(İki saat önce - Yazarın Anlatımı)
"Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?" dedi sinirle ayaklanarak Barlas.
"Ben o kıza kardeşim dedim, bunu nasıl yaparım!" diye yineledi.
"Bu bildiğin, göz göre göre ateşe atmak lan!" dedi Barlas Erdem.
"Liderler amaçları için her şeyi gözetir, hele ki vatan için Barlas Erdem. Zorundasın." dedi esmer adamın sesi.
Barlas kaşlarını çattı ve saçlarını karıştırdı. Ardından hızla önündeki adama öfkeyle döndü.
“Sen ne anlatıyorsun ağabey!” Diye bağırdı.
Önündeki adam, soğuk kanlılığıyla öfkeli adamı izliyordu.
“Sakin ol Barlas!” Dedi Adil bey.
Barlas önündeki adama sinirle baktı, tam ağzını açmıştı ki, Adil bey konuştu:
“Yapması gerekiyor, görev görevdir Barlas.”
Barlas derin nefes aldı.
“Neden Ahu’nun yapması gerekiyor? Daha alışmaya çalışıyor, hazır değil!” dedi Barlas.
Adil konuştu:
“Eğitimlerini takip ediyorum Barlas, bu küçük bir görevi başarabilir” dedi.
Barlas Ahu’nun göreve çıkmasını istemiyordu çünkü henüz hazır olduğunu düşünmüyordu. Eğitimlerde başarı yüzdesi yüksekti fakat görev psikolojisi farklıydı.
“Kızın adliye arşivine girmesini istiyorsun Ağabey!” dedi ayağa kalkarak.
“Avukat kimliğiyle adliyeye girecek, sonra arşivden dosya alıp çıkacak Barlas” dedi rahat bir ses tonuyla.
Barlas histerik bir kahkaha attı.
“Yakalanırsa neler olur biliyor musun sen? Ha gerçi biliyorsundur!” dedi sinirle.“Sen bir adliye arşivine girecek kadar devletin içindesin, şimdi niye buna ihtiyaç duyuyorsun? Hayırdır!” dedi öfkeli adam.
Adil bey derin nefes aldı ve gözlüğünü düzeltti. Barlas’ın dibine girerek konuştu:
“Sesini alçalt. Dosya Ahu’nun göreviyle de alakalı. Bu iş devlet bünyesinde değil, biliyorsun. Duygusal davranmayı bırak! Yakalanmayacak, yakalanırsa, her şey kontrolüm altında” dedi tıslar gibi.
Barlas ona diklenen adama aşağılayıcı gözlerle baktı.
“Eğer bu işin faturası Ahu’ya kesilirse, işte o zaman sakın devletin arkasına pısma Adile ağabey!” dedi sessiz fakat bir o kadar da hiddetle.
“Ne zamandır bu kadar duygusal kararlar verir oldun? Hele ki mevzu görevse?” dedi adam kışkırtıcı bir sesle.
Barlas duyduğu cümle ile yumruğunu sıkmış ve kendine hâkim olarak kapıya adımladığı sırada, Adil bey tekrar konuştu:
“Yoksa ağabeylik damarın mı kabardı? Ne de olsa babanın kızı öyle değil mi Barlas?” dedi gözlüğünü düzelterek.
Barlas hızla, Adil’e döndü ve üstüne adımladı.
“Sakın... Sakın bana ucuz psikoloji numaraları çekme. Ama evet, Ahu ağabeyi olmamı isterse, onun ağabeyi olmak için her şeyi yaparım. Ama bilmiyor bu durumu. Ben onu kardeş gördüm çünkü o da benim, bizim gibi. Kimsesiz, sevgiye aç, büyümek zorunda kalmış bir çocuk. Ben o adamın bana yaptığını Ahu’ya yapmam! Ahu’nun bilmese de bir ağabeyi var, onu ateşe atmana izin vermem!”