2.

444 21 15
                                        

MEDYA (KLAUS)

Yaklaşık 2 gündür Hope bendeydi. Şimdiye kadar bir sorun olmamıştı aksine Hope ile çok eğleniyordum. Abim ise her gün iş yerime gelerek beni ziyaret ediyordu. Fakat işi nedeniyle birkaç günlüğüne yurt dışına çıkmıştı.

Neredeyse akşam olmuştu dosyaları topladıktan sonra Hope'nin çantasını ve pusetini alıp hastaneden çıktım.

Abim arabasını bana vermişti ve bu işime gelmişti. Hope'u bebek oto koltuğuna oturttum ve çantasını da yanına koydum. Kapıyı kapattığım sırada omzumda hissettiğim soğuk el ürkmeme neden oldu.

"Sakin ol benim."

Derin bir nefes vererek arkamı döndüm. Hope'nin babası yani Klaus gelmişti.

"Hope bakmaya gelmiştim." dedi, kendimi toparlayarak geri çekildim ve arabanın kapısını geri açtım. O ise hala bana bakıyordu.

"Umarım seni yormuyordur." dedi hala gözlerimin içine bakarken. Gözlerime kırpmadan bakması yutkunma isteği uyandırmıştı, gözlerini ilk kaçıran ben olmuştum.

"Hayır beni hiç yormadı." dedim konuşmamızı kısa keserek.

Gözlerim istemsizce eline kaydığında yüzük olmadığını fark ettim. Bu beni nedensizce mutlu etmişti.

"Galiba kardeşlerim arkamdan iş çeviriyor ve beni aptal yerine koyuyorlar!" dedi hızlı ve bir o kadar da öfkeli bir ses tonuyla.

Bana bunu neden anlatıyordu ki?

Karısına gidip anlatabilirdi değil mi?

Gözlerim yine gözlerini buldu. Cesaretimi toplayıp bir adım attım.

" Bence bunları karına anlatmalısın, bana anlatman yanlış." dedim. Geriye doğru bir adım attı dediklerime sinirlenmiş olmalı ki sinirle güldü.

"Karım mı?! O benim karım falan değil!"

"anlamadım?"

"Bizim aramızda herhangi bir şey yok,  sadece Hope için yüz yüze geliyoruz. Ayrıca abim yani Elijah ile aralarında bir şey var uzun zamandır." dedi.

"Anlatmana gerek yoktu."

Tanımadığım birisinin bana durduk yere içini dökmesi yahut hayatını anlatması elbette ki beni ilgilendirmemeliydi.

Ama ilgilenmek istiyordum.

"Evet antamama gerek yoktu ama yanlış anlaşılmaktan nefret ederim." dedi

"Seni rahatsız mı ettim?" dedi sesini biraz kısarak.

"Hayır henüz bir birimi tanımıyoruz, o yüzden biraz ters davranmış olabilirim." dedim.

"Tanışalım o zaman." dedi ve elini uzattı.

"Ben Klaus mikelson." dedi, elimi avcunun için bıraktım ve gülümsedim.

"tanıştığımıza memnun oldum Klaus ben de Lena Keskin." dedim ve elimi geri çektim.

"Arkadaş mıyız biz şimdi?" dedi.

Başımı olumlu anlamda salladım.

"Evet arkadaş sayılırız." dedim.

Biraz hızlı olmuştu, baya hızlı olmuştu ama ondan zarar geleceğini düşünmüyordum. Sonuçta abimin arkadaşıydı değil mi?

"Aslında ben Hope'u almaya gelmiştim." dedi, kafamı olumlu anlamda salladım.

Hope'u kucağına alınca dikkatlice onları inceledim. Hope daha çok annesine çekmişti anlaşılan.

MİKELSON'LAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin