Okul çıkışında Yoongi aldığı mesaj ile yönünü değiştirdi, Hoseok onu daha rahat ve detaylı konuşmak için eve çağırıyordu. Yoongi ona atılan konumu dikkatle inceledi, bir apartmanın önündeydi. Apartmana girdi ve Hoseok'un kapı numarasına ulaştı. Kapıyı sakince tıklattı, Hoseok kapıyı gülümseyerek açtı.
"Hoşgeldin Yoongi!" Yoongi ifadesiz bir şekilde ona baktı ardından gülümsedi.
"Hoşbuldum, geçebilir miyim?" Hoseok afalladı ardından mırıldandı.
"Ha, ah doğru evet... Geç tabii." Hoseok kapıyı ardına kadar açtı ve çekildi.
Yoongi ayakkabılarını çıkardı ardından içeri girdi. Etrafa kısaca göz gezdirip Hoseok'u takip etti.
"Evin hoşmuş." Hoseok kafasını olumlu anlamda salladı.
"Hmhm, öyle. Sen geç ben bize biraz içecek getireceğim." Yoongi olumlu anlamda başını salladı ve geçip sandalyeye oturdu.
Hoseok ise önce ilaçların olduğu bölümden, uyku ilacı tarzı bir ilaç aldı ardından ise mutfağa gitti. Buz dolabından biraz portakal suyu, bir dolaptan ise iki bardak çıkardı. Uyku ilacının içini açtı ve tozu yavaşça bardağa döktü, Yoongi geldi mi diye etrafa bakındığı sırada abisi Jin mutfağa girdi.
"Hoseok yapacağın şeyden emin misin?" Hoseok başını aşağı yukarı salladı.
"Evet abi, eminim. Kaybetmeyeceğim... Bu hikayede kaybeden ben olamam."
Jin içinden,
"Ne saçmalıyor bu?" Diye geçirdi. Kardeşi iyice delirmişti anlaşılan.
Jin omuz silkti ve mutfaktan ayrıldı. Hoseok hazırladığı portakal sularını bir tepsiye bıraktı, yanına biraz kurabiye koydu ve mutfaktan çıkıp odasına yöneldi. Yoongi telefonu ile uğraşıyordu, Hoseok'un geldiğini görmesiyle huzursuzca kıpırdandı. Hoseok sakince yanına oturdu ve Yoongi için hazırladığı meyve suyunu ona uzattı.
"Al bakalım." Yoongi teşekkür edercesine mırıldandı ve meyve suyunu sakince içti.
Hoseok telefonuna gelen bildirim ile kafasını telefonuna çevirdi. Her şey planladığı gibi gidiyordu.
"Huh? Çok üzgünüm Yoongi, kısa sürecek bir işim çıktı da. Halledip gelsem." Yoongi afalladı.
"Sonra konuşabiliriz?" Hoseok kafasını iki yana telaşla salladı.
"Hayır hayır, hemen konuşup aramızda ki olayları bitirmek istiyorum. Hem sen yorgun duruyorsun, yat yatağıma dinlen biraz. Benim için problem yaratmaz."
Yoongi'nin defalarca reddetmesine karşılık Hoseok her seferinde daha çok ısrar etti. En sonunda Yoongi ağır basan uykusuna ve Hoseok'un ısrarlarına dayanamayıp yatağa uzandı. Hoseok memnun bir şekilde gülümsedi ve odadan ayrıldı. Yoongi ise ağırlaşan göz kapaklarına karşı koymaya çalışıyordu.
"Bu ağrıda ne... Gözlerim uyumamı emredercesine ağrıyor..." Yoongi yattığı rahat yatağın kucağında öylece uyuyakaldı.
Hoseok 5 dakika içerisinde abisi ile odaya geldi. Uyuyan Yoongi'yi görünce sırıttı.
"Bana bak Hoseok, ne boklar yediğin hakkın gram fikrim yok ama sonunda yanan sen olursan benden yardım bekleme." Hoseok gözlerini devirdi.
"Senden yardım beklemem zaten, sadece bu seferlik lazımsın bana." Jin derin bir of çekti, ona göre aptal bir lise aşkıydı ancak haberi yoktu kardeşinin Yoongi'yi takıntı haline getirdiğinden. Üstelik bu tek bir gecede olmuştu.
Hoseok sakince uyuyan Yoongi'nin yanına kıvrıldı ve huzurla kapadı gözlerini. Abisi Jin ise o anın fotoğrafını çekti. Hoseok kurumuş dudaklarını araladı.
"Teşekkür ederim." Jin kafasını aşağı yukarı salladı ardından telefonu masaya bırakıp oradan ayrıldı.
Hoseok sakince doğruldu ve kendisi için hazırladığı portakal suyunu dudaklarına götürdü. Bardak dudaklarına ilk değişinde canını yakmıştı. Dudaklarının arasından boğuk bir inleme koptu. Kafasını Yoongi'ye çevirdi ve huzurla uyuyan Yoongi'yi gördü.
Rahatlamış hissetti ardından sakince dizleriyle Yoongi'nin üstüne geldi. İyice yüzünü Yoongi'ye yaklaştırdı, saçları hafifçe Yoongi'nin yanaklarını okşuyordu. Yoongi mırıldanmaya başladı, Hoseok uyanmasından korktu ancak Yoongi derin uyuyor gibiydi. Hoseok üzüntüyle Yoongi'yi süzdü.
"Beni bağışla Min Yoongi, çok güzelsin." Yoongi'nin dudaklarına eğildi ve aşık olduğu dudaklara baktı. Hepsi nasıl 1 günde olmuştu? Yoongi'nin çabuk pes etmesi mi bozmuştu onu? Hoseok umursamadı. Önce kurumuş dudaklarını ıslattı ardından yavaşça Yoongi'yi öptü, belki yaptığı yanlıştı ama o an umurunda değildi, geri çekildi ve Yoongi'nin büzülmüş dudaklarına hayranlıkla baktı.
Birkaç naif öpücük bıraktı büzülmüş dudaklara.
"Bana ait olmaları gerek, o dudaklar benim olmalı."
Hoseok arkadan duyduğu ses ile irkildi.
"Ama o dudaklar başkasına mühürlü Hoseok." Hoseok abisi ile göz göze geldi. Jin'in gözlerinden hayal kırıklığı okunabiliyordu.
"İzni olmadan böyle bir şey yapman... Ne kadar doğru sence?" Hoseok yutkundu ve kendini Yoongi'nin yanına bıraktı.
"Bilmiyorum..." Hoseok sıkıca gözlerini yumdu, yaptığından pişman mıydı? Hayır. Peki suçlu hissediyor muydu? Evet...
~~
Bu bölüm kısa oldu üzgünüm ancak şu sıralar pek fic ile ilgilenemiyorum
yarın belki yb atarım (yetişirse)
sizi bekletmemek için geceden bir bölüm yollamak istedim
pek olmamış gibi hissediyorum ama olsun umarım seversinizOy verip yorum yapmayı unutmayın<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
are you falling in love? | yoonmin
RastgeleYoongi ve Jimin sevgiliydi, ancak Jimin'in bilmediği bir gerçek vardı. # 5 - yoonmin