5. bölüm

3.4K 78 15
                                    

Merhabalar.
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

°

Aydından

..Gözlerimi kısıp karşımda çırılçıplak duran Karana baktım. Şuan ne yapmalı olduğumu da bilmiyordum. Ateşi düşsün diye duşa girdik ama onun bu hem masum, hem de baştan çıkarıcı halleri, ifadeleri beni zorluyordu.

Onu soyarken gözlerinde gördüğüm ifade beni aşırı yükseltmişti. Ona dokunmamın hoşuna gittiği gayet ortadaydı. Bundan emin olmak için elimin üstünü bacağının iç kısmına sürdüm bilerekten ve aldığım kısık inleme benim bile kafamı döndürecek hale sokmuştu.

Gözlerimin önünde benim dokunuşumla dudaklarını ısırıp inlemesini önlemeye çalışıyordu. Boynunu hafif yukarıya kaldırmıştı, ama yine de gözlerini sıkıca yumup, dudağını kanatacak raddede ısırdığını görebiliyordum. Ama ne yazık ki bu görüntünün bendeki etkisini bilmiyordu.

Tüm bunları boş verip soyunmaya başladım ve inatla gözlerimi gözlerinden ayırmadım.

Karanın büyümüş gözbebekleri burdan bile görülebiliyordu. Gömleğimi bir kenara fırlatıp pantolonumu baksırımla birlikte çıkarmaya başladım. Gözümü onun gözlerinden hiç ayırmadığım için tüm ifadelerini görebiliyordum. Ben çıkartırken büyüyen gözleri, yutkunması, aletim ortaya çıktığında sağ eliyle sol bileğini sıkıp başını kenara çevirmesi.

Onun bunu utangaç halleri aşırı hoşuma gidiyordu. Öyle ki aklıma malum sahnelerin gelmesini engellemek bir hayli zor oluyordu.

Çırılçıplak halimle yanında gittim inatla başını bana çevirmeyen çocuğun.

"Karan"

Başını çevirip yüzüme baktı. Tanrım, şu gözlerindeki ifade..Rabbim bu ifadeye karşı koymak o kadar zordu ki. Bazen dayanamayacak hale geliyordum.

Alttan alttan bana böyle bakması bir şeyleri körüklüyordu ve bu böyle giderse kendimi ne kadar tutabilirdim bilmiyorum. Dayanamayıp elimi yüzüne yakınlaştırdım. Kiraz çiçeğim ise hiç gözlerini gözlerimden çekmiyordu ki.

Yavaş yavaş yaklaşan elim ilk önce yanağını mesken etti kendine. Parmak uçlarım dokundu önce, ardıncaysa avuç içimi yanağına yasladım. Göz bebeklerin titremesine şahit olduğuma yemin edebilirim. Yavaşça kirpikleri titreyerek galaksi benzeri o güzel göz bebeğini kapattı.

Baş parmağımı elmacık kemiğinin üstünde hafifçe gezdirmeye başladım. Bu anda dişiyle dudağını ısırmaya başladı. Bu davranışı beni bile onun kendisi karşısında savunmasız yapıyordu. O kanacak seviyyeye getirdiği dudağını öpmek için canımı kurşunlar önüne atabilirdim ve bu kelime kesinlikle mecazi anlamda değildi.

Elimi dudağına götürdüm usulca ve ısırmaktan bir az da kızarttığı dudağını azatlığa kavuşturdum. Bu anda titreyen kirpikler o galaksiyi yine ortaya çıkardı. Göz gözeyken elimi dudağının üstünde gezdirdim. Onu öpmek istiyordum ama yapamazdım.

Bir şey demeden sadece bakıştık, ben onun ne kadar güzel olduğunu düşünürken acaba o ne düşünüyor diye aklımdan geçirmeden edemedim. Onun güzelliği sadece fiziksel değildi. Onun benliğinin güzelliğine vurulmuştum ben.

Bazen o evde olmazken onun kitaplarını alıp okumaya başlardım. Okumak derken altını çizdiği cümleleri okuyordum. O cümlelerin ihtişamlılığı beni bile kendine bağlıyordu.

O alıntıları okurken aslında Karanı okuyormuş gibi hissediyordum, onun ruhunu, benliğini, kalbinin içinde nelerin olduğunu mesela. Mesela, bazı cümlelerin altını çizmekle kalmaz yanına küçücük bir kalp, ya da yıldız çizerdi. Kalp onun için en güzel hisleri ifade ederken, yıldız onun aslında ruhunun ihtiyaç olduğu şeyleri simgelerdi.

Onun için diyorum ya, ben onun ruhunun vurgunuydum. Onun altını çizdiği cümleleri ezbere bilecek kadar vurgun..

"Hayatım boyunca kimse beni onun kadar mutlu ve kimse beni onun kadar mutsuz etmemişti"

Aklıma gelen alıntıyla gülümsedim karşımda heyecanlı duran çocuğa. Dudağını okşadığım parmağım çenesini tuttdu. Birazcık bana doğru çekerek burnunun ucuna öpücük kondurdum ve aklıma gelen diğer bir alıntıyla dudaklarımı elmacık kemiğine bastırdım.

"Meleklerin koruduğu o güzel dudaklar, yemin ederim saflığınızı hiç bir zaman bir öpücükle kirletmeyeceğim"

Birazcık öyle kaldık.. Bir anlık garip istekle ellerimi beline koydum ve birazca yakınlaştırdım küçük bedeni kendime. Kirpiklerini kırpıştıran Karan konuşmayı unutmuş gibi sadece yüzüme bakıyordu. Dudaklarımı yavaş yavaş yaklaştırıp alnını öptüm..

"Sana bir çiçeği büyütmenin su vermekten ibaret olmadığı bir hayat diliyorum"

Benim güzel çiçeğim.. Bazen odamızda otururken o kendi yatağında kitap okuyor, her zamanki gibi kırmızı kalemiyle altını çiziyor. Okuduğu müddetce yüz ifadeleri çeşitli hallere bürünüyor. Bazen kaşları çatılıyor, bazen sevinçten gülümsüyor, bazense dolmuş gözlerini elleriyle kapatmaya çalışıyordu.

Bense telefonlumla ilgileniyormuş gibi yapıp dakikalarca, bazense saatlerce izliyordum. Bıkmadan, usanmadan, en ince ayrıntısınadek. Tek tek ezberliyordum haraketlerini.

Aklıma gelenlerle alını öpen dudaklarım kıvrıldı. Ellerim bulunduğu yeri usulca okşuyordu. Saatlerce onunla bu konumda kalmak isteyeceğimi biliyordum. Ama şimdi olmazdı, aklıma gelenle dudaklarımı alnından çekip kendime gelmeye çalıştım.

"Hadi bebeğim, duş aldırayım da ateşine iyi gelsin, babamlar da yok, onları da üzmeyelim bu haberle tatildeler"

"Tamam, abi" diye cevapladı Karan titrek sesiyle.

Suyun ısısını birazcık ılık edip duşu Karanıma doğru tuttum. Tabi ki Karan yine itiraz ediyordu, benden olsa biraz da soğuk yapardım ama, kıyamıyordum. Bu arada gözümü çok üstünde tutmamaya çalışıyordum. Beş on dakikanın sonunda duş alma faslı da bitti ve ona havlu getirip üzerine örttüm. Yavaşça belinden destekleyerek odaya doğru yönlendirdim.

Yazı hatalarım varsa kusuruma bakmayın.

Hikayenin gidişiyle ilgili fikirlerinizi belirte bilirsiniz.

ÜVEY |Gay|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin