17. Bölüm: Geçmişin Unutulmayan Acıları.

292 20 8
                                    

HERKESE MERHABA GÖKKUŞAĞI BEKÇİLERİ.

BÖLÜM ŞARKILARI: 🔥

Nilüfer, Şebnem Ferah: Erkekler ağlamaz. 🔥

Gilded Lily 🔥

Bu kitab'ın başrollerinin sadece Alev ve Ateş olduğunu düşünmediniz umarım...

Eğer öyle düşündüyseniz bu bölümün başı Bade ile başlıyor haberiniz olsun.

Sizi seviyorum :)

🐍BADE DİNÇ. 🐍


Hiç sevgi dolu bir çocuk olmadım. İşin komik yani hiç de sevgi dolu büyütülmedim ya. Öyle abartılı duyguları da sevmem zaten, her şeyin dozunda yaşanması tarafındayım. Çünkü fazlası olunca bana neler olduğunu biliyorum...

Mıç mıç şeyleri sevmem samimiyetsiz gelir. Ama bazen bazı durumlarda insanın biraz duyguya ihtiyacı olabiliyor. Özellikle çocukken, çocukken düşüp dizinin yaralayıp ağladığında peşinden koşup o yarayı saran bir anne olması sana sonsuz şevkatini göstermesinin beklersin. Ama benim annem onu yapabilecek bir kadın değildi.

Ben düştüğümde yanımda kimse olmadı. Kim olacak ki Bade zaten! Hangisi olacak Bade yanında! O deli Annen mi? Yoksa her gece uykunda sana dokunan Baban mı? Söyle Bade söyle, işte şimdi cevap ver!

Kimse olmayacak yanında hiçbir zaman kimse olmayacak, Düştüğünde kendi kendine ağlayacak göz yaşlarını kendi kendine silip, kendini ayağı kaldıracaksın. Büyük kızlar böyle yapar demi Bade. Babanın dediği gibi. Büyük kızlar ağlamaz.

Baba demeye bile dilimin varmadığı bir adama baba demek sanki dilimin üzerinde milyonlarca hamam böceğinin gezinmesi gibi bir his...

Bir zamana kadar kendimi kendim ayakta tutmayı başardım. Küçüktüm, çocuktum ve artık küçük omuzlarımdaki büyük yükler beni ezmeye başlamıştı. Babamın şiddetleri ve tacizleri artık daha da artmaya başlamıştı, annemin psikolojik sorunları ilaçlarını kullanmamasından dolayı daha kötü hallere gelmişti, evimizde çalışan kadınların bana şiddet uygulamaları da cabasıydı.

Hepsine gerektiği zamanda gerektiği cezayı vermek için yemin etim.

Küçük Bade umutsuz, yalnız ve sevgisizdi. Biz zamana kadar böyleydi, sonra kara gözlerimin önüne beyaz bir ışık tutuldu, kulağıma kalbime onun ismi fısıldandı. Furkan Tuzcu o benim kayıp giden çocukluğumu son ilmeğinden tutup yakalayan kurtarıcım.

O benim kocaman bir kaos içinde kaybolmuş olan çocukluğumu o koca kaostan kurtaran kişi. Bana tekrardan kendimi sevdiren, hiç olmayan kardeşim yerine koyduğum kişi. O beni Annemden sonra en çok değer verdiğim kişi.

Ve bir de Ateş...

Furkan beni babamın kirli ellerinden kurtardığında ikimizde yedi yaşındaydık... O küçük bedeni ile beni kurtarmayı nasıl akıl etmişti hala anlayamadım, ve bana da hiçbir zaman söylemedi. O çok konuşmazdı konuşur ise de az ve öz konuşurdu, dilinin açıldığı nadir zamanlar olurdu ya aşırı içmiş olurdu yada benim yanımda baş başa olurduk.

Beni babamın elinden kurtarmadan önce el ve ayak bileklerimdeki ip izlerini görmüştü, bir yaz vakti de ilk defa şort giymek istemiştim babam asla kısa giyinmeme izin vermezdi ama o gün izin vermişti ve bana vücudumdaki yaraların tamamını zorla annemin kullanmadığı makyaj malzemeleri ile kapattırmıştı.

7 yaşında bir çocuk yediği dayaklardan ve gördüğü tacizlerden dolayı makyaj yapmayı öğrenmek zorunda kalmıştı.

O gün ise çocuklar havuza girmek istediler ben de çocuklar girdiği için girmek zorunda kaldım, oysa ben Ateşin yanında oturmak istiyordum, Ateş yalnız kalmasın beni de yalnız bırakmasın istiyordum.

ÇÖPÇATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin