Acı,Yerleşti...
Başımı kaldırıp ona baktım.
Kirpiğine, sakalına , alnın köşesinde duran yara izine, saçların tutam tutam düşüşüne..
Öylece bakıp izledim. Ezberlemek istedim .
Sağ gözüm de akan yaşı silip , yağmur sesine dikkat kesildim.
Kurumuş olan dudaklarımla konuşmaya yeltendim.
Ama yapamadım bu eylemi.
Kelimeler ziyan olmuştu sanki .
Her bir kelimenin ruhu çekilmiş gibiydi.
Bir adam vardı, onu seven bir kadın.
Sevgi aynı ,zaman aynı,her şey aynı .
Tek bir fark vardır.
Kadın hüzünlü,adam ise bir haber..
Tek bir fark vardır.
Kadın ağlıyor,adam o göz yaşını silemiyordu.Ne eksik ne fazla her şey böyleydi ya..
Ruhu derin bir azapta olan ben , ruhu sonsuz sessizliği seçmeyi tercih eden o ..Göz bebeğimde birikmiş yaş, sınır ihlali edercesine aktı yanağıma süzüldü,çenemin altına aktı. Huylandım. Yüzümde belirsiz bir tebessüm hissettim,çenem titredi, gözlerim yaş doldu.
Soğuk parmak uçlarım , onun soğuk eline değince daha bir üşüdü .
Derin titrek bir nefes alıp verdim. Ruhum şifa diliyordu.
Derler ya derdin içerisinde derman vardır. Evet doğru derler .
Benim şifam , dermanım o idi.
Derdim o ise , dermanım o dur.Baş parmağımla elinin üzerini okşamaya başladım. Dudaklarımı ıslatıp, yağmurun sesini duya duya konuşmaya başladım.
" Sevgilim... Hiçbir zaman seni ilk gördüğüm andan bahsetmedim. Hatta o ilk anı her zaman senden gizledim. Hatırlıyor musun bilemiyorum ama ben senin olduğun her şeyi çok güzel anımsıyorum.
Uyuyorsun,ruhunu dinlendiriyorsun. Sesimi duyuyorsun, dokunuşu mu hissediyorsun . Ve bunlar bile benim için umudu temsil ediyor."Sustum , pencereye baktım. Yağmur taneleri cama çarpıyor, ağır ağır aşağıya doğru süzülüyordu.
Sevdiğim adama baktım,ve kalbimde ki acı ile kelimelere sığındım.
" Seni gördüm ilk andan itibaren; seni sana , bizi sana anlatacam."
Üç Yıl Önce
" Farklı bir sabahdı. Bulutlar gri olmuştu, güneş izini silmişti, insanlar her zamankinden daha fazla telaşlıydı. Ruhu çekilmiş biz insanlar o sabahın erken saatlerinde daha farklı gibiydik.
Veyahut bana öyle geliyordu.
Yorgun hissediyordum kendimi . Baş ağrısı ile omzumda ki görünmez yük ruhuma dert olmuş gibiydi. Anlam veremiyordum kendime . Gözlerimi açtığım da yüreğimin en derininden sızı hissetmiştim. Elimi yüzümü yıkamadan İstanbul'un karma sokaklarına atıvermiştim kendimi.Sabahın beşinde ne gerek vardı ki bu yürüyüşe,bu anlamsız sıkıntıya..
Söyleniyordum kendime halbuki farkındaydım hayra alamet olmadığına. Onca yolu yürüdükten sonra sahile gitmiştim.
Bir yerde oturmak istiyordum. Soğuk havaya rağmen denizi izleyip iç çekmek istiyordum.
Ta ki seni görene dek.Sırtını ağaç kavuğuna dayanmıştın .
Başını ellerinin arasına almış, bacağını karnına doğru çekmiştin.
Ağlıyordun.
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordun.
Kimi insanlar sana bakıyor,kimi insanlar hiç umursamıyordu .
Peki ben , neden durup seni izliyordum, neden senin ağlamana bu kadar çok üzülüyordum.Bir adam ne için bu kadar ağlar? Yüreğin hangi yangın için yanıyordu. Ruhun hangi dert için parçalanıyordu ?
Bilemiyordum o an , bu acıyı,bu göz yaşını,bu koca dünyada ki senle olan rastlantıyı bilmiyordum. "Ruhu acı içinde olan adam ben buradayım,burada.. Başını göğsüme koy , hıçkırıklarını kollarımda haykır ama yalnız hissetme kendini. Acını benle paylaş" demek istiyordum.
Diyemedim , ne bir adım ileriye gidebildim ne de bir adım geri . Orada on adım uzaklığın da , belki de daha fazla bir mesafede seni izledim. Elimi göğsüme koydum, yanağımda ıslaklık hissettim ,omzumda ki çantam yere düştü. Dünya döndü, insanlar işlerine telaşla yetişmeye çalıştı, bir biz kalmışız gibi ,etraf benim için sessizleşti. Ağlayan bir adam ve onun için sessizce göz yaşı döken bir kadın... Sadece biz, sadece senin acın,senin göz yaşın.Doğruldun , yalpalandın..
İç çeke çeke ayağa kalktın . Geniş omzun çökmüş,boynun bükülmüş,ellerin çaresizlikten nasibini almışçasına her iki yanına düşmüştü.Ardından ben kalmıştım. Beni hiç görmemiştin . Varlığımı hiç hissetmemiştin. Ben ise yüreğimde ki sıkıntıyı büyütmüş yahu benimsemiştim . Dakikalar önce bu sıkıntıyı sorgularken şimdi ise sahiplenmiştim. Yabancı bir adam için ağlamıştım.
Senden sonra orada banka oturup, denizi izledim . Arada sırtını dayandığın ağaca bakıyordum. Acaba o ağaç seni hissetmiş miydi ? Acaba o ağaç senin acını bilmiş miydi ?
Bilmiş olmalı, hissetmiş olmalı...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyan Adamım...
ChickLitAcıyı bana anımsatan her bir melodi ile âhengi tutmuştum. Gözlerimi yumup, kendimi dansa hapsetmiştim. Sen çaldıkca ben orada dans ediyordum. Senin dilin notaların olmuştu. Benim dilim ise dansım. Farklı üslûplarla aynı duyguyu yansıtıyorduk. Dak...