2

741 109 91
                                    

Cyno aramak için açtığı ama henüz aramadığı numaraya baktı gergince. Numara uzun zamandır görüşmediği biri, Collei'in annesi Amelda'ya aitti. Nereden bakılsa onunla en son 2 yıl önce görüşmüştü.

Kendini hazırlamak için derince bir iç çekip numarayı aradığında, telefon üçüncü çalışında açılmıştı. "Alo?" dedi karşıdan soğuk bir ses. Amelda normalinde şen şakrak biriydi. Emindi ki kendisi aradığı için bu denli soğuk davranıyordu.

"Alo Amelda, nasılsın?"

"İyi. Ne oldu?"

"Ben senden bir iyilik isteyecektim. Ama kendim için değil, Collei için."

Telefonun öbür ucundaki kadın Collei adını duyunca telefonu kapatmak istedi. Cyno ondan nefret ettiğini bile bile niye onun için bir iyilik yapmasını istemişti ki?

"O kız için kılımı kıpırdatmam!"

"Her ne kadar inkar etsen de o senin de kızın. Bak sadece bir günlüğüne onu okuldan almanı istiyorum. Bugün anneler günü, çok üzülecek!"

"Kendi hatalarından beni sorumlu tutma Cyno. O kız oçin kılımı kıpırdatmayacağımı söylemiştim."

"Kendi hatalarım mı? Bu ikimizin ortak sorunu, hepsi benim suçummuş gibi davranma."

"Umrumda değil. O çocuk yüzünden benim tüm üniversite hayatım mahvoldu. Sen tabi doğurana kadar yanımda durdun sadece. Neler çektiğimi hâlâ anlayamıyorsun!"

"Her şey için özür dilerim. Ama bak, o gün ne kadar benim hatam varsa senin de vardı. Beni durdurabilirdin. Ben hiç bir zaman burnunun dikine giden bir adam olmadım, seni dinlerdim. Ama sen de istemedin. Şimdi gelmiş her şeyi benden biliyorsun! Nesin sen sütten çıkmış ak kaşık mı? Ayrıca Collei'in hiç bir sorumluluğunu almadın. Öylece basıp gittin."

"Aptalsın Cyno. Hem de çok aptalsın! O kızdan kurtulmuş olsaydık şu an hâlâ beraber olabilirdik. Ama sen benim yerime ona bakmayı tercih ettin."

"Ne yapacaktım? Bu çocuk yanlışlıkla oldu diyip sokağa mı atacaktım? Ne bekliyorsun?"

"Yetimhaneye verebilirdin. Hatta hâlâ verebilirsin. Ben seni hâlâ seviyorum Cyno. O kızdan kurtul koşa koşa geri dönerim."

"Öyle bir şeyi anca rüyanda görürsün. Biliyor musun? İyi ki o hatayı yapmışız. Yoksa ne kadar vicdansız ve yüzsüz bir kadınla birlikte olduğumu asla fark etmeyecektim. Ayrıca Collei'i tercih ettiğim için gram pişman değilim. Bundan emin olabilirsin. Senden iyilik isteyende kabahat."

Cyno Amelda'nın cevap vermesini beklemeden telefonu kapattı öfkeyle. Nasıl oluyordu da böyle konuşabiliyordu aklı almıyordu. Collei Cyno için çok değerliydi. Her ne kadar zorlanırsa zorlansın, kim ne derse desin onu asla bırakmayacağına yemin etmişti.

Cyno ofisindeki satten Collei'in çıkış saatini kontrol etti; Büyük kaosa son yarım saat.

Derince iç çekti ve kafasını ellerine yasladı. Sonrasında da kapı çalmıştı. Candace elinde bir dosyayla içeri girdi. "Yeni bir iş var. Müdür senin ilgilenmeni istiyor."

"Ne işiymiş?" diye sordu Cyno yorgunca. "Bir botanik bahçesine güvenlik lazımmış. Geçenlerde bir kaç hırsız değerli çiçekleri, teknolojik aletleri ve biraz da para çalmışlar. O yüzden bahçenin sahibi iyi bir güvenlik tutmak istiyormuş."

"Bahçenin planı nerede?" Candace dosyayı masaya koyarken konuştu. "Kendin gidip görmen gerekiyor. Teknolojik aletleri çalındığı için bahçe müdürü bir plan gönderemedi."

"Collei'i almam gerekiyor. Başka birine ver." Candace başını iki yana salladı. "Oldu, müdür kessin sonra beni! Collei ile beraber git. Collei sever oraları." dedi Candace bilmiş bilmiş. "İyi tamam. Giderim." diye karşılık verdi Cyno da Candace'in getirdiği dosyayı incelerken. Sonra da Candace odadan ayrıldı.

Cyno çantasını aldı ve yerinden kalktı. Gergin hissediyordu. Collei'i nasıl görecekti? Mutlu mu? Üzgün mü? Sinirli mi? Yoksa babasından nefret mi edecekti bir annesi olmadığı için? Ne yapmalıydı Cyno? Hâlâ verecek bir cevabı yoktu.

Okula vardığında arabasından indi ve kapının önünde kızını beklemeye başladı. Çok geçmeden Kaveh ve onun elini sıkıca tutan Collei okul binasından çıkmışlardı. Cyno elini salladı kendisini fark etmeleri için. Başarılı da olmuştu.

Kaveh ve Collei yanına vardığında üçü arasında kısa süreli gergin bir sessizlik oldu. Collei ağlamış gibiydi ve Kaveh'i bırakmak istemiyordu. Kaveh Collei'e döndü ve "Hadi Collei sen arabaya bin. Baban da gelecek birazdan." dedi. Collei ilk başta itiraz etse de en sonunda ikna olmuş ve arabaya binmişti.

Kaveh yüzündeki gülümsemeyi sildi ve Cyno'ya döndü. "Bugün velinin biri geldi sordu Collei'e. O soruyu alana kadar her şey gayet iyi gidiyordu."

"Ne dedi?"

"Aynen şu cümleyi kurdu: Annen niye yok? Ama öyle bir sordu ki şu yaştaki kız bile küçümsendiğini hissetti. Bugün teneffüslerde bir şey olmasın diye gözüm hep onun üzerindeydi ama yine de her şeyi kontrol edemedim."

"Sorun değil Kaveh. Bunu yapmak zorunda bile değildin."

"Sana da çok sinirlendi. Annesinin olmamasını senin yüzünden olduğunu düşünüyor. Niyesini sordum ama söylemedi."

Cyno başını anladığını belirtircesine salladı ve Kaveh'e veda edip arabaya bindi. Arka koltukta oturan Collei hiç olmadığı kadar sessizdi. Cyno bir şey demek yerine Collei'in konuşmasını beklemeye karar verdi ve botanik bahçesine doğru sürmeye başladı arabasını.

Bir yandan da tüm olasılıkları düşünüyor ve hepsine uygun bir cevap buluyordu aklında. Ancak Collei'in uzun bir sessizlik ardından sorduğu soruyu hiç beklemiyordu Cyno.

"Niye annem yerine babam var?"

-

BOLLL DRAMALİ VİR KİTAP OLACAGA BENZİYOR BU

searching for a mom | cynonariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin