1. Bazı Hikayeler Buruk Başlar

78 6 6
                                    

 
"Tık tık tık"

"Adar, adarr!"

Bir kere daha sertçe tıkladı kapıyı.

"Adaar! Hadi uyan. Bilgisayarımı Feride'de unutmuşum. Seninkinden bakalım hadi!"

"Adaaarr!"

Eğer fısıldayarak bağırmak diye bir tabir varsa kesinlikle yaptığı şeyi açıklayabilirdi. Göğsünün içindeki heyecan ve gerginlik karışımı olan o duyguyla derin bir nefes aldı. Sürekli sağına soluna bakıp duruyordu. Bir kere daha tıklayıp tekrar bağırdı. O sırada bulunduğu kata gelen Ayda'yı görünce ona seslendi.

"Kızz,Ayda! Adar odasından çıktı mı? Evde mi hatta? Gerçi o bu saatte mümkün değil evden çıkmaz da!"

Son sözü üzerine Ayda hafifçe güldü.

"Yok, Delal hanım evdedir. Aşağıya inerken görmüştüm az evvel."

"Hmm tamam. Peki dedem?"

🌙☀️

O böyle Adar'ı ararken, Adar da pek farklı değildi.

Mutfağa her zamanki o tatlı serseri havasıyla girdi.

Annesinin kahvaltı için zeytinlere baktığını görünce arkasından yaklaşıp bir tane zeytini ağzına attı. Tabi aynı hızla annesinin eline vurması da gecikmedi.

"Koca adam oldun hala ne yapıyorsun?"

"Annem ben sana diyorum aynısını. Sen burda ne yapıyorsun o kadar insan var. Sabahın köründe kalkmışsın yoruyorsun böyle kendini." diyerek annesini sıkıştırdı ve yanağını öptü.

Adar çok severdi Sevda hanım. En ele avuca sığmaz çocuğu, evet 5 yaşındaki Asaf'tan bile daha ele avuca sığmazdı Adar, olmasına rağmen onu ayrı bir severdi. Gerçi Sevda hanım elinde büyüttüğü oğullarını da yeğenlerini de çok sever, ayırmazdı birbirlerinden ama Adar'ı bi farklıydı işte. Bir şekilde geliyordu alıyordu Annesinin gönlünü.

"Vallaha kıskanacam şimdi" diye arkalarından gülerek seslendi Reyhan hanım.

"Ee, nerede senin oğlun, böyle düşünüyor mu seni?" diye takıldı Sevda hanım eltisine.

Bunun üzerine "ah" derecesine derin bir nefes aldı Reyhan. Mirza, son zamanlarda bir farklıydı,durgundu. Ama sanki bir şey vardı sanki bu durgunluğunda. Onun üzüldüğünü fark eden Adar hemen değiştirdi sözünü ve asıl meseleye girdi.

"Ya yenge ben Delal'i soracaktım zaten sana. Nerde o?"

"Yukardadır yengem, nerde olacak?"

"Ha burdadır diye hemen geldim ben zaten meraktan , bakmadım yukarı." kendine has tatlı gülümseyişiyle söyledi bunları.

"Ne merağı? Noldu ki Delal'e"

Adar muzip bir ses tonuyla "Yengem, onun büyük günü ya bugün nasıl unutursun." diye göz kırptı.

"Hay, doğru doğru. Delal'im bu kadar istemiyor olsa girişmeyin diyecem onu da diyemiyorum. Dedenize yakalanmayın da."

Delal o sırada hızla mutfağa girdi.

"Adar" diye minik bi bağırışla hemen kolunu tuttu.

"Kız, açıklandı mı baktın mı?"
Sonra gülerek annesi ve yengesine döndü "Şu zillinin heyecanına bakın hele."

Merakla bütün gözler ona dönmüştü.

O gerginlik karışımı tatlı heycanıyla, herzamanki gibi ellerini kollarını oynatarak konuşmaya başladı.

Ah DelalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin