B.1

983 39 5
                                    


Selam. Adım Sara, soyadımı bilmiyorum. 16 yaşında 6. Sınıf öğrencisiyim. Yetimhanede büyüdüm ve 11 yaşında Hogwarts'tan mektup aldım. Hogwarts benim evim. Burada en başarılı öğrencilerden biri de benim. Binam Slytherin ve Slytherin olduğum için kendimle gurur duyuyorum.

Pansy: Sara nerelerdesin? Her yerde seni aradım.

Sara: Hava almaya çıkmıştım.

Pansy: Kütüphaneye gidip verilen ödevi yapmalıyız

Sara: Amortentia'nın neresi zor olabilir? Bunu gözümüz kapalı da yapabiliriz

Pansy: Herkes sen değil güzelim hem gel bak seninki de orda

Sara: Benimki? Of Pansy o benimki falan değil. Ayrıca o benden nefret ediyor seninki diyip durma

Pansy: büyük aşklar nefretle başlar derler

Sara: Çok fazla Muggle kitabı okumuşsun, hadi gidelim.

Bu kız cidden beni çıldırtıyor. Koskoca Tom Marvolo Riddle, benden nefret eden Tom Marvolo Riddle beni sevecek hali yok ya? Ayrıca etrafında bir sürü kız var. Hiçbiri onun ilgisini çekmeyi başaramıyor neden bana baksın? Ah ne düşünüyorum ben?
Pansy ile kütüphaneye gittim. Etrafa bakındığımda Tom'u gördüm. Bir rafa yaslanmış elindeki kitaba odaklıydı. Birden gözlerini bana çevirdi. Bakakaldım. Sonra ise gözümü başka bir yere çektim. Neden bana bakıyordu? İnsan bir tepki verir. Çocukta sıfır hareket, mimiği bile oynamıyor! Bazen beni gerçekten ürkütüyor.
Onu takmamaya çalışarak Pansy'nin yanında ilerledim. Bir masaya oturduk ve bir kaç iksir kitaplarını karıştırdık. Sonunda Amortentia'yı bulmuştuk. Daha önceden yaptığım için nasıl yapıldığını biliyordum. Sırf Pansy için gelmiştim buraya..

Pansy: Sen buna basit mi diyorsun?

Pansy'nin kafası karışmış gibi görünüyordu

Sara: Karmaşık gözükebilir buna aldanma sakın. İstersen odaya çıkalım ve orada yapıp test edelim nasıl fikir?

Pansy: Çok iyi olur hadi gidelim!!

Odaya çıkıyorduk. Tom'un bakışlarından kurtulabilecektim sonunda.

Odaya geldik ve Amortentia'yı yapmaya başladık.  Sonunda bitirmiştik.

Pansy: Ee işe yarayıp yaramadığını nasıl anlayacağız?

Sara: Amortentia bir aşk iksiri. Bu iksiri koklatıcak birine ihtiyacımız var.

Pansy: Sen koku almıyor musun?

Sara: Ne? tabi ki de hayır, hayır almıyorum.

Yalan söyledim. Kahretsin! Tıraş losyonu,sigara ve parfüm karışımı bir koku almıştım. Ama bunu söyleyemezdim.

Pansy: Sen burada bekle hemen döneceğimm

Pansy çıkıp gitti. Ne yapacağı ya da kimi getireceği hakkında en ufak bir bilgim yoktu. 5-6 dakika sonra içeriye Pansy ve Blaise girdi.

Blaise: Odaya parfüm mü boşalttınız?

Pansy: Yeni aldığım bir parfüm nasıl kokuyor?

Blaise: Çikolata ve mandalina karışımı bir şey mi bu? Güzel kokuyor...

Pansy: Teşekkür ederim şimdi ufak bir işimiz var seninle sonra görüşürüz

Blaise: Pekala görüşürüz

Blaise sorgularmışcasına bakarak odadan çıktı.

Sara: Pansy?

Pansy: Efendim

Sara: Senin kokunu tarif etti.

Pansy: Evet, bir dakika ne?

Sara: Yeni shipim Pansy-Blaise hayırlı olsuun

Pansy: Sara saçmalama hayırr

Sara: Yakışıyorsunuz aslında

Pansy: Tom ve sen daha çok yakışıyorsunuz sanki hm :D

Sara: Başladın yine saçmalamaya..

Pansy: Her şey karşılıklı güzelim benim

Hava kararmaya başlamıştı. Duşa girdim ve biraz rahatladım. Şu sıralar kafam çok doluydu. Sürekli bir şey düşünüyor gibiydim fakat ne düşünüyorum bunu bilmiyordum. Kendimi her zaman yorgun hissediyordum. Bunun derslerime yansımasından aşırı derecede korkuyordum. Pansy ise benim aksime çok rahat ve neşeliydi. Duştan sonra saçlarımı kurutup taradım. Üstüme koyu yeşil kazağımı altıma da siyah eşofmanımı geçirip tekrardan kütüphaneye indim. Derslerimin üstünden geçiyordum. Bazı büyülerde zorlanıyordum. Mesela Patronus. Güçlü bir anım olmadığı için benim bir patronusum yok. Aradan 1 saat geçtiğinde odama geri geldim. Biraz kitap okuduktan sonra uyudum.

—————————————

𝒯𝒪𝑀 𝑀𝒜𝑅𝒱𝒪𝐿𝒪 𝑅𝐼𝒟𝒟𝐿𝐸 / 𝐓𝐡𝐞 𝐝𝐚𝐧𝐠𝐞𝐫 𝐢𝐭𝐬𝐞𝐥𝐟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin