"Umay artık sussan mı diyorum acaba "
Bunda da müzik ruhu yok.
"Zaten korkuyorum sussam kafayı yerim heralde ""Off buraya gelme fikri senden çıkmıştı hatırlatırım "
"Öylemi hıyar , ben san gel dediğimi hatırlamıyorum "
"Tamam ya bu durumda birbirimize girmeyelim "
Müge'yi kafamla onayladım karanlık , ıssız ve korkunç bir ormanda hemde gece yarısında keşfe çıktık neden benim yüzümden bu ormanda vampirlerin yaşadığına dair bir sürü efsane duydum zaten çocukluğumdan beri hep merak etmişimdir. Yürümeye devam ederken ileride gecenin siyahında kırmızı bir çiçek gördüm adeta ışık saçıyordu.
"Müge müge !"
"Umay susacak mısın artık gerçektem kafam ağrımaya başladı"
"Müge tamam da ondan önce şuradaki kırmızı çiçeğe bak "
Hemen arkasını döndü gözlerimin içine baktı sonra tekrar önüne dönerek kırmızı çiçeğe baktı.
" Aptal "
" Niye aptal oldum şimdi ya bı çiçeğe bak dedik altı üstü "
" UMAYYY"
" Neeğ"
"Gevşekliği kes de gidip bakalım neymiş neyin nesiymiş "
" Çicek işte kör müsün?"
" Umay"
onu sinirlendirmeyi her zaman sevmişimdir . Bazen dayak yesem bile eğlenceli oluyor.
" Neeğ "
"YÜRÜ ARTIK "Müge'yi daha fazla sinirlendirmeden çiçeğin olduğu yöne doğru ilerdemeye basladık .
" Off bu da amma uzakmış haa"
Müge arkasını dönerek ateş çıkmakta olan gözlerini üzerime dikti ."Tamam ya. Bakma öyle yürüyoz işte"
Çiçeğin yanına geldiğimizde uzaktan gördüğümüzle uzaktan yakından alakası yoktu hatta çiçek bile değildi dışı simsiyah , deliklerinden çıkan çok güçlü kırmızı bir ışık vardı.
Biraz tırstım acaba açsak mı?" Umay "
Acaba yine naptım da bagıracak bana .
" Neeğ"
" Açalım mı kutuyu?"
"Iıı yani sen şimdi çok ısrar ettin... e açalım madem "
Müge kutuyu eline aldı ve zor da olsa kapağını açmaya başladı . Açtığı anda içindeki kırmız ışık saçan şey etrafımızda dönmeye başladı havaya yükseldi ve bir anda çok şiddetli ışık saçarak yerini siyah dumanlara bıraktı.
" Bu da neydi şimdi "
Müge'nin sesiyle kendime geldim .
" Garip... " diyebildim .
" Bencede ... Neyse yeter bu kadar oyalandığımız gidelim artık " dedi korku ve merakın hakim olduğu bir ses tonuyla .
Tam gidecekken daha önce fark etmediğim kırmızı siyah tonlarındaki kapııyı gördüm .
" Müge k-kapı "
" Ne diyorsun sen yine ?"
O da benim baktığım tarafa baktı ve kapıyı fark etti ben şaşkınlığımı üzrimden atarak
" Hadi girelim"
" Girelim o zaman "
Önden ben gittim kapıyı araladım içersi kapkaranlıktı adımımı atar atmaz kendimi boşlukta hissettim ve aşağı düşüyorum galiba .