...ALEV ALEV...

806 14 0
                                    

Morgan Mcdonnel

" morgan".... " morgan " sesin geldiği yöne doğru kafamı kaldırıp -ne var ulan!- dercesine baktım, kim bilir kaçıncı kez morgan değişiydi bu Alexander in...
"Neyin var oğlum? Yarım saattir elindeki içki kadehini okşuyorsun? "

Alexander in bu sözleri üzerine kendime anca gelebilmistim..
Gerçekten neyim vardı böyle?.. Sonra neden bu halde olduğum aklıma geldi -bele kadar olan sarı saçlar, derin denizlerden bile daha derin Mavi gözler ve o kırmızı dudaklar- ışte aklımda olanlar bunlardı. Ama bir türlü anlam veremiyordum.

Yanimda anlamaz gözlerle beni kesen Alexe dönüp " yok bir şeyim, beni rahat bırak " dedim ve elimdeki kadehi kafama dikip salonda gözlerimle sabrinanin olduğu yöne baktım..
Gözlerimiz birbirini bulunca garip duygular hissediyordum o da kızarıp hemen başını önüne eğdi. Kendime inanamıyordum, nasıl olurda o küçük kız büyüyüp böyle afet olacak..

Babam sürekli beni yanına çağırıp bir sürü gereksiz insanla tanıstırıyordu. Gelen konuklarla ilgilenirken de gözüm hep ondaydı, -Tanrım!!!- Ne kadar da vahşi bir güzelliğe sahipti.. - Oğlum Morgan bir gün bu kız senin olacak - diye içimden geçirmeye başladım..
Ben hâlâ aptal aptal ona baktığım halde o bir daha dönüp bakmadı. O güzel dolgun kırmızı dudaklarını öpmek istiyordum...
Vahşice öpmek!..

' .......

Sabrina Cameron

Bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum ama ona bakmaya cesaret edemiyordum.. Telefonumdan saate baktım bayağı ilerlemişti. Davetlilerle yavaş yavaş azalıyordu. Bizde gitmeye karar vermiştik ve kapıya doğru ilerlemeye basladik..
Tam kapıdan çıkacaktık ki Morgan soluk soluğa yanımıza geldi. Babama dönerek; " Bay Edmund, sizi çok özlemişim.. Kusura bakmayın sizinle pek fazla ilgilenemedim, düşündüm de yarın akşam hep beraber yemek yiyelim mi, ne dersiniz? " İçimden babamın evet demesi için çığlık atıyordum. Babamda; " Neden olmasın, bak ne diyeceğim " dedi ve annemi işaret ederek. " Eminim ki Evelyn in yemeklerini ozlemissindir, bu yemek işi bizim evde olsun ne dersin? " Morgan kafasını sallayarak "elbette " dedi..
O sırada babasi da yanımıza gelip planı uygun buldu ve gurur duyan bakışlarla Morgan bakıp sırtını sıvazladı..

Yavaş yavaş beraberce bahçeye doğru yürürken Morgan benim yanıma gelerek yanımda yürümeye başladı. Önce boğazını temizledi sonra bir kaç derin nefes aldı ve " Sabrina..? " dedi... Hemen hevesle yüzümü ona döndüm ancak bunu o kadar hızlı yapmıştım ki başım döndü...
O an belimde bir el hissettim, sonra burnuma dolan odun ve eşsiz çam kokusu.. tabiki de Morganın elinin belimde olması ve o erkeksi kokusu başımın dönmesini siddetlenerek arttı..
Ondan uzaklaşırsam kendime gelebilirim düşüncesiyle ellerinden kurtuldum 2 adım uzağında durdum, derin bir nefes çekip verdim ve ona döndüm... " Morgan? "
Özellikle soru sorar gibi sormuştum, adını söylerken gözlerine bakmistim, gözlerinde emin olamasamda sanki endişe vardı..

Beni şöyle bir süzüp, iyi olduğuma emin oldukta sonra hemen söze girdi " Çocuklar beni Club da bekliyor, düşündüm ki sende gelmek istersin. Bende tek gitmemis olurum, bana eşlik eder misin? " dedi ve göz kırpmayı da ihmal etmemişti.....
Nasil yani?? Bir dk bir dk.... kulaklarima inanamiyordum Tanrimmm!! Morgan ve ben...
" Neden? " diyebilmiştim sadece çünkü kan beynimden gitmiş ve ne diyeceğimi bilememiştim..
O da " istersen tabiki " demişti benim cevabım karşısında...
Böyle diyeceğimi düşünmemişti herhalde, gerçi bende düşünmemiştim...
Sonuç olarak pişman oldum ve daha fazla üstelemeden kabul ettim..

Morgan babamdan gerekli izni aldıktan sonra arabasına bindik hemen arabayı çalıştırıp ısıtıcıyı açtı ve Clube doğru yola koyulduk, yol boyunca pek konuşmadık çünkü pek fazla paylaşacak bir şeyimiz yoktu...
Bende ona çaktırmadan o kusursuz yüzünü incelemeye başladım... her satımını, her kıvrımını aklıma kazımak istiyordum. Arada sırada delici bakışlarını yüzüme çevirip önüne dönüyordu, kendime gelmem için bana zaman tanıyordu belkide kim bilir....
Ben vücudumda ki bu elektriklenmenin nedenini sorgularken araba yavaşladı ve durdu, anladığım kadarıyla gelmiştik.... -sonunda!- diye geçirdim içimden yoksa hiç hoş olmayan şeyle yapabilirdim, mesela kusmak gibi......

Arabadan inmek için emniyet kemerine uzandım ama lanet olsun ki sıkışmıştı ve açamıyordum. Ben emniyet kemeriyle cebelleşirken Morgan gülmesini bastırmaya çalışıyordu. Bu halime bakıp eğlenmesi cidden hiç hoş değildi... yüzümün düştüğünün farkında olacak ki " istersen bende deneyelim " dedi. Bende hemen ellerimi çekip denemesi için izin verdim, gerçi izin vermemek için inatlasabilirdim ama Su an cidden hiç sırası değildi.

Morgan emniyet kemerini açmak için bana doğru uzandığında kalbim deli gibi atmaya başladı... Morganın keskin nefesini göğsümde hissediyordum... Bana bu kadar yakınken kalbimin sesini duymaması imkansız gibiydi, kafamı başka yöne çevirdim artık şu ızdırap bitsin diye içimden yalvardım. .. sonunda kemeri açtı ve bana bakıp " ilginç " diye mırıldandı.... Kızardığımı hissettim ve bir kez daha bakışlarımı başka yöne çevirdim..


Clübün kapısının önüne geldiğimiz sırada bana kolunu uzattı ben bi ona bir koluna bakarken derinden bi kahkaha patlattı, sonradan dank etti ki koluna gitmemi istiyordu.... -off! Aferin Sabrina bir kerede kendi kendini rezil etme- diye içimden kendime sövdüm.. Gülmesine fena halde bozulmustum, koluna girmeden kafamı kaldırıp önden önden yürümeye başladım, arkamdan " heyyy! Sabrina, bekle " diye bağırırken sesinde hala o gülmenin izleri vardı....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Güllerin Fısıltısı (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin