GICIK

gıcık1

sınıfta en arka sırada telefonumla ilgilenirken Cansu sınıfa hayvan gibi daldı "koş knk koş umut ve baran bahçede hayvan gibi kavga ediyorlar." dedi ve sınıftan hızla uzaklaştı. bende sınıftan hızla çıktım. çünkü baran ve umut çok yakın iki dost asla kavga ettikleri görülmemiştir, ne oldu da kavga ettiler acaba

merdivenlerden hızla inerken bir an dengemi  kaybettim ve hızla merdivenlerden yuvarlandım. o sırada ağzımdan bir çığlık koptu. birazcık popom acımadı değil. o sırada karşıda hayvan gibi gülen bir çocuk ya da öküz mü desem  desem. ama tam manasıyla bir öküz. "ne gülüyon hayvan tutsaydın ya" diye çıkıştım. o ise "banane kızım ben mi iktirdim seni" dedi. bense "en azından tutabilirdin" dedim.

o ise bana cevap vermek yerine gitti. bense yerde kaldım. arkasından "öküz" diye bağırdım. şuan aşırı sinirliyim. hızla ayağa kalktım ve sinirli bir şekilde sınıfa doğru ilerledim. başıma çok kötü bir ağrı girdi.

 o sıra da zil çaldı; ders felsefeydi. herkes sınıfa geldiğinde Nagihan hocamızda sınıfa girdi. nagihan hoca çok koyu bir şekilde ders anlatırken bende uyumaya çalışıyordum. 

o sırada kapı çaldı ve içeri müdür yardımcısı olan Mustafa hoca girdi. "hocam öncelikle iyi dersler bu arkadaşımız sınıfınızın yeni öğrencisi ben bırakayım. siz tanışırsınız" dedi. Nagihan hocamız onaylar bakışlar atınca Mustafa hoca sınıftan çıktı. bir dakika ya bu çocuk beni bugün sinir eden çocuk. Nagihan hocamız hemen "ismin ne " diye sordu. o ise "yağız" diye yanıtladı. demek ismi yağız. Nagihan hocamız sınıfa bir göz attıktan sonra sınıftaki tek boş yerin benim yanım olduğunu görünce "sınıfta tek boş yer adanın yanı geç otur" dedi.

ama bu olamaz. ben yanımda biri varken rahat oturamam ki? tam itiraz edecekken nefesimi boşa harcamam gerektiğinin farkına vardım. Nagihan hoca ders anlatmaya devam ederken ben de uyumaya çalıştım. günüm daha kötü geçemezdi yani. tepemde birilerinin çığrınmasıyla gözlerimi açtım. 

neredeyse bütün sınıfın bizim sınıfa toplandığını farkettim. bu durum cidden sinirimi bozdu. bildiğiniz bu ses yüzünden uyandım ya olamaz. birden refleksle "YETER" diye bağırdım yağıza. "çekil şurdan" diyerek kızların yanına gittim. 

serra "ne oldu kızım " diye sorunca "hiç" diye yanıtladım. cansu " belli yani hiç olduğu" dedi. elif ise "gitmeyin adanın üstüne onun sadece rahatını bozdular ondan bu sinir" dedi. bende" aman çok komik" diyerek ayağa kalktım. o sıra da elif " nereye" diye sordu. bende "cehenneme" diye yanıtladım. tam kapıdan çıkacakken sert bir yere çarptım. 

kafamı kaldırdığımda yağız olduğunu farkettim. lan yağız lan yağız.