Her zaman ki gibi işten eve döndüm yorgundum. Ev arkadaşım Batu daha gelmemişti. Bu benim kafa dağıtmam için harika bir fırsat.
Koltuğa uzandım ve en sevdiğim dizinin yeni bölümü gelmişti uzun zamandır bunu bekliyordum. Yaklaşık 1 haftadır. Batu burda olsa çenesi asla kapanmazdı. İyi insan lafın üstüne gelir ya bu düşüncelerin ardından Batu geldi.
Bir merhaba bile demeden odasına çıktı. Eh tabi yorgundur. Bana "Tuğkan bugün yemek hazırlayamayacak kadar yorgun hissediyorum"dedi.
Batu o kadar çabuk yorulan birisi değildi. Aman neyse dizinin en heyecanlı anındaydım. Bunu düşünemezdim. Gece saat 2.30 civarlarında uyumaya karar verdim. Bir ses geldi mutfaktan gelmişti. Biraz korkmadım değil. Mutfağa indiğimde tıkınan Batu yu gördüm. Aç yatmıştı acıkmıtır diye yattım. Sabah alarm sesiyle uyandım. Batu çoktan gitmişti tıpkı her zaman ki gibi. Giyinip evden çıktım. Bir dükkanda kasiyerlik yapıyordum. Kiraları bir şekilde ödenmesi gerekiyordu. Birisi geldi. Gelen kişi korkmuşa benziyordu. Bana"Batu'nun arkadaşı sensin demi",dedi sesi titreyerek.
-Evet ne oldu ki?
-Ben onun iş yerinden arkadaşıyım. O bugün çok tuhaf davranıyordu bir sebebi var mı?
-Dün çok geç yatmıştı belki ondandır.
Adam rahatlamıştı.
-Oh bunu duyduğuma sevindim...kolay gelsin.diyerek çekip gitti.
Yarım saat sonra eve geldim. Batu çoktan gelmiş yemek yapıyordu.
Batu;
-Eee Tuğkan günün nasıl geçti,diye soru sordu.
Ama sesi çok kalındı. Bu onun sesi olamazdı.
-Noldu lan sana!?diyerek geri atıldım.
-Gününün nasıl geçtiğini sordum adam gibi cevaplasana.
Bu kez sesi gerçektende Batu nun sesiydi.
-Aynı...diyerek konuşmayı kapatım.
Normalde Batu çok konuşurdu. Ama bu kez hiç konuşmadı fazla sorgulamadan yemeğimi yiyip kalktım.Aslına bakarsan kafaya takmaya karar verdim çünkü yarın izin günümdü. Batu nun da izin günüydü...
Hemen yatmak istiyordum çok uykum var.
Gece 5 civarlarında ağız kuruluğundan uyandım su içmek için kalkıcaktım ki karşımda elinde bıçakla bana dik dik bakan ve gülümseyen Batu vardı. Korkuyla geri atıldım. Batu bıçağını kaldırarak bana doğru gelmeye başladı. Ve yatağımın bıçağı sağ tarafına ,duvara, sapladı.
Aynı gülümsemeyle eliyle "sesiz ol"işareti yaptı. Sonra da parmak şıklatmasıyla uyudum.Sabah kalktığımda Batu televizyon izliyordu. Ne izlediğine bakmak için onun yanına gittim. Televizyonu daha açmamıştı sadece büyük bir ciddiyetle televizyona bakıyordu.
Batu nun artık bizim Batu olmadığı çok netti. Ama bunu kanıtlayacak hiç bir şey yoktu. Dün olanları anlatsam...bana şizofreni teşhisi koyarlar. Bunu Batu ya anlatım.
Bana;
-Ben gece boyunca uyudum. Sanırım bu senin aptal rüyalarından biri,dedi.
-Sanırım haklısın...genelde bu zamanlarda oluyor.
Batu hiç bir şey demeden televizyonu açtı.
Bende biraz dışarıda takılmaya karar verdim sonuçta bu dünyaya bir kere geliyorum. Ah bu arada Batu nun iş yerindeki arkadaşı ne gibi gariplikler den bahsediyordu. Bir psikolog en fazla ne kadar garip davranmış olabilir.
Bence o kişi her kimse tam bir deli. Ben kimle konuşuyorum ya gene kendi kendime konuşmaya başladım.
Dışarı çıktım ve son ses müzik ile yürümeye başladım. Müzik dinlemek insana harika hissettiriyor. Kimseyi umursamadan tek gerçek senmissin gibi bir simülasyon içindeyiz sanki tek gerçek sensin. Gene kendi kendime konuşmaya başladım bu huyumu acilen bırakmam lazım.Saat akşam 9 civarı eve geldim. Ev bıraktığım gibiydi normalde Batu hemen evi toplardı.
Batu ya baktığım da televizyonun önünde uyuya kalmıştı. Bugün onun izin günü kim bilir hangi delillerle uğraşıyor dur. Dinlenmek onunda hakkı...
Öbür koltuğa da ben yattım. Bir süre sonra uyumuşum. Normal olarak koltukta uyandım. Gece 1.35 idi. Tam kalkıcaktım ki Batu bacaklarıma oturdu ve bacağımı okşayarak.
-Birşey olmayacak hayır hayır hiç bir şey olmayacak sen bana güven rahatla..., diyip duruyordu. Ne dersem diyeyim hep aynı şeyleri söyleyip duruyordu. Sonunda bütün vücudum felç kaldı.Hiç bi şekilde hareket edemiyordum. Mutfak arkamda kalıyordu. Birisi tabakları kırmaya başladı. Hareket edemiyordum ama sesini duyuyordum. Bakış açıma tabak parçaları gelmişti. Batu ya dönüp;
-Batu bak tabakları kırıyorlar. Bir şey yap.
Batu aynı şeyleri söyleyip duruyordu.
Batu ya beni salması için bir kaç söz ve küfür yağdırdım. 10 dakika sonra Batu nun arkasından bir adam geldi. Adam deliye benziyordu hani filimlerde deliler olur ya "hığ hığ" derler. Adam da öyle "hıvğ hıvğ"demeye başladı.Bu kez Batu için korktum. Ne kadar beni felç bıraksada arkadaşım sonuçta "Batu arkanda deli var."diye bağırdım Adam korkmuş gibi"hıhıvğ hıhıvğ"diyerek geri çekildi ve bakış açımdan çıktı. Bende üzüldüm ne kadar cin de olsa üzüldüm. Batu ya;
-Ya Batu niye söylemedin korkutum adamı,dedim.
Batu hatla aynı şeyleri söylüyordu.
Arkamdan bir nefes sesi geldi.
-Batu bak arkamda bir herif var,dedim.
Batu beni tınlamıyordu.
Hemen ardından yüzüme birisi işemeye başladı. Artık nefes alamıyordum. Batu hala aynı şeyleri söyleye devam ediyordu. Aklıma dua okumak geldi.
Bilip bilmediğim bütün duaları okudum. Okudukça hareket edebiliyordum ve yüzümdeki çiş azalıyordu.Sonunda hareket edebilmiş tim. Batu yu üstümden attım. Aynı anda uyandım. Saat 3 tü ama açtığım dizinin aynı kısmında kalmıştım ve bacaklarım ağrıyordu. Yüzümde çiş yoktu o ayrı mesele. Batu aynı pozisyonda uyuyordu. Yukarıya odama çıktım kimseden korkmadığımı belli etmek için bütün ışıkları kapatım. Bu neyin kafasıysa tavırın kime!? Tekrar uyudum bu kez de kapının ardından bana bakan bir gölge gördüm tabii ki gene felç kaldım. Hemen sonrada göğsüme bir kişi oturdu bütün bakış acımı kapattı. Ben de dua okumaya başladım çocukluğunu Kur'an kursunda geçirmiş biri olarak tüm dualar ezberimdeydi. Hareket etmeye başladığım an ne o kapının arkasından bakan herifi gördüm ne de göğüsüme oturan kişiyi uyandığımda sabah ezanı daha yeni okunmuştu. Ondan sonra zaten hiç uyuyamadım.
Saat 8 de işe gittim her zaman ki gibiydi sakin.
Eve geldiğim de üstümü değiştirdim ve Batu nun yanına, mutfağa, gittim.
Batu;
-Kanka fıstık ezmesi var mı canım çekti.
Şaşırmıştım
-Var da kanka senin fıstık ezmesine alerjin vardı.
Batu bir şey demeden gülümsedi. Zaten son zamanlarda hep karanlıkta oturuyordu,garip sesler çıkarıyordu,geceleri geziyordu,garip şarkılar dinliyordu ve daha fazlası...
-Artık yeter seni hocaya götürüyorum.
Yolda giderken aynı gülümsemesi devam ediyordu.
Gittiğimizde cinci hoca tek bakışta sorunu anlamıştı. Bizi içeri aldı.
Batu nun önüne iki tane tütsü koydular. Birisi uzun bir tütsü birisi de kare bir tütsü yanına da iki tane ayı gibi adam gelmişti. Batu nun koluna girdiler cinci hoca Batu ya dua okumaya başladı. Okudukça Batu çığlık atıyordu. Sanki içindeki bir şey acı çekiyordu.
Yanındaki tütsülerde 3 metre yukarıya doğru kendi kendilerine yanmışlardı.Duaları okuduktan sonra Batu yla konuşmaya başladı.
Cinci hoca;
-Çık adamın içinden sen bu dünyayı hak etmiyorsun.
Batu ona ait olmayan bir sesle.
-Asıl siz bu dünyayı hak etmiyorsunuz, dedi.
Cinci hoca kuran okumaya devam etti. Ve sonunda Batu bu acıya dayanamadı ve bayıldı.Yanındaki tütsülerde kendi kendilerine söndüler.Yaklaşık 5-10 dakika sonra geri ayıldı ama hiç bir şey hatırlamıyordu. Sadece yorgun olduğunu söylüyordu. Cinci hocayla işimiz bitmişti parasını ödeyip çıktık ondan sonra bu konu üzerine asla konuşmadık.Evet bu kurgum da böyle bir şeydi. Umarım beğenmişsinizdir. Fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz çok sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUSALLAT
ParanormalTuğkan"Her şey normaldi ne oldu sana" Batu"Hayla her şey normal..." Gece 3 te götüm ata ata yazdım. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar gencolar Ufak yazım hataları olabilir. Klavyeden dolayı.