Selam, nasılsınız? Öylesine sormuyorum içinizi dökün rahatlarsınız.
Bu hikayeyi yazmayı uzun zamandır hayal ediyordum. Ve evet bir türlü yazamıyordum. "ya yapamazsam?" "Ya yazarsam ve okunmazsa?" "Ya kötü yorumlar alırsam." Diye çok düşündüm sonra fark ettim ki kötü yorumlar hep var. Bunu şuan yazmak beni mutlu edecekse yazmalıyım, dedim kendi kendime ve bam! Buradayım.
Profesyonel değilim, çok yazım yanlışı yaparım, belki hikayem de çok hoşunuza gitmeyecek, ama en azından bunu yazmak beni mutlu edecek, iyi ve ya kötü eleştirileriniz beni güçlendirecek. Şimdiden okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkür ederim.
Bu hikayeyin ana konusunu babamla oluşturduk. Konu ikimizin, yazı benim. Okurken hepinize iyi okumalar. Umarım vakit kaybı değil, güzel ve mutlu Zaman geçirirsiniz.
Daha fazla sıkmadan başlayalım.
.
.
.2023
29 Ocak pazar.
Ukrayna , KievZaman kavramı çok yönlü bir kavramdır. Farklı zaman dilimine tutulmuş insanlar; aynı zaman dilimine girmek için çabalar, boşa kürek çekerlerdi. Ve bu umutsuz bekleyişlerin ardında tek bir isim yatardı; aşk.
Kimse fark etmesede, aşk aslında bu dünyadaki en büyük düşmanımızdı.
Bunu fark edenler; şanslı olanlarımız. Fark edemeyenler mi? aşk çoktan onların gözünü bürümüştu. ben mi? Benim ise aşkın zerresini düşünmeye zamanım yoktu.
Bu bana göre iyi bir şey. Aşk demek; zaaf demekti ve bizim gibilerin dünyasında zaaflara yer yoktu.
hali hazırda demiş ya Platon ; "aşk bir çeşit şuur bozukluğudur." Diye haklı olduğunun en büyük kanıtıydık.
İşin ironisi şu ki, şuan kendime ait uçağımın, suni deri, koltuğunda oturmuş. Bir elim şarap kadehini tutarken diğer elim Bordo ojeli uzun tırnaklarım ile masanın üzerinde ritim tutuyor, bakışlarım uçağın camında geziniyordu. İşin ön yüzü; Lüks hayatlar, pahalı şaraplar, marka çantalar, şık davetlerdi. Arka yüzü ise bambaşkaydı ; her gün patlayan silahlar, sayısız kayıplar, zirvede olmak için verilen savaşlar...
Kaptan dan beklediğim anons geç olmadan gelmişti.
"Hovorytʹ vash kapitan Kayra Oztyurk.
Nash perelit z Kyyeva do Stambula zaymaye pryblyzno 1 hodynu 45 khvylyn. Bazhayu vam harnoyi podorozhi, pani Beril.""kaptanınız Kayra Öztürk konuşuyor.
Kiev - İstanbul arası uçuşumuz yaklaşık 1 saat 45 dakika sürmektedir."Ve eklemişti, " iyi yolculuklar dilerim Beril Hanım. " sanki kendisi arkadaşım değilmiş gibi. Bu onda takıntı gibi bir şeydi her uçuş resmiyetini korur uçaktan inince ise kırk yıllık dostuma dönüşürdu.
Asla bıkmadan yaptığı anonsunu önce Ukraynaca sonra, Türkçe tekrar etmişti. İşine âşık olması işime geliyordu açıkçası
Tanıdık uçuş görevlisi yanıma yaklaştı.
"My skoro vylitayemo, pani Beril. u vas ye prokhannya vid mene?"*Birazdan kalkışa geçiyoruz Beril Hanım. Benden bir isteğiniz var mı?*
Kadehimi uzatıp "Vy mozhete osvizhyty vyno, budʹ laska" kumral genç çocuk gülümseyip kadehi aldı.
*Şarabı tazeler misin, lütfen*
2 Dakika içinde, beyaz sarap ile dolu kadehi getirmişti. Elinden alıp başımı teşekkür manasında eğip gitmesini söyledim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH WHİTE
Novela JuvenilTak...Tak...Tak... Havaalanının kalabalık koridorunda genç kadının topuklu ayakkabı sesleri yankılanıyordu. Kadının gözünü hırs, intikam ve nefret bürümüştü. İnce ve zarif topuklu ayakkabısını; sanki yer düşmanıymış gibi, sağlam ve hırsla yere vur...