-Seonghwa Kore'nin en genç ve en başarılı doktorlarından biri olmak istiyordu. Öğrencilik hayatı boyunca her zaman takdir edilen, örnek bir öğrenci olmuştu. Genelde zamanını insan bedeni üzerinde araştırma yaparak geçirirdi.
-Araştırmayı o kadar çok severdi ki insan organlarından oluşan bir koleksiyonu vardı.
Ve eğer bu koleksiyonun ardındaki o karanlık sırları biliyor olsaydınız tüyleriniz kesinlikle diken diken olurdu...-Hwa mezun olduktan sonra kendi için bir klinik açmayı planladı, bu klinikte ise sadece adını duyurmuş kişileri tedavi edecekti. Aklından geçen bir sürü planı vardı ve bu planları uygulamak için adını duyurmuş kişileri istiyordu. Onlar seçilmiş kişilerdi.
-Kliniğini açtıktan kısa süre sonra beklediği popülariteye ulaşmıştı, şimdi sıra en zor ve en karmaşık olan hedefe gelmişti. Eline kahvesini aldı, camın önüne oturdu ve tüm gece boyu oturup dikkatlice düşündü, ününü kötüye kullanan kişilerin uzunca listesini çıkardı ve ajandasının içine koydu.
-Aradan tam bir hafta geçtikten sonra Hwa bir arama aldı. Aramanın sahibi Kore'nin en ünlü şirketlerinden olan Jang'ın sahibi Jang Wonyoung'dı.
-Kendisi kalp hastasıydı ve kendini güvenilir, adını duyurmuş bir doktora emanet etmek istiyordu. Bu arama Seonghwa'yı mutluluktan havaya uçurmuştu. Artık o planlarını yavaş yavaş uygulamaya koyulabilirdi.
-Jang Wonyoung babası öldüğünde şirketin başına geçmişti. Ve o insanlara ve çalışanlarına yaptığı zorbalıklarla tanınırdı. Her ne kadar yüzü şeker tatlı ve güzel olsa da, hasta kalbinde barındırdığı düşünceler yüzünün aksine acı doluydu.
-Hwa onun koskoca dünyada tek başına olduğunu biliyordu, ve onunla ilgili hiç hoş olmayan düşünceleri vardı .Ölse bile kimsenin ruhu bile duymazdı. Hatta bazı kişilerin işine bile gelebilirdi.
-Seonghwa muayeneden bir gün önce kliniğinde bulunan depoya indi, titiz ve özenli bir şekilde gerekli olan tüm malzemeleri hazırladı.
-Wonyoung'ı bir toteme dönüştürmek ve hastalıklı kalbini koleksiyonuna eklemek istiyordu. Onu deposunda sergileyecekti ve bundan gram pişmanlık duymayacağına emindi.
-Ve sonunda Seonghwa'nın merakla beklediği o gün geldi. Sabah uyandı, takım elbisesini giydi ve kliniğe doğru yola koyuldu.
-Kliniğe vardığında ise onun için zaman geçmek bilmedi. Bir ileri bir geri gergin adımlarla yürümeye başladı. Kliniğin zili çaldığı zaman gözleri faltaşı gibi açıldı ve kapıya doğru ilerledi.
-Kapıyı açtığında gördüğü manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. O herkesin anlattığından kat kat güzeldi ve bir peri kızını andırıyordu. Onun gibi güzel bir kız nasıl olur da bir şeytan olabilirdi? Seonghwa kafasındaki anlamsız düşünceleri sildi ve Wonyoung'ı içeriye davet etti. Bir fincan kahve alarak kızın hastalığı hakkında konuşmaya başladılar.
-Wonyoung hastalığını anlatmaya başladı ve Hwa onu dikkatli bir şekilde dinlemeye koyuldu. Bu güzel ve genç kız çocukluğundan beri bu hastalıkla uğraşıyordu ve artık daha fazla dayanmaya tahammülü kalmamıştı.
-Tüm tetkikler için örnekleri aldılar ve sonuçlar için beklemeye başladılar. Günler geçti ve sonuçlar çıktı, genç kız ameliyat olmalıydı ve bu Seonghwa'nın totemini oluşturması için en önemli aşamaydı.
-Ameliyat bahanesiyle hedefine ulaşacak ve koleksiyonuna hastalıklı ve kendi çıkardığı kalbi koyacaktı. Bu onun aklındaki fikirlerin yüzde biri bile değildi ve heyecanla ameliyat gününü beklemeye başladı...
Herkese merhaba arkadaşlar! Bu benim yazmış olduğum ilk hikayem, hatalarım olabilir. Kırıcı olmayan bir dille bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenirsiniz... <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIGINSA <seongjoong>
Mystery / ThrillerOnun mesleğine olan aşkı bambaşkaydı. Kim Hongjoong'a bakışı da.