cennet

386 45 41
                                    

cause it's something about her long shady eyesim all about her shade tonight

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

cause it's something about her
long shady eyes
im all about her shade tonight

well it's too bad
it's too bad
it's too bad
you're married, to me

(art credit, soupy_hands on ig & tt)

bir nefes çektigim dalla beraber hemen ileride gitarıyla uğraştığı eski koltuğa yaklaşıyorum. içinde ne olduğuna dair bir fikrim olmadığı bardağa parmakları uzanırken ellerim gömleğinin yakasının kaymasıyla açılmış olan omzuna dolanıyor, kafamı eğerek ona yaklaştırdığımda, tekrar çektiğim sigara dumanını bu sefer dudaklarına doğru üflemiş oluyorum.

kafasını eskimiş koltuğun arkasına yatırarak kıkırdıyor. "çok eski numaralar deniyorsun fedya" dudaklarından dökülen kelimelere uzanmak isterken kendimi geriye doğru ittirmek zorunda kalıyorum.

yere attığım dal ile beraber söylediklerini görmezden geliyor, üstüne bastıktan sonra merdivenlerden adımlayarak cennetime ilerliyorum.

binlerce ses etrafı doldururken gözlerim yüzüme vuran ışığa alışamamış bir şekilde kapanıyor. kollarımı iki yana kaldırarak uzun bir kahkaha bırakıyorum etrafa. gürültü giderek artarken bundan zevk almayan bir şekilde amacım oradan uzaklaşmak oluyor. kendi yalnızlığıma binlerce insanın içinde gömülmeyi başardığımda karanlığın içerisinde ileride, benden uzakta kalmış, mikrofona ilerliyor ve ritmine her şeyden çok alıştığım gitar sesiyle kulaklarımı dolduruyorum. parmaklarım sert metali kavradığında dudaklarım kendi içimden birer parça olan sözleri dökmeye başlıyor. karanlığı yumuşak melodi doldururken, ani ritim değişikliğiyle gözlerimi açıyor ve sesimin, bir çığlığa dönüşmesine izin veriyorum. kavradığım mikrofonu bırakmayarak sırtımı kamburlaştırdığımda bu sefer tek çığlık ben olmamaya başlıyorum.

alnımdan akan terle beraber anın verdiği heyecanla bir kahkaha bıraktığımda, binlerce yüzü ayırt etmek daha da imkansız oluyor. arkamdaki, bütün sesimi kontrol eden melodi iyice sertleşttiğinde diğer herkesle beraber bir çığlık daha kopuyor dudaklarımdan. bununla birlikte ses tellerim acıyı bıraktığında irislerim bütün kontrolü ele geçirmiş gitaristime dönüyor. bordo ve siyah ojelerle kaplı uzun tirnaklari penaya ihtiyaç duymadan kollarindaki mavi gitarını yeteneğinden ödün vermeyerek çalıyor. beyaz saçları benim saç tellerini özenle karıştırarak oluşturduğum örgüyle omzundan uzanırken düğmelerinin yarısından fazlası açık kırmızı gömleği hem cennetimizdeki bana hemde aşağıdakilere mükemmel bir manzara sunuyor. siyah tasmasi kime ait olduğunu herkese tekrar hatırlatırken boynundan uzun bir zincirle uzanan haç işareti kulağımdaki küpeyle eşleşiyor. ateistiz aslında.

dudaklarim kıvrılıyor onun bu görüntüsüyle. göz kapaklari kapanmış, vücudu ritme göre hareket ediyor, kontrolsüz olduğunu çok iyi bilsemde kusursuz bir ritim tutturuyor gitariyla. sahne artık tamamen ona ait. ve ben cennetimi paylaşmaktan oldukça memnunum.

dudaklarım tekrar aralandığında çığlıklar artıyor. sesim kontrolsüz ezberlediğim kelimelerle yağıyor. sert rüzgar, soğuk havada, buklelerim arasından geçerken beyaz gömleğimi unutmuyor. göz kapaklarımın üzerindeki saç telleri geriye doğru uzanıyor. kısa süre sonra kıvrımlarım yumuşak bir şekilde tekrar kulaklarımın arasına dökülüyor.

melodi kulağıma gitgide yaklaşırken yanağımda sıcak nefesi hissetmem bir oluyor. göz kapaklarım aniden açıldığında yanağımdaki ıslak dudak hissiyle kafamı çeviriyorum, o gülümserken çığlıklar artıyor. kısık bir kıkırtı  bırakıyor sözlerime devam ediyorum. arkamda attığı kahkaha sakladığım herşeyi ele veriyor.

son nakaratı bağırırken bir yandan siyah botlarım yere vuruyor, kafamı geriye yatırıyorum. soluk nefesimle bittiğinde çığlıklar devam ediyor. kıkırdayarak gülümsediğimde, irislerim heterokromi gözleri buluyor. tanrım. bütün hayatımı görebildiğim iki çift göze ne diyebilirim ki.

bütün şarkılarını kendi düşünceleriyle yazmış olan ben, aşık olduğum adamın gözlerini şu anda tek bir kelimeye bile layık göremiyorum.

insan gibi aciz bir varlığın oluşturduğu harflerle böyle bir yüceliği övmek nasıl mümkün olabilir?

cennetimize hayran varlıklar farklı bir melodi için bağırmaya başladığında çoktan parmaklarım beyaz tenini gösteren yakasına uzanmış onu iğrenç bir öpücüğün içine çekmiş oluyor. dudakları nefret ettiğimi bile bile kıvrılırken diğer elimi gözünün altındaki yarada gezdiriyor, tekrar uzanmak istesede ondan ayrılırken minik bir gülümsemeyle mikrofonuma sarılıyorum.

nasılsa buradan başka dudaklarımı kovalayabilecegi birçok yatak, şarkı ve düşler var. bütün zamanlar ve alemler bizim.

boyası aktığı için dibi gözüken beyaz saçları belki benden de önemli olan gitarına parmakları uzanırken uçuşuyor. ben ise aralarında ki morlarla ışığın altında parlayan kömür karası telleri kulağımın arkasına sıkıştırıp ileriye atılıyorum.

nasılsa cennet bize ait.

(instagramda veya tiktok'ta bulabileceğiniz soupy_hands isimli kullanıcı bu au'nun sahibi ki kendisinin iki artini da kullandım burada! oradan da bakabilirsiniz gerçekten asiri güzel çizimleri var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(instagramda veya tiktok'ta bulabileceğiniz soupy_hands isimli kullanıcı bu au'nun sahibi ki kendisinin iki artini da kullandım burada! oradan da bakabilirsiniz gerçekten asiri güzel çizimleri var. türk bu arada ondan desteklemeliyiz bence??)

uzun zaman sonra selamm!! tatil bitmeden her zamanki gibk kısa birsey bırakmak istedim. umarım beğenmişsinizdir, sevgiyle kalın <3

m4scara :: fyolaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin