Osman Mardinli zengin bir ailenin oğluydu. Katı bir ailesi olmasına rağmen çokta çapkındı. Her gece başka karılara girer sayısız çocuğu vardı buna rağmen namuslu bir kişiliği vardı. Jennifer ise İspanyol ama çok namuslu bir kızdı yani erkek eli değmemiş göz göze gelmemiş imam hatipli bir kızdı..:)
Okul bitirdikten sonra öğretmen olmuş köylü çocuklarına eğitim vermek için Mardin'e gidecekti.
Enes Yellow: Kızım sakın orada kaşarlık yapma ananında benimde başımı öne egdirme hemi?
Jennifer Yellow: Tmm baba 😃
Jennifer dış hatlara biner ve Mardin'e gelir. Ama hiç bilmediği bir şey vardır. Ailesi onu Osman Beymen'e satmıştır!
Jennifer uçaktan inene kadar her şey güzeldi ta ki yakışıklı karizmatik asaletli beyefendi geniş omuzlu kürt Osman Beymen onun ağzını ilaçlı bezle kapatana kadar...
Jennifer gözünü Osman'ın evinde açar sonsuz kat villasında sonsuz kat odasında Osman'ın odasındadır. Jennifer olanları anlamaya çalışırken odaya Zahra girer.
Zahra(Osman'ın kız kardeşi) Jennifer'ı baştan aşağı süzer der ki:
Zahra: Gelinimizde çok güzel Enes Yellow'a çektiği nereden belli..
Jennifer bu simayi nereden tanıyordu acaba? Her neyse.
Jennifer: S-siz de kimsiniz? Neden ben bu yatağın üzerindeyim beni neden kaçırdınız! Diye sorularını sıralarken odaya yakışıklı karizmatik kalp hırsızı gönüllerin sultanı Osman Beymen girer ve Jennifer ona bakakalır. Aman Allah'ım bu ne yakışıklılık hayatında hiç bu kadar yakışıklı birini görmemiştir. Kürt erkekleri varken İspanyol erkekleri de kimmiş! Zahra sinsi bakışlar atıp odadan çıkar ve Osman:
Osman Beymen: Seni baban bana sattı hazırlan babamın yanına el öpmeye geleceksin dediğinde Jennifer beyninden vurulmuşa döner...
Şimdi napacaktır?
