"Sikerim sormalarını!" diye çıkıştım.
"Lan yiyosa söylesene Roni ağaya, ben erkeklerden hoşlanıyorum, evlenmek istemiyorum desene."
Hepsi birden bana bakıyordu, saçlarımı karıştırdım. Evin kapısından Hevi çekinerek buraya geliyordu, Serhat oturuşunu düzeltti.
"Aha geliyor karın, ona da söyle." dedi, Tunay.
Güldüm,
"Biliyor zaten." dedim. Dalga geçer tavrı ciddileşti."Boran?" dedi, ona doğru döndüm tüm pişmanlığımla.
"Abim seninle konuşmak istiyor." dedi.
Ortam buz kesilirken ayağa kalktım, o da yanımda gelirken sıcak vuran içeriye girdim. Ortalıkta fazla ses yoktu. Heviyle bir zamanlar tek olduğumuz odaya girdim, başıma bela almamışımdır umarım diye geçirdim içimden.
Yerde elinde telefonu oturan abiye baktım. O da kafasını kaldırıp bana baktı, "Kapıyı kapa otur." dedi. Bende yaptım.
"İsmim Hezan, bilmiyordun büyük ihtimal ama ben seni iyi biliyorum." dedi. Pür dikkat dinliyordum. Bağdaş kurmuştu, elindeki tesbihe bakarak devam etti,
"Kardeşimle nasıl oynadığınızı da biliyorum." dedi, kafasını kaldırıp bir anda gözlerime baktı. Altıma sıçsam yeriydi yani.
"Abi ben..-"
"Şşşş, sus hele, tamam gençliğine veriyorum bunu, belki beğenmişsindir kardeşimi ama seninki beğenme değil namusunu kirletmek!"
Son kelimeyi sesli söyleyince irktim, acaba diğer kızların abileri beni bulsa ne olurdu?
"Ha sen gel kardeşime sulan, elini kolunu sallayarak gez! Olur mu lan öyle şey. Artık evlenmeniz şart, mademki çok istiyorsun yaparsın artık bir torun." dedi.
Utancımdan kat kat yerin dibine girmiştim, halıyı izliyordum.
"Özür dilerim abi ben." dedim. Güldü, "Özürünü evlenince dersin, ayrıca bunun ortaya çıkmayacağını nasıl düşündün la sen?" dedi. Gerçekten sorgulanıyordum şuan.
"Her ne bok yediyseniz benim umrum dışında, ama sen Hevi'nin namusuna girmişsin, orası benim umrumda işte." devam etti, "Hem kızı üzmüşsün git ondanda özür dile, de çık şimdi."
Ayağa kalktım, arkamdan sırıtmasına aldırmadan çıktım. Koridorda sayamayacağım kadar teyzeler kızlar vardı, laf mı dinlemişlerdi lan?
Karşıma Hevi çıkınca bismillah çektim, kız beni bekliyormuş amk. "Özür dilerim senden." dedim. Güldü, "Sorun değil, asıl ben özür dilerim bu duruma düştüğün için."
"Zaten eninde sonunda olacaktı ki? En azından senin gibi iyi biriyle evleniyorum." dedim.
Sesli söylemiştim, 'evleniyorum.'
"Namus işi için de özür dilerim." Dedim. Gözlerime baktı, 'sorun değil' anlamında. Tekrar dışarı çıktım, hala oturuyorlardı.
Kendimi attım mindere "Tunay sigara verir misin." dedim, cebinden çıkarırken konuştu,
"Ne oldu lan?" dedi.
"Ya ne olucak, bir şeyler konuştuk evlenmem kesinmiş." dedim, sigarayı yakarken.
Tunay bana uzun uzun bakarken 'hayırdır' işareti yaptım.
"Niye yaptın onu kıza Boran?" dedi, çok ufak bağırarak 'ebesinin amı' demiş olsamda şaşkınlığımı gizleyememiştim, o nerden biliyordu ya?
"Sen sor diye." dedim, dumanı üflerken.
Güldü, "Salak başkasını bulsaydın ya." dedi.
"Öyle denk düşmüş, yaptığıma pişmanım bi evliliğe maal oldu bana." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOÇUM bxb
Fiksi Umum'Şimdi nolcak koçum? Kurşuna mı dizilelim?' -Aşiret ailesinden birbirine aşık olan iki kuzen hikayesi. Uyarı! +18, Argo ve Uygunsuz İçeriktir.