7• 🧷

1.4K 152 220
                                    

Selamlar yazarınız sizi bölümsüz bırakmadı 😌🖇️

Hyunjin
-

Ne demişti o öyle, ben nereden ona ait oluyordum? O gece bunun nedenini sorunca cevap vermeden gitti. Aslında haklıydı, onun dışında o okulda canımı kimse böylesine yakmamış,beni böylesine hor görmemişti. Oyuncağı olmuştum resmen. Kullanıp kullanıp köşeye attığı bir oyuncak tabii ki ona aitmiş gibi gelirdi.

Annesi gecenin bir yarısı odaya beni kontrol etmeye geldiği sırada uyanık olduğumu görünce benimle biraz sohbet etmeye başladı. İnanır mısınız, kekeme olduğumu anlamış olsa da hiç sorun etmemiş, son cümlelerime kadar beni pür dikkat dinlemişti. Minho o kadar şanslı ki... böyle bir kadını asla hak etmiyor. Konu birdenbire onun üzerinden açılınca kadın benimle konuşmaya devam etti. Sessizce onu dinledim.

" Minho böyledir güzel çocuğum. Küçücük bir çocukken bile böyleydi, sürekli şiddet ve can yakmaya meyilli..hatta bundan zevk alan bir çocuktu. Bir tek Han ve Felix'e asla böyle şeyler yapmadı. Biraz yalnız bir çocuktu o. Pamuklara sardım onu, tek arkadaşı olmaya çalıştım. Belki fark etmişsindir, sözümden asla çıkmaz beni hep el üstünde tutardı. Duygularını çok belli edemeyen bir çocuk o . Hep böyleydi, fakat bazen bana sarılıyor. Sevdiğini söyleyip saçlarını okşamamı istiyordu.
Onun o hırçın ruhunu bir ben dizginleyebilirdim. Babası ile arası pek iyi değildir, fakat ikimizde onun için çok endişe ediyoruz. Bu eve geldiğin ilk gün nasıl sevindim tahmin bile edemezsin. Onu ilk kez Felix ve Han dışında biriyle görmek... Hatta ders çalışmak için arkadaşını eve getirmesi. O gece çok ağladım güzel çocuğum. Minik kedim diyorum ona biliyorsun belki.. kedi gibidir...Min'in içi pamuk gibidir, fakat bunu çok nadir yansıtır.
Umarım sana zarar vermemiştir. Sen çok güzel bir çocuksun. Ve sanırım ona iyi geliyorsun. Geçen gün beraber fotoğraf çekmiştik ya hani...belki hatırlıyorsun. Ona bakarken gördüm onu. Birkaç saniye izledi öylece. Sonrasında sinirlenip attı bir köşeye telefonunu. Nedenini anlayamadım. Sanki bir şey var Hyunjin. Sana karşı nasıl bilmiyorum ama sana kötü davranmasını asla istemem. Umarım hep güzel anlaşılırsınız yavrum. "

Dakikalar boyunca ses etmeden dinledim onu... güzel anlaşmak? Arkadaşlık? Kedi? Minho için böyle kavramları ilk kez duyuyorum.
Diyemedim. " Oğlunuz bir cani." diyemedim. O kadını nasıl üzerdim.?
Bir süre daha konuştuk. Aramızın iyi olduğunu söyledim. Ardından saçlarımı sevip gitti.

Ağlamak istedim, çok ağlamak istedim. 17 senelik hayatımda ilk kez böyle bir sevgi gördüğüm için ağlamak istedim. Saçım ilk kez bu kadar okşandı. Sessiz çığlıklarım ilk kez önemsendi.

O gece asla uyuyamadım, hep düşündüm. Bu çocuk nasıl böyle bir kadının oğlu olabilirdi. Onun hakkında öğrendiğim şeyler umrumda bile değildi. Nasıl bir çocukluk yaşadı, neler gördü, neler geldi başına bilmiyorum. Fakat içimde ona karşı zerre kadar vicdan yoktu. Sadece bu tatlı kadına üzülüyorum.
Sabahın erken saatlerinde odaya giren annesi bana gülümseyerek bakmış
" Günaydın Hyunjinie~~" diyip yanıma kadar gelmişti.

" G-günay-dın.. "

Elini anlıma koymuş , ateşime bakıp derin bir nefes almıştı. İki günde toparlanmış hissediyorum.

" Huh daha iyisin! Minnn nerede kaldın?"

Oğluna seslenmiş ve Minho odaya elindeki tepsi ile girmişti. Gözlerini devire devire yanıma kadar gelmiş , annesi tepsiyi eline almıştı.

" Şimdi yemek vakti! Sonra sana tatlı denettireceğim! Min asla tatlı yemiyor... babası da öyle, ama biz yeriz değil mi??"

Heyecanlı heyecanlı konuşması oğlunun derin derin nefes almasına sebep olurken hafif gülümsedim.

MOKİTA - HyunHo - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin