Olaylı bir gecenin ardından Yeliz'i sakinleştirmek kolay olmadı. Biricik sevgilisinin neden yerde yattığı ile ilgili yalanlar uydurmak zorunda kaldık. Onur ayıldığında ise Rüzgar ona bir an önce Yeliz'den ayrılmasını, yoksa olacaklardan kendisinin sorumlu olmadığını söyledi.
Onur'la güzel bir arkadaşlık kuramadan -ki bunu çok isterdim- yollarımız ayrıldı ve bu olay böylece kapandı.
O gece, Romeo'ya hiç duymadığım kadar ihtiyaç duyduğumu hissettim. Yanımda olmasına değil, sadece onunla konuşmaya, onun cümlelerini okumaya ihtiyacım vardı. Bu yüzden ışıkları kapatıp yatağıma girdim. Hiç uykum yoktu ve Romeo'nun da çevrimiçi olmasını diliyordum. Bloğa girdim ama orada değildi. Mesaj da yoktu. Bu kez kendimi tutamadım.
Pixie: Seni özledim.
Lütfen gel, lütfen gel, lütfen gel.
Romeo_07: Senden ilk defa bir sevgi sözcüğü duyuyorum. Bu yaşanan şey gerçek mi?
Gelmişti.
Pixie: Bu bir sevgi sözcüğü değildi, sadece özlediğimi söyledim.
Böyle yazmasa mıydım acaba? Birkaç dakika cevap gelmedi.
Sanırım her şeyi batırdım.
Romeo_07: Ben de seni özledim, Pixie.
Batırmamışım. Yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Şimdiden rahatlamış ve günün yorgunluğunu atmış gibi hissediyordum.
Pixie: Bugün zor bir gün geçirdim.
Romeo_07: Ben de öyle. Sanırım ikimizin de birbirimize ihtiyacı var. Ne dersin, sence uzaylılar gerçek mi?
Bizim kafamızı boşaltma şeklimiz buydu. İkimizin de ilgilendiği absürt şeylerden konuşmak, fikir alışverişi yapmak.
Pixie: Onlara Uzaylı dediğine inanamıyorum. Irkçı falan mısın?
Romeo_07: Sonuçta uzayda yaşamıyorlar mı?
Pixie: Onlara göre de biz uzaylıyız. Yani, hepimiz bu evrenin bir parçasıyız ve belki de şu anda odanda onlardan biri vardır.
Romeo_07: Etkilenmedim. Asıl ürkütücü olan ne biliyor musun? Milyonlarca ışık yılı uzaktan yazışmalarımızı okuyor olabilirler.
Pixie: O zaman onlara güzel bir şeyler sunalım.
Romeo_07: Senden daha güzel olan bir şey varsa buyur, sunalım.
Pixie: Tam da bundan bahsediyordum. Diğer gezegendeki dostlarımız buna bayılacak.
Romeo_07: Peki ya sen? Sen seviyor musun?
Pixie: Sevgi neydi? Sevgi emekti. Ah, bu da ünlü bir filmden, sevgili dostlarım. Bilmiyorsanız biraz araştırıp izleyebilirsiniz.
Romeo_07: Aramıza uzaylıları soktuğuna inanamıyorum. Dostları, biraz mahremiyet lütfen... Tamam, artık baş başayız. Şimdi çekinmeden gerçek düşüncelerini söyleyebilirsin.
Pixie: Şu an karanlık bir odada mısın?
Romeo_07: Lafı değiştirip durma.
Pixie: Işıkları söndür ve bırak da odada yalnızca telefon ekranının ışığı parlasın. Ancak o zaman gerçek manada baş başa kalabiliriz.
Romeo_07: Işıkları söndürdüm ama oda eskisinden daha da aydınlık. Sen tüm dünyayı aydınlatacak kadar parlaksın, Pixie. Benim küçük perim.
Pixie: İyi ki karanlıktayız, aksi halde yanaklarımın kızardığını görecektin...
Romeo_07: Ah, artık biliyorum.
Saatler süren tatlı konuşmaların ve bazen de kitap eleştirilerinin ardından ikimiz de uzun süredir olmadığımız kadar mutluyduk. Onu göremesem de bazı cümleleri yazarken gülümsediğini, onu kızdıracak bir şey söylediğimde kaşlarının nasıl çatıldığını tahayyül edebiliyordum. O, ışıltılar saçan yüzüyle güzel Romeo, her daim hayallerimin ve rüyalarımın baş kahramanı olacaktı. Gözlerimi kapattığımda önümde beliren hayali, parlak bir silüetten ibaret olmaktan çok etten ve kemikten bir insandı. O, gerçekten vardı. Oralarda bir yerlerde, güzel ruhunu çevreleyen bir bedeni, baktığımda muhtemelen kalbimi yerinden çıkaracak gözleri ve tutmak için can attığım elleri vardı.
Dünyadaki tüm güzellikler onda toplanmış gibi hissediyordum. Onu hiç görmedim. Sesini hiç duymadım. Gözlerine hiç bakmadım. Ama o, bugüne kadar tanıdığım en güzel şeydi. Bir ruha aşık olmuştum ve bu beni o kadar mutlu ediyordu ki oturup saatlerce ağlayabilirdim. Yalnızca sözcükleriyle beni bu kadar derinden etkileyebilen birini bir daha asla tanımayacağımdan emin; bu sebeple yeis doluydum. Onu asla görmeyecek olmanın korkusu muydu bu? Hayır. Onu kaybedecek olmanın, yazdığı cümlelerde gözlerimi gezdirip onu hissedemememin korkusuydu. Bağlanmak istemiyordum, ama artık bunun için çok geçti. Romeo benden bir parça olmuş ve beni kendi Juliet'ine dönüştürmüştü.
Saat 4:30'u gösterirken günün ilk ışıkları güzel dünyamızı aydınlatıyordu. Biz gezegenimize güzel dünyamız adını vermiştik. İlerde yok olmaya yüz tutacaktı ve torunlarımızın torunlarının torunları bu güzel gezegeni kurtaracaktı.
Hayallerimizi sorgulamayın lütfen.
Pixie: Bana çok yakın, bir o kadar da uzaksın. Seni gerçekten hissedebiliyorum. Her şeyinle. Kafandaki her bir düşünceyi bilmek, zihninin senin bile varlığından haberdar olmadığın koridorlarında gezmek istiyorum. Ve garip olan da, telefonu kapattığımda sen de sanal alemle birlikte yok olmuyorsun. Hep benimlesin, sanki bir parçammış gibi.
Romeo_07: Sana kilometrelerce uzak olabilirim ya da bir nefes kadar yakın. Mesafeler var ama aynı zamanda kafanın içindeyim. Her düşüncende, tüm güzel duygularında ve kalbinde varım. Beni inkar edemez veya hiçe sayamazsın çünkü ben oradayım. Her zaman senin yanında, kafanın içinde. Tıpkı senin benim rüyalarımda bile var olman gibi.
Pixie: Koca evrende birbirine bu kadar zıt fakat aynı zamanda bu kadar uyumlu iki ruh var mıdır bizden başka?
Romeo_07: Varsa bile bilmek istemiyorum, Pixie. Zamanda veya gezegenler arasında yolculuk yapsaydım bile yine senin hikayelerine bir şekilde ulaşırdım ve yine seninle sabaha kadar konuşur, bir an olsun sıkılmazdım. Seninle yıllarca böyle yazışsak bile asla senden vazgeçmem, Pixie. Seni asla bırakmam.
Pixie: Öyle söyleme. Seni bırakmam deyip büyük laf edenler her zaman ilk terk edenlerdir.
Romeo_07: Ben senin yazdığın hikayelerdeki kahramanlara benzemem, güzelim. Ben sözümü her zaman tutarım.
Pixie: Güzelin miyim gerçekten :))
Romeo_07: Ahhahah, evet öylesin.
Saatler ilerledikçe saçmalarım, bilirsiniz. Romeo da buna aldırmaz ve güler geçer. Onunla ilgili sevdiğim bir yön daha.
Pixie: Artık uyusak iyi olur, sabah oldu. Ve benim yarına yetiştirmem gereken bir bölüm var.
Romeo_07: Ne? Saatin 5 olduğuna inanamıyorum. Binlerce kez iyi geceler ve günaydın sana Pixie!
Pixie: Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa. Günaydın, sevgili Romeo.♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Rüyası
Genç Kız EdebiyatıBence insan senin de dediğin gibi, bir ruha aşık olmalı. Normal hayatımda gördüğüm yüzlerce insana rağmen ben, hiç tanımadığım, hiç bilmediğim; ama düşüncelerine ve hislerine hakim olduğum biri hakkında düşünmeyi daha çok seviyorum. Zihnimin seninle...