş alana doğru ilerledik. İçerisi beklediğim kadar kalabalık değildi. İnsanların karaoke yapabileceği bir alan vardı, büyük bir bar ve kuralmış gibi her parti mekanında bulunan bir de havuz vardı.
Müzik sesinden jimin'in beni duyamayacağından endişeleniyordum bu yüzden kulağına doğru eğildim.
"Bana bakıcılık yapmana gerek yok Jimin. İstediğin gibi eğlen tamam mı?" Jimin'in kaşları çatılmıştı.
"Sana bakıcılık yapmıyorum chae sadece senin için endişeleniyorum. Bir daha bu kelimeyi kullanırsan seninle konuşmayacağım. Anlaştık mı?" Başımı salladım.
"Seni rahat bırakacağım. Gitmek istersen veya rahatsız olduğun bir şey olursa telefonum her zaman açık olacak." Kendimi annesi tarafından uyarılan çocuk gibi hissetsem de gülümsedim. Bu hisse alışkındım.
"Tamam Jimin. Git artık" göz kırpıp yanımdan ayrılmıştı.
Etrafta göz gezdirdim. Lalisa ortalarda gözükmüyordu. Parti sahibi olmadan parti mi olur diye geçirdim içimden. Masalardan birine yaklaşıp masanın üzerinde duran kadehlerden birini aldım ve yavaşça içmeye başladım.
Şaşırtıcı bir şekilde bugün gergin değildim. Üzerimde saçma bir rahatlık ve mutluluk vardı. Gülümsememe engel olamıyordum.
"Bayanlar ve baylar, hepiniz hoşgeldiniz!" Sahneye baktığımda lalisa'yı görmüştüm. Her zamanki gibi enerjik, kendinden emin ve güzeldi.
"Bu gece istediğimiz gibi eğlenelim. Geldiğiniz için teşekkürler!" Göz göze geldiğimizde gülümseyerek yanıma yaklaştı. Bir elini belime sarıp kulağıma doğru eğildi,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nova
FanfictionŞarkıcı Roseanne Park kendisi gibi ünlü olan dansçı Lalisa Manobal'a aşık olmuştu.