Anlatamadığı duygular daha önce yaşamamış olduğu hisler, hayalleri yıkılmıştı oysa o her şeyin güzel olacağını hayal ederdi hep. Şimdi ise kalbi acıyordu, içi yanıyordu eskiden karanlığı severdi şimdi ise karanlıktan korkuyordu. Küçükken geceleri korktuğunda annesinin yanına gidip saklanırdı karanlıktan, ama şimdi ne saklanacağı yatak ne de annesi vardı onu sıcacık huzurlu kollarıyla saran...
Kaybetmişti her şeyini ilk başta kendi olmak üzere, her şeyini. Tam hayatımı yoluna koydum, her şey çok güzel derken. Enkaza dönüştü Aşkın enkazına, Ailenin enkazına, Sevginin enkazına, büyük bir yıkım yaşamıştı ve altında kalmıştı. Yanında kimse yoktu küçücük bedeninin buna dayanabileceğini sanmıyordu. Onu sarsan olay ailesini kaybetmek değildi. O çok sevdiği ailesinin öz ailesi olmamasını öğrenmesi de değildi. Onu sarsan olay âşık olduğu adamın ona ihanet edip kendini en yakın arkadaşıyla birlikte oyuna getirmesiydi. Bu hayatta geriye kalan iki şeyi vardı, biri âşık olduğunu sandığı insan diğeri de kardeşim dediği can dostum dediği kişiydi. Nefes Yıldırım hayatını, tam anlamıyla kaybetmişti, bedeni de yok olsa kimsenin fark edeceği yoktu aslında etrafında gerçekten kimse yoktu. Okulunu bitirmiş, mesleğini eline almış evlenmiş ve mutlu olması gerekiyordu zaten normal olanda bu değil miydi? Nefes kararını vermişti ve şimdide bedenini ortadan kaldıracaktı. Bu kesin kararıydı, bunun geri dönüşü yoktu zaten Nefeste öyle bir şey olmasını istemiyordu. Gecenin karanlığında bedenini nerede yok edebilirdi ki belki bir inşaat bulup atlayabilirdi ama o bedeninin yok olmasını istiyordu En mantıklısı bir uçurumdan atlamaktı. Bunun için iyi bir yer biliyordu. Şimdiye kadar oraya sadece bir kez gitmişti kalbinin bir parçasını orada bırakıp geri dönmüştü. O tepede sevdiği adamın gözlerinin önünde ölüme gidişini izlemişti. O tepeden çıktıktan sonra bir yıl boyunca hastanede tedavi görmüştü. O lanet tepe sevdiği adamı ondan almıştı bu yüzden oraya asla gitmezdi. Yakınından bile geçemezdi. Çünkü orası kalbini adadığı Egenin intihar ettiği yerdi Egenin neden intihar ettiğini hiç anlamamıştı. Onların arasında bir şey yoktu ama o Egeye sırılsıklam âşıktı. Aslında bu aşk değildi ama Egenin varlığı bile onu mutlu etmeye yeterdi. Ege onun ilk aşkıydı. Ve ilk aşkı işte bu tepeden aşağı atlamış ve cesedi bulunamamıştı. Ege onun sonbaharıydı, en sevdiğiydi, bir fincan kahvesiydi, bir sayfa kitabıydı. Zaten aşkta böyle bir şey değil miydi? En sevdiğin, En sonsuzun, En mahremin, En için.
Nefes kararını vermişti ve şimdi Egenin yanında olacaktı. Bu kararlılıkla o uçuruma doğru yürümeye başladı. Gecenin sessizliğinde ilerliyordu üstündekilerde siyah olduğu için gecenin karanlığında fazla dikkat çekmiyordu. Bir elinde valizi, diğer elinde ayakkabılarıyla en sonunda tepeye ulaştı. Buradaydı Egeyi ondan burası almıştı, bu uçurumun sonu yoktu, kim bilir Egeyi nereye sürüklemişti, onun deniz gözlüsünü nereye kadar götürmüştü, kalbini hangi dalgalar alıp kayalara çarpmıştı...
Nefes en sonunda gözyaşlarına hâkim olamadı ve ağladı, gözyaşları belli bir süre sonra kendini hıçkırıklara bıraktı, geçmişinde yaşadığı olaylar, Egeyi kaybetmesi, annesi, babası, ihanet, çektiği acılar, şimdi bunlara bir son vermeyi planlıyordu. Uçuruma doğru ilerledi. Kalbi acıyordu, bütün bu olanlar çok fazlaydı onun bunu kaldıracak gücü yoktu ve bu yüzden bu kararı aldı. Ona ihanet eden adamı sevmiyordu ama yinede kardeşim dediği kızla onu aldatması işte o çok fazlaydı, Nefesin annesi ve babası öldüğünde yanında kalan, ona acınası gibi bakmayan bir Nilüfer birde Cem vardı. En azından o öyle sanıyordu, bu bile iyi bir şeydi, şimdi ise yanında kimse yoktu.
Uçuruma ilerledi tam ucunda durdu, aşağıya baktı kalbi burada yok olmuştu, aşka olan inancını burada yitirmişti, deniz gözlüsünü tam bu uçurumda kaybetmişti, uçuruma biraz daha ilerledi ve deniz gözlüsüne seslendi "Buradayım" diye bağırdı sonra bağırarak devam etti "Sana geldim, sana kızgın değilim, sadece... Ben sadece... Seni seviyorum." Nefes son iki kelimeyi fısıldayarak söylemişti. Şimdi ise gitme vaktiydi. Ayakkabısını uçurumdan aşağı attı, ardından da valizini. Çıplak ayaklarıyla uçurumun kenarına az daha ilerledi. Tam kendini atacakken arkasından bir ses geldi, bir fısıltı, ama sadece Nefesin anlayacağı türden, sadece onun hissedeceği türden bir ses.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefes
General FictionNefes Egeye muhtaçtı,Egenin ise rahat bir Nefes alabilmesi için Nefes e ihtiyacı vardı..