Cyno ne demeliydi? Annen seni istemediği için terk etti mi diyecekti? Büyük bir çıkmaza girmişti. Başından biliyordu hiçbir şeyin kolay olmayacağını, buna hazırlıklıydı. Ama yine de ne demesi gerektiğini bilemiyordu şu an. Belki de hiç bir şey dememeliydi.
"Eğer annem olsaydı bana şarkı söylerdi." dedi Collei buruk bir şekilde. "Ben de sana şarkı söylüyorum Collei." Collei başını iki yana sallayarak reddetti Cyno'yu. "Bugün herkesin annesi şarkı söyledi. Senin sesin onlarınki kadar güzel değil."
Cyno derince bir iç çekti ve sustu. Ne derse desin daha da dibe batacak gibiydi ve bu olsun istemiyordu elbette.
***
Sessiz süren araba yolculuğu büyükçe bir botanik bahçesinin önünde son bulmuştu. Arabadna indiklerinde Collei merakla etrafa bakınmaya başladı. "Niye buraya geldik?"
"Bir işim var. Onu halledip geri döneceğiz." Collei babasının elinden tuttu ve ikili bahçeye giriş yaptı. Cyno botanik bahçesinin müdürünü aramaya başladı gözleriyle. Çok geçmeden küçük, ahşap bir kulübeden küt saç kesimi olan biri çıkageldi.
"Merhaba, siz güvenlik şirketinden Cyno Bey olmalısınız sanırım. Ben de buranın müdürü Tighnari." Tighnari elini sıkışmak için uzatmıştı. Cyno da ona uzatılan eli sıktı nazikçe. "Evet, tanıştığıma memnun oldum Tighnari Bey."
Tighnari ve Cyno iş hakkında konuşmak için girişe yakın olan kafeteryaya geçtiler. Collei de etrafta koşuşturuyor, yarım yamalak okuma bilgisiyle her çiçeğin önündeki tabelayı okumaya çalışıyordu. Cyno arada onu kontrol ediyordu. Arabadaki haline nazaran biraz daha neşeli olması onu rahatlatmıştı. Ancak yine de çok dalgındı. Collei'in sorduğu soru üzerine ağır bir yük olarak binmiş ve bir türlü aklından çıkaramıyordu.
"... ve sonra da polisler bir güvenlik şirketine danışmamızı istedi. Biz de sizinle iletişime geçtik— Cyno Bey, iyi misiniz?" Cyno daldığı düşüncelerden sıyrıldı ve Tighnari'ye baktı. "İyiyim iyiyim. Siz devam edin." Tighnari ikna olmamış bakışları ile uzun süredir elinde tuttuğu rulo kağıdı açıp masaya serdi. "Burası bahçenin planı. Personel ve iki tane giriş kapısı olamk üzere toplamda 3 kapı var." Cyno kısa bir süre önündeki bahçe planına baktı. Sonra önceden çıkartmış olduğu defterine bir kaç not aldı. Çantasından bir kartvizit alıp Tighnari'ye uzattı. "Yarın 3 kişi göndereceğim. Bir sorun olursa lütfen beni arayın. Hem kişisel hem de iş telefonum yazıyor. Acil bir durum olur da iş telefonuma ulaşamazsanız kişisel numaramdan arayın lütfen, çekinmeyin." Tighnari kartviziti alırken sıcak bir gülümseme sundu. "Teşekkürler Cyno Bey, arayacağım." Cyno da gülümseyip ayaklanmıştı.
"Hadi Collei, gidiyoruz." Collei babasının sesini duyunca çiçeklerin arasından çıktı. "Ben biraz daha kalmak istiyorum! Çiçekler çok güzel." Cyno derin bir iç çekti her zamanki gibi. "Başka bir zaman tekrar geliriz Collei. Zaten şu an burası kapalı. Biz işim olduğu için girebildik. Bak kimse yok etrafta." Collei omuzlarını silkti. "Bana ne, ben duracağım."
"Collei, bak bu abi de evine gidecek. Bizim de gitmemiz lazım." Collei sanki Cyno'yu duymamış gibi yapıp tekrar çiçeklerin arasına karıştı. Cyno bir kez daha iç çekti. Collei'in üzerine gitmek istemiyordu ancak kimseyi meşgul etmek de istemiyordu. Çantalarını toparlayıp Collei'in yanına gideceği esnada Tighnari çekingen bir tavırla konuştu. "Eğer sizin için de sorun değilse biraz daha burada kalabilirsiniz. Ben de teşekkür için bir kahve ısmarlamak isterim size. Kendi sorumsuzluğum yüzünden buralara kadar geldiniz. Ben de zaten geç çıkıyorum buradan."
"Emin misiniz? Sizi meşgul etmek istemem." Tighnari her zamanki sıcak gülümsemesiyle başını iki yana salladı. "Hayır hayır, hiç sorun değil. Dediğim gibi ben de mutlu olurum." Cyno elinde aldığı çantasını tekrar kenara koydu. "İyi madem, ince düşünceniz için teşekkür ederim." dedi sandalyeye otururken. Tighnari de kahveleri getirmek için küçük ahşap kulübeye geri girdi.
Çok geçmeden Tighnari elinde iki kupa kahveyle geri dönmüştü. Birini Cyno'nun önüne, diğerini de kendi önüne koyarak Cyno'nun karşısında kalan sandalyeye oturdu. Tighnari "Sizin kızınız mı?" diye sordu koşuşturan Collei'i izlerken. Cyno da onu başıyla onayladı. "Lütfen buraya ailecek de gelin. Collei ile daha çok vakit geçirmek isterim. Oldukça eğlenceli biri gibi duruyor." Cyno Tighnari'nin cümlesinden sonra anlık bir duraksama yaşadı. Sonrasında "Öyledir tabii..." diye toparlamaya çalıştı ancak pek de başarılı olamamıştı. Bugün nasılsa her konu Collei'in annesine geliyordu.
Tighnari Cyno'da oluşan durgunluğu fark etmişti. Endişeyle konuştu. "Yanlış bir şey mi dedim?" Cyno Collei'deki gözlerini Tighnari'ye çekti. "Hayır merak etmeyin. Sadece Collei'in annesi yok, biraz da tadı kaçtı zaten bu yüzden." Tighnari pişmanlık duygusuyla gözlerini kaçırdı. "Çok üzgünüm. Daha dikkatli olmalıydım." Cyno kahvesinden bir yudum aldı be karşılık verdi. "Gerçekten sorun değil. Bilmiyordunuz." Gülümsemeyi ihmal etmedi.
-
buyruuuun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
searching for a mom | cynonari
FanfictionAnneler Günü'nde yaşananlardan sonra Cyno, kızı Collei için bir "anne" arayışına girmişti. - s: 29.01.2023 f: 12.06.2023