Yeni aile

47 6 0
                                    

1yıl sonra

Jimin gözlerini açtığında aynı karanlık ile karşılaştı. Hala nerde olduğunu bilmiyordu. Aylar önce sabahın köründe evinden alınıp buraya getirilmişti. Yüzlerini görmediği adamlar sessizce gelip ona vurmaya başlıyor Jimin baygın düşünce bırakıp gidiyorlardı. Bazen önünde bir kase yemek görüyordu. Elleri önde kelepçeli. Yemek yenmesi için izin veriliyordu. Başta yemek yemeği reddetsede - içinde bir şey olmasından şüpheleniyor du- adamlar"yemezsen biz yeriz bir daha da yemek yiyemezsin" diyip yemeği ellerine alıp bir kaç lokma yediklerin de Jimin içinde bir şey olmadığına kanaat getirip yiyordu yemeği.

Adamlar hem Jimin'i bayılana kadar dövüyor hem de sonra yemek veriyordu. Böyle olunca Jimin adamların amacının onu öldürmek olmadığını anladı. Amaçları öldürmek değildi peki neydi? Neden onu aylardır burda tutup işkence ediyorlardı hiç bir fikri yoktu. Ne kadar kaçmaya çalışsa da başarısız oluyordu. Çünkü bulunduğu yerin dört bir yanında normal den iki üç kat fazla koruma vardı.

Nasıl kaçacağını düşünüyor du. Aklına bur fikir geldiğinde belli etmeden gülümsedi. Yine bayılmış gibi yapıp odadan çıkmalarını bekledi. Çok yorgun düşmüştü. Bu olanlar neydi anlamalıydı. Adamlar odadan çıktığında ellerini çözmeyi denedi. Kelepçeyi açmak zor gibi görünüyor du. Aklına ellerinin küçük olduğu geldi umutla ellerini kelepçe den kurtardı. Kapıya yaklaşıp adamları dinledi.

"Bir ünlüyü kaçırıp bayılana kadar dövdüğüme inanamıyorum. "

"Bende ama yapmazsak patron bizi öldürür. "

"Şimdi de ölmek istemiyorsanız kapayın çenenizi."

Adamlardan biri konuşan iki adamı susturduktan sonra birinin ayak sesleri duyuldu. Anlaşılan patronları geliyor du.

"Nasıl?"

"Yine bayıldı."

"Sürekli bayılır oldu çocukken de böyleydi. Dikkatli olun. "

Jimin'in duyduğu bu ses onu hem şaşırttı hem de derinden yaraladı. Bu ses çok iyi tanıdığı birine aitti. İçinde büyük bir duygu alev alıyordu. Bu duygu da asla iyi bir duygu değil di. İçinde daha önceden yer edinmiş öfke giderek büyümeye başladı. Duyduğu sesin sahibi babası olmasaydı şu an boğazına yapışmış olurdu. Evet dışarıdaki ses babasının sesiydi. Hayatında yaşayabileceği en büyük hainliği yaşıyordu. Yaşadığı şeyi düşünürken bir ses daha duydu. Bu ses diğer seslerden farklı olarak bir kadına aitti.

"Onu öldüreceksin Sürekli bayılması senin yüzünden"

"Kes sesini!"

"Hayır yeter artık bir yıldır aynı şeyi yapıyorsun. Jungkook ile evlenmemi sağlayacaktın söz verdin ama hiç bir şey yapmadın. Eziyetlerine rağmen bir yıldır hayatta kalması bile mucize."

Jimin bu kadını tanımamıştı. Konuşmalar dan anladığı kadarıyla burda bir yıldır kalıyordu ve bu kadın Jungkook ile evlenmek isti- dur! Ne! Jungkook mu?

'Bahsettikleri jungkook sevgilim olan olamaz dimi?'

'Saçmalama Jimin başka bir jungkook ola seni niye kaçırsınlar?'

'Burdan kurtulmam gerek hemde acilen!'

'Vay be biz bunu hiç düşünemedik ya'

Jimin'in iç sesi ile tartışmasından sonra sessizce pencereye vardı ve dışarı baktı. Beklediği gibi alt katta bir yerdeydi. Biraz inceledikten sonra burası ona tanıdık geldi. Beş yaşında buraya gelmişti. Babasının annesini İlk vurduğu yer burasıydı. Bahçede oynuyordu sonra annesinin bağırışlarını duydu. Annesi babasını anlatmış ve babasını bunu duyunca ona vurmuştu. Küçük bir çocuk olarak bu onu derinden yaralanmıştı. Çocukluğu ve gençlik yıllarının başlarına kadar ailesi ile hep arası bozuktu.

I Always Wanted -jikook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin