yeni bolumu yayinlar yayinlamaz yazmaya geldim
siz de oy verip yorum yaparsaniz boyle devam ederim canlarim
iyi okumalar⛓⛓
~~~~
Tanrılar, ateş çemberini andıran taht dizisine oturmak yerine ayağa kalkmış, hep bir ağızdan bağırıyorlardı.
Hades, buraya bile çağrılmadığı için öfkeli bir mesaj iletmişti. Zeus, onun mesajı yüzünden deliye dönerken yerini almak istediğinden emin olduğu kardeşi Poseidon'a çatıyordu. Athena, uğradığı ihanetin ardından Poseidon tarafından kesinkes uzaklaştığı için onun yanında durmayı tercih eden Artemis'le ciddi bir kavga içine girmişti.
Athena beklendiği gibi zekasıyla ön plana çıkıyordu. Fakat Artemis'in ondan geri kalır yanı da yoktu. Bu yüzden aralarındaki gerilim dinmek bilmiyordu.
Ares desen kendine çatacak bir şey bulmakta hiç zorlanmamış, bir değil birkaç tanrıyla tartışmaya girmişti bile.
Olympus'tan çok çocuk parkını andıran bu utanç tablosunu araya giren bir ses, boşluk anında durdurdu.
"Yüce Zeus, kıymetli tanrılarım, tanrıçalarım!" önlerinde uzun bir selam vererek tartışması bölünen Zeus'un tahammülünün son damlasına kadar bekledi.
"Sizlere ormanlardan fısıltılar getirdim. Gelmekte olan tehlike, zannedilenden daha büyük görünüyor. Zannediyorum ki siz yüce tanrılarımızın müdahelesi olmadan dünya üzerinde hiçbir varlık Kaos'u engelleyemeyecek." Zeus, alaylı bakışlarını orman perisinin üzerinde gezdirdi.
"Dünya üzerinde oldukça güçlü ve eğitim alan melezlerimiz var. Onları geçip bize gelecek bir tehdit, dünyada var olamaz!" aslına bakılırsa dünyada olup bitenlerden bihaber geziyordu Zeus. Ne oradaki çocuklarının savaş yeteneklerini ne de diğer melezlerin eğitimlerini umursuyordu. Böyle boş konularla zaman kaybetmek Zeus'la birlikte diğer tanrıların da komiğine gitmişti. Dünyada onlara rakip olabilecek bir tehlike elbette var olamazdı.
Üç büyük tanrı olan Zeus, Poseidon ve Hades hayatlarının en önemli birlikteliğini o zamanlar yapmış, babalarını Tartarus'un derinliklerine ebediyen gömmüştü.
Bundan dolayıdır ki perinin ima ettiği titan saldırısı, tanrılar için mümkün görülen bir şey değildi.
~~~~
Hyunjin her zamanki tek başına kamp alanın merkezindeki parkurda kafasına göre çalışırken gözleri ara ara kampın bir köşesindeki denize kayıyordu.
İçinde bir sıkıntı vardı. Su, ona güvensiz gelmeye başlamıştı. Ki annesiyle Poseidon arasındaki gerilime rağmen suyu hep seven bir yapısı olmuştu. Şu ansa sadece savunmasız hissetmesine neden olan deniz, içinden her an bir tehlike çıkabilecekmiş gibi ona gülüyordu.
Kılıcını eline alıp önündeki yapay bedene sert darbeler indirirken kafasından kötü düşünceleri atmaya çalıştı. Sadece kafasında kurduğunu ummaktan başka çaresi yoktu.
"Sağlam kılıç kullanıyorsun." yan tarafından gelen sese döndü. Jeongin elini saçlarından geçirerek kabzasından çıkardığı kılıcı Hyunjin'e doğrulttu.
Hyunjin sırıtarak onun gibi kılıcını kaldırdığında uzun zaman sonra düello yapacağı için keyiflenmişti.
"Herhangi bir savaş malzemesini 'sağlam' kullanabilirim." onun dediği gibi üstünü çizerek ileri atıldı. Jeongin de gülerek çevik bir hareketle ilk ataktan kurtulduğunda beklemeden karşılık verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
olympus, hyunchan
FanfictionTanrıların melez çocukları, dünya üzerindeki bir kampta sıradanlıktan uzak ve yalnız bir yaşam sürmektedir. yan shipler: Minsung, Changlix, Seungin.