Şimdi seninle bir hayal kurucaz hazır mısın 🙂 Başka bir evrendeki yılbaşı gecesi yaşanan senaryoyu hayal edicez. Bu evrende sende bana aşıksın ve biz evliyiz. Bunun bilincinde olarak oku ve okurken yaşıyormuş gibi hisset 🥰
Başlamadan önce senden beethoven moonlight sonata veya für elise, bu ikisinden birini açmanı istiycem. Tavsiyem ilki olsun 🙂 Sen okurken arka planda kısık seste çalsın. Hazırsan başlıyoruz.
Bu gün 31 Aralık ve bu gördüğün resimdeki evdeyiz. Tüm sevdiklerimiz içerde. Ailemiz, arkadaşlarımız, kuzenlerimiz, sevdiğimiz herkes burda. Sohbetler muhabbetler eğlenceler şakalar komiklikler ve daha niceleri. Herkes inanılmaz neşeli ve mutlu. Siz, yani sen ve arkadaşların, bazı aile üyelerimiz ile birlikte mutfakta yemekleri hazırlıyorsunuz. Ben ise tuğlalı şömine karşısındaki koltukta uyuya kalmışım ve şimdi bu içinde bulunduğum (yani benim öyle sandığım) hayat kocaaa bir rüyadan ibaretmiş. Gerçek sandığım bu hayat benim o koltukta 1-2 saatlik uyku arasında gördüğüm uzun bir rüyaymış sadece. Sen yanıma geliyor ve beni ürkütmeden nazikçe omzuma dokunup "hadi canım kalk yemekler neredeyse hazır" deyip uyandırıyorsun. Müthiş rahatlatıcı bir gerinme sonrası ayağa kalkıyorum ve birlikte camdan dışarı bakıyoruz. Dışarıda kar yağıyor ve çocuklarımız oyun oynayarak eğleniyor. Bizim onları seyrettiğimizi görüp bize el sallıyorlar. Bizde onlara el sallıyoruz. Sen elimi tutup bana "hadi gel bizde çıkalım" diyorsun. Birlikte el ele dışarı çıkıp çocuklarımızın yapmış olduğu kardan adamı süslemelerine yardımcı oluyoruz. Şapka atkı süpürge havuç düğme takıp, ona bir isim bulduktan sonra fotoğraflar çekiliyoruz. Her yer karla örtülü olmasına rağmen hava o kadar da soğuk değil. Kendimizi karların içine bırakıyoruz ve kahkahalar atarak yuvarlanıyoruz. Derken senin yüzüne bir tane kar topu geliyo ve sen benim attığımı sanıp "bittin sen" dermiş bakışı atıp, bana kar topları fırlatmaya başlıyorsun. Ben "ben yapamadım valla ben değildim" diyorum ama sen dinlemiyor, inatla bana doğru kar topu ata ata koşuyorsun. Yanıma geldiğinde üzerime atlayıp beni deviriyorsun ve tekrar karların içinde birbirimize sarılıp, gülerek tekerlenmeye başlıyoruz. Her yerimiz kar içinde kalmış olup üşümemize rağmen aldırış etmeden derin karlar içinde angıranmaya devam ediyoruz. O kadar mutluyuz ki o an soğu hissetmiyoruz bile. Fakat yine de seni kollarımın içine sarıp ısıtıyorum. Yerde sarılıp çamış gibi yatıyoruz. Tam sersemleyip uyuya kalacağımız anda yine laap diye bir kar topu daha geliyor tam üstümüze. Sonra bir tane daha ve bir tane daha. Kızımız ve oğlumuzmuş meğer atanlar. Demin senin yüzüne de onlar atmış. "Gelin lan buraya bücürler" diyip ayağa kalkıp onları kovalamaya başlıyoruz. Onlar gülerek koşuyor, bir gülerek kovalıyoruz. Sonra ikisini de yakalayıp yere yatırıp gıdıklamaya başlıyoruz. Biz böyle çocuk gibi eğlenirken evin kapısı açılıyor ve ananemiz çıkıp "hadi çocuklar gelin yemeğe" diye sesleniyor. Hep birlikte içeri girip, ıslak olan kıyafetlerimizi değiştirip, 5 dakika şömine karşısında kurulandıktan sonra sofraya geçiyoruz. En sevdiğimiz yemekleri en sevdiğimiz insanlarla en güzel muhabbetler eşliğinde yiyoruz. Sonra bi anda ışıklar sönüyor. Ben "Hay Allah ya" diyip masadan mum almak için ayağa kalkacağım esnada birden ışıklar açılıyo ve herkes "geçmiş doğum günün kutlu olsun" diyip maytaplar, fişekler patlatıyo. 1 hafta önce olan doğum günümün kutlamasını, herkesin bir araya gelip organize olacağı bu güne saklamışlar/saklamışsınız. Yemeğin sonunda herkes bana hediye vermek için teker teker yanıma geliyo. Hepsine ayrı ayrı teşekkür edip büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpüyorum. Son olarak yanıma sen geliyorsun. Gözlerimin içine heyecanla bakıp, elimi tutup kendi karnına koyuyo ve "Sürpriz. İkinci bir kızımız oluyor" diyorsun. "Gerçekten mi Rümeysa" diye soruyorum dökülmeye başlayan mutluluk gözyaşlarım ile birlikte. "Evet" diye cevap veriyor ve bu gün annenle birlikte hastaneye gidip çektirmiş olduğunuz ultrason fotoğrafını bana gösteriyorsun. Artık kelimenin tam anlamıyla sular seller ağlamaya başlıyorum. Yüksek sesle "İYİ Kİ VARSIN DİĞER YARIM SENİ SEVİYORUM" diyip önce karnından, sonra alnından öpüp, sana sımsıkı sarılıyorum. Sende göz yaşlarını tutamayıp bana eşlik ediyorsun. Arkadakiler de alkışlayıp bizi tebrik ediyorlar. Sabaha kadar danslarla, oyunlarla, müziklerle kutlamaya devam ediyoruz. Bu bizim en mutlu günümüz. Ve son 🙂
Karnımda bebekle nasıl karlarda yuvarlandım? diye soracak olursan burasını cennet gibi düşün. Negatif hiç bir durum yok. Ağlamak vardı ama o da üzüntüden değildi dikkat edersen mutluluktan ağladik. He bir tek o benim gördüğüm sıkıcı rüya vardı ama o da gerçek değildi zaten. Yani soruna dönecek olursak sen yuvarlansan da, takla atsan da bebeğimize bişey olamazdı. Bu evren bizim için özel tasarlanmıştı. Yaşanan her olay bizim mutluluğumuz içindi. Allahın rahmeti dedikleri bu olsa gerek. Evet nasıldı Rümeysa? Beğendin mi? Ben hayal kurup düşünürken ve yazarken çok eğlendim. Bu sefer bunu rüyamda görmedim ben uydurdum. Böyle bir sürü hayalim var seninle. Birkaç tanesini daha paylaşabilirim belki ilerleyen zamanlarda. O yukarıdaki resim ve o gibi resimler (karlı yılbaşı dağ evleri veya kasabalar) böyle hayaller üretebilmemi sağlıyor. Ve çok huzur veriyor o tür resimler bana. Küçükken masallarda duyardık ve anaokulda tvde izlerdik. Bunlara benzer bir görüntü şuan dışarıda mevcut.
Balkondan çeltim dün gece :) Cennette seninle bu hayallerin gerçeğini yaşamak için sürekli dua ediyorum. Seninle tüm dünyayı, oluşumundan bu güne geçen tüm zamanları gezmek, görmek, öğrenmek istiyorum. Sadece değil dünyayı tüm diğer gezegenleri, yıldızları, tüm galaksileri gezmek, biz gibi yaşayan başkaları var mı öğrenmek, varsa onlarla tanışmak, hayallerimizin ötesindeki güzel diyarları canlı canlı gezmek istiyorum. Seninle evrenin her köşesini gezmek ve keşfetmek istiyorum. Seninle Allaha gidip bize her şeyi öğretmesini istiyorum. Evet normalde yazdığımı tekrar okumam ama şimdi bunu tekrar tekrar okuyup ağlamak Istiyorum. Yazarken gözlerim doldu ama ağlama seansı gerçekleştirmedim. Baya doldum birkaç gündür ağlamadım o yüzden şimdi tekrar okuyup, daha derinden hissedip, kendimi iyice bunun atmosferine kaptırıp deli gibi ağlamak istiyorum .Rümeysa. Umarım okurken sıkılmamışsındır ve hikaye hоşuna gitmiştir. Seni seviyorum. İyi geceler meleğim.