Merdivenlerden aşağıya inmeye başladığımda bahçede salıncaya oturmuş başını yere eğerek ağlayan İzanın önünde diz çöküp onun ellerini tutan Jay'i es geçtim, nereye yürüdüğümü bilmiyordum ama ellerimin donduğunu hissedebiliyordum, saçlarımın bir kaç tutamı beyazlamıştı, sinirlenince her zaman böyle olurdu. Elimi rast gele bir yere uzattığımda birden o kısmı buz kapladı, bu istem dışı olmuştu.
Bunun beni rahatlattığını fark ettiğimde önüme gelen her yeri buza çevirmeye başladım, resmen burnumdan soluyordum ve bu iyiye işaret değildi. Buza çevirdiğim yerlere bakmak için arkamı döndüğümde Togayın bana doğru ilerleyerek hepsini erittiğini fark ettim.
Yüzünde sinir bozucu bir ifade vardı, dudakları birden yukarı kıvrıldığında bana yaklaşmaması için önüme buzdan bir duvar ördüm, onu eritmemesi için arkadan destek veriyordum. İki elimi de kullanarak buzu aşmasını engellediğimde o da gücünü arttırdı. Birden duvarları çekip ateşini dondurmak için hamle yapacaktım ki bunu anlayarak ateşlerini çekti. Neredeyse en güçlü kişi bendim, suyu ve doğayı dondurabilirdim ancak ateş ile karşılaştığımda zorlanıyordum ama emindim ki yeteri kadar güce sahip olursam onu da yenebilirdim.
"Togay hiç sırası değil" Dediğimde bana doğru bir adım attı " Rövanş istiyordun değil mi Elizabeth, hadi! ama sadece güçlerimizi kullanacağız" Şu an hiç sırası değildi, bunu algılayabilecek kapasiteye sahip değil miydi? Annemi kaybedeli daha sadece beş dakika olmuştu ama benden istediği şey bu muydu? kabul etmekten başka şansım yoktu çünkü zayıfladığım an bunu bana karşı kullanacaklardı buna emindim, bu yüzden hiç bir şey olmamış gibi devam etmeliydim.
Seçme şansım yoktu ama beklemediğim bir şey oldu, Togay "Siz çok tehlikelisiniz Kraliçem"
dediğinde kaşlarım çatıldı, ne ima ediyordu? " Ama bunla başa çıkabilirim" Dişlerimi sıkarak ona baktım "Hala neden gitmedin? benim bölgemde ne arıyorsun? seni açıkça kovduğumu hatırlıyordum? Rövanş mı istiyorsun? Tamam yapalım ama yaptıktan sonra bu bölgeye bir daha gitmemek üzere çık" Togay bana göz kırptı "Senden kopamıyorum ki prensesim"Bu tavrı, bu umursamazlığı bile beni deli ediyordu. Beslediğim şey nefretti. Saf nefret.
Jay adımı seslendiğinde Togay ona döndü "Elizabeth!" Togay yanıma yürüdüğüne Bakışlarımı Jay ' e çevirdim "İza fenalaştı, Odasında" Kaşlarım çatıldığında Togay elini belime yerleştirdi. Hızlıca ayağını iki kere yere vurduğunda gözlerimi kapattım, saniyeler sonra gözlerimi izanın odasının önünde açtım, kapıyı çalmadan hızlıca odaya girdiğimde yatakta yattığını gördüm.
Gözleri kapalıydı "İza!" Dediğimde gözlerini açmadı ama yüzünde küçük bir oynama gördüm "Siz gidebilirsiniz" Dediğimde Jay itiraz etti "Onun iyi olduğunu görmediğim sürece gitmem" kaşlarımı çattım "neyisin sen onun?" Yutkunarak gözlerini kaçırdı, o sırada İza konuştu "Kalsın" Dedi kısık sesle gözlerimi Togaya çevirdiğimde omuz silkerek koltuğa oturdu.
Bizim hayatımızla bu kadar iç içe olmaları hoşuma gitmemişti. Bu son seferdi. İzanın elini tutup yanına çöktüm "Ne oldu iyi misin?" Jay "Salıncaktaydık birden fenalaştı, ne olduğunu anlayamadık bile" Hızlıca Liliyi çağırdığımda hemen yanımda belirdi, ilk başta benim yüzüme bakıp gözlerini İzaya çevirdi "Bana şifacıyı bul ve getir, hemen" Lili başını sallayarak kaybolduğunda İza elini elimden çekti.
"Sen git, işlerin vardır" Derin bir nefes verdim "İza, sırası değil. Küçük bir çocukmuş gibi davranma, şu an uygun bir zaman değil" Dudaklarında buruk bir tebessüm peyda oldu, kısık ve çatlak sesiyle "Sen krallıkla ilgilenmekten beni ne zaman gördün ki? hep iş, hep hep hep, bir kardeşin olduğunu unutmuşsun sen, beni bırak annem öldü. Yüzünde mimik oynamadı senin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Soğuk İntikamı
Teen FictionPrensesin annesine bir kara büyü yapılır ve annesi en büyük kızından büyüğü yapan kişinin kafasını kesip mezarına getirmesini, kim olursa olsun bu isteğinden kimseye bahsetmemesini ister. Ancak büyüğü yapan kişi kız kardeşinin en büyük aşkıdır ve...