Birileri benimle feci dalga geçiyor olmalıydı. Etrafıma baktım. Bu mesajı yazan kişi şu anda beni görüyor muydu yani? Yakınlarda her şeyden habersiz gibi duran Çınar'dan başka kimse yoktu.
"Ben eve gidiyorum." deyip koşmaya başladım. Açıklama yapmaya ne vaktim ne de gücüm vardı. Odama girer girmez yatağa atladım. Kollarımı sıvadım, boynumu kütlettim, elime telefonumu aldım ve yazmaya başladım.
Kim olduğunu söylemezsen tam şu an engel yiyeceksin.
Hayır, bu fazla sert oldu. Mesajı geri sildim. Ağzından laf alabilmek için biraz daha sakin ve sabırlı olmalıydım. Şimdilik bebek adımlarıyla ilerleyelim.
+Kimsin?
-Bilinmeyen numara: Gizli hayranın
+Gizli sapığın mı demek istedin?
-Bilinmeyen numara: Uzun zamandır seninle konuşmak istiyorum. Ama yakınındayken bile beni görmüyorsun.
Tamam, bu biraz korkutucuydu. Benim sakin kalma sürem iki saniye olduğu için en başta yazacağım mesajı gönderdim.
+Engel yemek istemiyorsan kim olduğunu söyle. Anonimlere ayıracak vaktim yok.
Romeo çok da anonim sayılmazdı, değil mi ama? Sözüm meclisten dışarı Romeocuğum. Sen alınma lütfen.
Bilinmeyen numara: Tekrar görüşeceğiz.
Numarayı engelledim.
Telefonu yatağa fırlatıp işaret parmağımı kendini beğenmiş anonime doğru salladım.
"Benimle dalga geçmene asla izin vermeyeceğim! Seni bulacağım pislik anonim, sonra da sana gününü göstereceğim!" Yumruk yaptığım sol elimi sağ elime vurdum. Sonra düşündüm de, neden bu kadar sinirlenmiştim ki? Kötü şeyler yazmamıştı ya da beni rahatsız etmemişti. Belki de bana açılmak isteyen bir arkadaşım böyle bir yola başvurmuştu.
"Yine de bu doğru değil!"
"Doğru olmayan ne?" Yeliz odama daldı ve sandalyeme oturup makyaj malzemelerimi kurcalamaya başladı.
"Kızım kendi kendine ne konuşuyorsun iki saattir? Telefondasın sanmıştım."
"Bir şey yok." Yastığımı kucağıma alıp yastıkla birlikte yatağa devrildim.
"Şu çiçekli pembe elbiseni versene bana."
"Pembe? Hem de çiçekli? Sen ciddi misin?"
"Ne diyorsun Miray ya." Yanağım yatağa yapışık olduğu için kelimeler ağzımdan doğru düzgün çıkmıyordu. Tekrar doğrulup konuşmaya başladım.
"Sen ne yapacaksın çiçekli elbiseyi? Benimle hep dalga geçiyordun çocuk musun diye. Ne oldu şimdi?"
Makyaj masasının aynasından bana bakıp göz kırptı.
"Anlarsın ya."
"Hayır Yeliz, öyle bir çocukla 2 gün bile anlaşamazsın sen."
Anlaşılan Yeliz, sevimli kızlardan hoşlanan birini bulmuştu ve kendini olduğundan çok farklı göstermeye çalışıyordu.
"Verecek misin, vermeyecek misin?"
"Dolaptan al." Gülmekten ağzı yırtılacaktı. Hemen ayağa fırladı.
"Dur, yine de pembe giyme bence. Çok abartı-"
Pembe elbiseyi alıp çıktı.
Kucağımdaki yastığa sıkıca sarılıp gözlerimi kapattım. Kafamda milyon tane şey dönüyordu. Bu anonim kimdi? Onur'un lafı yarım kalmıştı, beni nereden tanıyordu? Romeo aslında kimdi? (Bunu düşünürken vicdan azabından geberiyordum çünkü kimliklerimizi gizli tutacağımıza dair birbirimize söz vermiştik. Onu merak etmemeliydim, çünkü o beni merak etmiyordu.) Sahi, Romeo neden beni merak etmiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Rüyası
ChickLitBence insan senin de dediğin gibi, bir ruha aşık olmalı. Normal hayatımda gördüğüm yüzlerce insana rağmen ben, hiç tanımadığım, hiç bilmediğim; ama düşüncelerine ve hislerine hakim olduğum biri hakkında düşünmeyi daha çok seviyorum. Zihnimin seninle...