Önemli: Arkadaşlar elimden geldiğince bazı şeyleri tarihe göre ve doğru yazmaya çalışacağım yanlışımı görürseniz lütfen yazın gerekirse sert bir dil kullanın çünkü en nefret ettiğim şeylerden biri tarihin yanlış nakledilmesidir.
Teşekkürler
Umarım beğenirsiniz
İyi okumalar
1.bölüm "Uykudaki Derin Devlet"
Esmehan (Yavuz Sultan Selim Dönemi Sonları)
"Seni Hürrem Hatun'un hizmetine verdiler. En ufak bir sorun çıkmayacak, aksi takdirde bedelini sen ödersin, anlatabiliyorum öyle değil mi Hatun?" Onu başımla onayladım. Kefe sancağına gönderileceğimi zaten biliyordum.
Merhum anam Hafsa Sultan'ın emrinde çalıştığı için benim de Şehzade'nin Hatun'larından birinin hizmetine vereceklerini düşünüyordum zaten. Kalfa'nın da merak etmesine gerek yoktu. Ben hizmetimi en iyi şekilde yapardım Allah'a şükürler olsun.
Hürrem Sultan'ın karşısına geldiğimde kendisine selam verdiğimde kalfa kısaca onun hizmetine verildiğimi söyledi. Hürrem Sultan başını salladı ve kalfaya çıkmasını söyledi.
"Adın ne?" Başımı yerden kaldırmadan cevap verdim. "Adım Esmehan, Hürrem Hatun." Ayağa kalktı ve sormaya devam etti. "Nereden geldin?" Duruşumu bozmadan devam ettim. "İstanbul'dan geldim."
Ellerini birleştirdi. "Seni duydum, merhum anneni çok methettiler, senin de onun gibi olduğunu söylediler. Eğer gerçekten de bana en iyi şekilde hizmet edersen karşılığını elbet alır ve yanımda kalırsın. Zamanla göreceğiz."
Onu başımla onayladım, bana çıkmamı söyledi, yerime geri döndüğümde büyük bir imtihanda olduğumun farkındaydım. Şehzademiz tek şehzade olduğu için Sultan olacağı belliydi. Bu da Hürrem Hatun ile Mahidevran Gülbahar Hatun'un arasında rekabet doğuruyordu. Bu yüzden de hizmetlerindeki hatunlara dikkat ediyorlardı.
Şansıma iki hatunu da görme şansına erişmiştim ve kimin kazanacağı ile ilgili şimdiden bir fikrim olmuştu.
***
"Esmehan Hatun" kendisine cevap verdim. "Buyurun Hürrem Hatun" Hürrem Hatun gülümsedi. "Bugüne kadar bana olan sadık hizmetlerinden dolayı bu haberi ilk seninle paylaşacağım."
Başımı salladım ve haberini bekledim. Bana artık güveniyor ve rekabetinde ona olan desteğimin farkındaydı. "Gebeyim" verdiği habere gülümsedim. Sultan -Yavuz- Selim'in vefatından bu yana ilk defa gerçek anlamda mutlu olmuştum.
On dokuz yaşında kendisinin hizmetine girdiğimden bir süre sonra abla kardeş gibi olmuştuk, ona karşı her zaman saygımı ve haddimi bilmiş o da bu davranışlarımı sevgi ve anlayışla karşılamıştı.
Mahidevran Gülbahar Sultan'ın Şehzade Mustafa'yı doğurması Hürrem Sultan'ı uzundur huzursuz ediyordu. Şimdi ise saray kendisinin gebe olduğu haberini yayacaktı.
"Kutlarım sizi, inşallah bu doğum sizin mutluluğunuzu katlayarak arttırır." Hürrem Hatun gülümsedi. "İnşallah Esmehan Hatun." Kapının tıklanma sesinde sonra bir kalfanın beni çağırdığı haberini verdiler. Hürrem Hatun beni göndermek istemese de sonradan göndermeye karar vermişti.
Kalfa ile yürümeye başlarken geriliyordum, Mahidevran Gülbahar Sultan'ın son zamanlarda fazlasıyla gözüne batmıştım belki o çağırtmıştır diye düşündüm fakat Gülbahar Sultan'ın dairesinin aksine yürüyorduk.
Kalfa biraz daha devam ettikten sonra gizli bir kapıyı açtığında şok oldum. Kapıdan girmeden önce sert bir uyarıda bulundu. "Şu an gördüklerinden başta Hürrem Sultan olmak üzere herhangi birine Sultan Süleyman da dahil bahsedersen kelleni İstanbul'da gezdiririz, anlatabiliyor muyuz?" Korkuyla başımı onaylar anlamda salladım.