Kaçak Mahkum

298 32 15
                                    

MELİH ATAMAN

Uçak piste inmişti. Mina'ya verdiğim sözü tutmuştum ve olanları unutmuştum. Neyse bu gereksiz zaman dilimini geçeceğim. Elimde dosyaların ve bilgilerin olduğu çanta vardı. Tabi ki okula gitmeyecektik, Başaktan bir şekilde intikam almalıydım. Bu sefer ki görevimiz: Bir katili bulmaktı.

Diğer uçaklarda merdiven vardır fakat bizde yokuş. Aslında Efe'nin bir "Kaza Sonucu" düşmesi yüzünden yapıldı. Ben kesinlikle onu itmedim. Yokuş baya bi uzundu. Efe tüm bavulları taşıyacaktı ben değil! Yokuştan yavaş bir şekilde inmeye başladık.

Mina kendini ne yapıp edip Umut'a taşıttırmayı başardı. Aslında bende nasıl yaptığını anlamadım...

Keşke onları kıskanan biri olmasaydı. Sanırım Başak olmasını tercih ederdim... AMA EFE'YDİ! BİR KAÇ SAAT ÖNCE DE BAŞAK'IN ÜSTÜNDEYDİ ŞİMDİ DE!"

"DEH! Dıgıdık dıgıdık!"

"EFE SIRTIMDAN DEFOL!"

"Şşş... Eşekler konuşmaz!"

"EFE! BAK GÜZEL KARDEŞİM İN ARTIK!"

...

"YAAAAA GÜZEL MİYİM GERÇEKTEN YELLOZ!"

"AH! EFE USLU DUR! GÜZEL ATAYIM SENİ CEHENNEME!"

...

"MELİH! HOP! ALO! DUYUYON BENİ SESİM GELİYO!?"

"İnan bana duymamış olmak isterdim."

"ALO! DUYAMIYOM!"

"Efe bir sus zaten kolum koptu kopacak bu şişko yüzünden!"

"AH!"

"YAPMA TAMAM TAMAM ÖZÜR DİLİYORUM!"

Mina Umut'un kucağından indi ne yani uyanık mıydı?

"SEN GİT KENDİNE BAK! SÖZLÜK KILIKLI AYI!" diye bağırdı Mina hanım, bu kızın sesinin ayarı yok muydu? Mina Umut'un sırtına isabet alıp Efe gibi üstüne çıktı. Umut bunu beklemiyor olacak ki altında Mina kalacak şekilde sırt üstü düştü.

"HAY AMINA KOYAYIM YA! AH, SIRTIMI SİKTİN ŞEREFSİZ!" Birkaç saniye sonra morarmış Umut, nefes almaya çalışarak konuştu.

"Mi.. nağhh boynumu sal!"

"Ah sırtım off ya! Ha ne? Aaa evet, ölme lazımsın sen bana."

Mina yılan gibi boynunu sardığı Umut'u özgürlüğe kavuşturdu. Bir yandan Efe, Umut'a koşuyordu."

"Umut'um! Annem!" Ağır çekimde koşuyordu...

"Allah'ım şükürler olsun! UMUT KAÇ!" Diye çığlık attı Başak.

Efe hala iki adımlık mesafeye ulaşamadı. Kim öğretmişti bunu ona?

Umut ayaklanmıştı ki Mina onu yokuş aşağı yuvarlanacak şekilde itti.

"Tüh. Elim çarptı..."

"ALLAH BELANI VERSİN SENİN MİNA!"

"SEN BİTTİN KIZIM!" Dedi ve Mina'nın saçını yolmaya başladı Efe. Mina karşılık verecekti ki Başak onu iti. Mina son anda Başak'ın saçını yakaladı. Bir eli Efe'nin saçında, diğeri Başak'ın. İkisini de kendisiyle birlikte çekti ve birlikte yokuş aşağı yuvarlanmaya başladılar...

Bu arada Umut aşağıya ulaşmıştı bile.

"AĞH! MİNA BIRAK SAÇIMI!"

"ÖNCE SEN BIRAĞK!"

"ASLAĞ!"

Benden baya bı uzaklaşmışlardı. Kızlar birden yuvarlanırken çığlık attı. Sanırım Efe ikisinin saçını çekmişti. Onlara o kadar odaklanmıştım ki , Aşağıdaki arabaları görünce adımlarım hızlandı. Tam 8 araba vardı. Anlaşılan bu görevde yeni kişiler gelecekti bizimle.

Bir tane arabanın kapısı açıldı. İçinden takım elbiseli bir adam ve şık giyimli bir kadın çıktı. Kadın arabaya yaslanmıştı. Hava rüzgarlı olduğu için giydiği elbisenin etekleri uçuşuyordu, saçlarıda öyle. Neden kadına odaklanmıştım bilmiyordum ama çok dikkat çekiciydi.

Siyah güneş gözlüğünü indirdi, çıkarmadı. İlk saçları birbirine girmiş üçlüye yuvarlanırken baktı. Sonra Umut'a. Kafasını biraz havaya kaldırarak bana baktı. Çok kısa bir bakıştı. Hatta beni acaba hostes falan mı sandı diye düşündüm. Yanındaki adama bakmaması garibime gitmişti. Kadından gözlerimi çektim. zor olmuştu.

Yanındaki adama baktım. Yüzündeki ciddiyet ürkütücü seviyedeydi. Birkaç adım yokuşun olduğu kısma ilerledi. Üstüne yuvarlanacaklarından korkmuyordu. Bunlar kimdi?

Onları incelemeyi bıraktım, belli ki bizim için gelmişlerdi. Başak adamı tanımıştı. Elini hemen Mina'nın saçından çekti. Mina da öyle. Eliyle yandaki direği kavradı. Efe ve Mina yuvarlanmaya devam ediyordu. Başak kendini durdurmuştu. Eliyle destek alıp ayağa kalktı. Eliyle üstündeki tozu siler gibi yaptı ve nazik adımlarla yürümeye başladı.

Efe de adamı fark edince aynısını yaptı ve ciddiyete büründü. Mina tek yuvarlanıyordu. Efe ve Başak ta aşağı ulaşmıştı. Bense yuvarlanan Mina'yı görmezden gelerek, aşağı yürüdüm. Mina, bu ciddi adamın ayağına çarpınca durdu. Size demiştim uzun bir yokuştur diye.

Adam başını hafifçe eğerek, ayağının ucundaki kadına , Mina'ya, üstten bakışlar attı. Bende nihayet aşağı ulaşmıştım.

Arabaya yaslanan kadına kaydı gözlerim. Mina'ya baktı, ardından arabanın kapısını açtı ve girdi. Ciddi adamın yüzünde bir gülümseme belirdi, Mina'ya bakarken. Galiba bir tek ben bu adamı tanımıyordum. Adam bir kaç adım geri gitti. Mina uyuma takliti yapıyordu ya da bayılmıştı.

Mina'ya bakarken konuştu.

"Merhaba, kaçak mahkumum."





Bölüm hakkındaki düşüncenizi merakla bekliyorum.

Yeni bölümde görüşürüz inşallah...













HATA MAHKUMLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin