~Bölüm-4~

262 87 76
                                    

Cezzam, Cezzam, Cezzam...
Neydi bu ya?
Beni özlediğini söylemesi, rüyamda karşıma çıkması hemde iki hafta rahatladıktan sonra!
Bu anı mı bekliyordu anlamıyorum.

Kedimin yanına geçtim onunla konuşmaya başlamıştım. Biliyorum garipti.

"Sana da Cezzam diyim mi Çakır?" dedim gülerek. Tabii hayvan da normal olarak "miiaaww" dedi.

"Sence neydi bunun anlamı? CEZZAM!Hayır yani bir anlamda veremiyordum. Belki de bu akşam rüyama gelir de açıklar değil mi?"

Kendi kendime konuştuğumu duyan kardeşim yanıma geldi ve;

"Abla delirdin mi? İyi misin kiminle konuşuyorsun? O bir kedi senden ne anlayacak?"

"Haklısın ablacım. Ama şöyle ki bu beni düzgün dinleyen ve sesini çıkarmayan tek kişi."

"Hemen drama queenliğe başla ablacım. Burda ben ne güne duruyorum ya alındım. " dedi gülerek.

"İyi de benim gördüklerimi senin yaşın hatta bilinç altın kaldırmaz. Yani sende kafa yok."

"Sanki seninki kaldırıyor da bana söyleniyorsun. Konuştu çok bilmiş." dedi suratını ters çevirerek.
Bende ona güldüm tabii.

Odadan çıkıp gitmişti bende kedimle konuşmaya devam etmiştim.

"Ee Çakır, ismin Cezzam olsun mu? Onunla konuşur gibi seninle konuşurum belki de. Ne dersin? Gerçi onunla konuşsam daha iyi olurdu. Keşke şuan burada olsaydı da konuşsaydık."

"Ah keşke konusabilseydin Çakir"

Kediyi kenarı bırakıp kahvaltıya inerken sanki Cezzam'ı görür gibi oldum fakat fazla takmadım. Odadan çıktım aşağı indim. Beni odadan çıkarken gören ailem sevinmişti. Fakat ben aynıydım.

Karşımda mükemmel bir kahvaltı sofrası duruyordu. Hiç fırsat vermeden oturdum sandalyeye, çektim salamı peyniri yanıma, güzel bir sandviç yaptım. Bir tane daha yaptım okulda yerim belki diye. O kadar güzel yapıpta okula götürmemek olmazdı ya.

Okula doğru yol aldım. Yolda giderken herkes bana garip bakıyordu. Acaba kaçırıldığımı bildikleri için mi böyle bakıyorlardı bilemiyorum. Gerçi kaçırılmakta şuan ki dünyada gayet normalleştirilmiş bir şey. Onları umursamadan gidiyordum.

Okula vardım, sınıfa girdim. Herkes başıma toplandı ilk gün ki gibi. Zaten toplanmasalar bir gariplik var derdim o zaman korkardım. Hemen sorulara boğdular;
"Neden seni kaçırmış?"
"Ne güzel olaylar yaşadın şimdi kim bilir."
"Hadi anlat çatlıcaz meraktan."
"Ay simdi bu da herkese olayları anlatir havalıyım diye ortalıkta gezer."

Bende bunlara dayanamayıp bir cevap vermistim;

"Öncelikle güzel olay falan yaşamadım. Hâlâ etkisindeyim ve bu konu hakkında konuşmak istemiyorum biliyorum bana kendini birsey saniyor falan diyeceksiniz fakat bu beni ilgilendirmiyor. Hâlâ olayın etkisindeyim. Lütfen beni rahat bırakın lütfen!" diye söyleyip hepsini başımdan atmıştım. Yani bilmiyorum anlatasım gelmiyor. Arkamdan da istedikleri kadar konuşsunlar. Ben kendimi biliyorum o bana yeter.

Öğle arası yemek vakti gelmişti. Çok acıkmış ve yorgundum. Yemek sırasına gectim, yemeğimi aldım oturdum bir köşeye. Yemeğimin ortasında karşımda birşey belirdi. Sanki o çocuktu. Cezzamım! Sabahta görür gibi olunca seslenmek istedim.
"HEY!!" diye seslenince herkes bana garip garip bakmaya başlamıştı.
Daha sonra o görüntü kaybolunca anladım ki halüsinasyonmuş. Utandığım için hemen kalkıp sınıfa çıkmıştım. Oturdum sıraya onun gelmesini bekliyormuş gibi gözlerim etrafa bakıyordu. Sanki gelse de birsey diyecekte bende bekliyorum. Iste bi umut bende ki de

Cezzam, Cezzam, Cezzam...
Anlamını nerde bulabilirdim? Okulun kütüphanesine gitmeyi düşündüğüm an kalkıp gittim kütüphaneye. Ne de olsa çok merak ediyordum. Sonucu bulamayacağımı bilsem de çok meraklıydım. Kütüphanede ne var ne yok baktım ama nafile bir türlü bu kelimeye ulaşamıyorum. Bende oluruna bıraktım. Artık ne oluyorsa olsun. İllaki gelir kendisi açıklar herhalde diye düsündüm ve araştırmayı bıraktım.

Dersler bitti ev yolunu tuttum. Yolda giderken bir daha görür müydüm acaba? Umarım görürüm. Eğer görürsem kesin soracağım adını.
Gerçi cesaretim olmaz ama olsun denerdim. Sonuçta bir ruh ile konuşacaktım. Normal birsey degildi. Ama maalesef yolda veya evde görmemiştim. Acaba o iki haftalık süreçteki gibi yanıma gelmeyecek miydi? Ama gelmedi gelmedi sonunda kendini gösterdi. Bir de bu yönden bakarsak iyi gibi aslinda. Ama gelsin ya gelmesi daha iyi olur herhalde. Offf!! Umarım gelir ya!

Beklemeye başladım. O sırada normal günlük işlerimi yaptım.
Ödevlerimi tamamlamış telefonun başına geçmiştim. O sırada gelen bir mesaj bildirimi;

*Bu akşam istediğin bir vakitte yatağının altına bak*

Korkutucuydu ama merak etmiştim. "Masallah sende herseyi merak ediyorsun Ayça!" diye söylendim kendi kendime. Napayim kimseye bu olaylari anlatamazdim.

Zaten akşam olmasına az kalmisti. Biraz vakit geçirmek için telefonda video izlemeye koyulmustum.

Akşam oldu *bak!* diye bir mesaj daha geldiği an kafamı aşağı doğru indirdim. Bir dakika! Karşımda O vardı. İşte! O çocuk! Sevinmis gibi görünsem de korku vardi içimde.
Söze o baslamayinca ben basladim;

"Hey! Ne yapıyorsun sen burada?"

"Sence neden buradayım!? Dalga geçer gibi ne soru soruyorsun?"

"Ah! Hadi neyse dinliyorum ne yapmam gerekiyor?"

"Bişey yap diye gelmedim. Ben Cezzam yani adımın anlamını söyleyip seni bir dertten kurtarmak istedim. Senin yaptığına bak beni delirtiyorsun!"

"Tamam tamam özür dilerim hadi anlat ya çatlattın."

"Biz hatta ben kaçırıldığımda adam minibüsteki diğer adama durmadan 'Cezam mısın lan sen benim?!' diyip duruyordu. Beni kaçırdığı gün seninle kurtulmaya çalışırken rüyalarıma bu adam girip 'Sen Cezzamsın' gibisinden sesleniyordu. Ben sana ismimi söylemeden önce öldüm. Yukarı çıktığım an o iki adam karşımda beni bekliyorlardı. Önce bedenimi sarstılar, daha sonra adam elindeki baltayı alıp karnıma bir kez vurdu. Acıyla kıvranırken diğer adam testereyle boğazımdan aşağı yavaşça acı içinde öldürmeye devam etmişti. Beni ipe bağlayıp senin önüne çıkardılar. Aradan iki gün geçti benim ruhum bedenimden çıktı ve seni arayışa geçtim. Adıma Cezzam dedim çünkü rüyamda ki kişi bana bu kelimenin 'Can dostu, ölümüne dost , manyak, kafayı yemiş heyecan meraklısı' anlamında olduğunu söylemişti. Normal adımı kullanmadığım için unuttum diyebilirim."

"Vay anasınııı. Ruhun nasıl çıktı peki?"

"Nerden bileyim ben! O kadar anlattığım şeyde buna mi takıldın cidden!?"

"Ne yalan söyliyim evet." dedikten sonra ben güldüm o da bana ters baktı. Normaldir çünkü gıcık bir şekilde söylemiştim.

O kadar zamandır aklıma takılan soruların cevabını bir ruhtan alacağım aklıma nerden gelebilirdi?
Daha sonra konuşmasına;

"O adamlar hâlâ yakalanmadı ve seni takip ediyorlar. Bence şansın varken uzaklara git. En uzaklaraaa..."
diye ekledi ve gözden kayboldu. Bende yatağıma çıktım ve düşünmeye başladım.

Acaba psikoloğum o adamlardan biri miydi?
Neden hâlâ peşimdeler?
Çocuğun ruhu yani Cezzamım benimle konuşmaya devam edecek miydi?
Offf kafamdaki sorular neden bitmiyor...


Evvveeettt sevgili okuyucularım. Heyecan, güldüren bir o kadar da korkutucu olan bölüm bu kadardı. Umarım beğenmişsinizdir. İlerleyen bölümlerde ne görmek istiyorsunuz. Veya şuana kadar okuduklarinizdan neler etkiledi?
Destek ve yorumlarınızı bekliyor olacağım. Hepsi benim için çok değerli. Umarım yorumlarsiniz. Sizleri seviyorum gelecek bölümlerde görüşmek üzere. Korku dolu günlerle kalın....

ÖLÜLER VE YAŞANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin