Günlük - 1

50 10 28
                                    


"Sessiz insanlar en gürültülü zihinlere sahiptir"

Stephen Hawking


Arel'den

Bazılarımız hayatın öz çocuğudur , hep mutlu olurlar , hayatları mükemmel olur . Bazılarımız hayatın üvey çocuğudur , onlar hiç mutlu olamazlar , hayatları berbattır , hatta hayatları bile yok denilir .

Ben hayatın üvey çocuğuydum , sevilmeyen ve berbat bir hayat yaşayandım .

Düşüncelerimden çıkıp kahvaltı sofrasını hazırladım , kahvaltı sofrası bitince direk kardeşimin odasına gittin. Küçüklüğünden beri onu ben uyandırırdım yoksa uyanmıyordu bebeğim . Kapıyı açtığım gibi aşina olduğum görüntüyle karşılaştım , Belemir yine yorganı üstünden atmış yaylanarak yatakta yatmış dudaklarını büzmüştü , onun bu tatlı haline gülümsedim , çocukluğundan beri böyle uyuyordu. Yanına gidip yüzünü öpmeye başladım , yüzünü öpmemle huylanarak yüzünü çevirmeye çalıştı .

Gözünü kırpıp açınca kısık gözlerle bana baktı , bu haline gülmeye başladım ona gülmemle bir anda kendimi yatakta onun kollarının arasında buldum . Başımı öpüp uyumaya devam etmesiyle ona baktım kaşlarımı çatıp ,yumuşak bir yumruk attım koluna , koluna yumruk atmamla gülüp yanağımı öpüp kollarını çekti üstümden ve doğruldu .

"Tamam birtanem kalktım , hemen giyinirim çıkarız " ayağa kalktım kollarımı göğsümde birleştirip kızgınca kardeşime baktım . İşaret diliyle:

"Hayırdır küçük bey kahvaltı yapmadan nereye " dedim sinirle . Bu halime gülüp ayağa kalktı , kaşlarımın ortasından öpüp bana baktı . Lanet olsun aramızda çok boy farkı vardı , neden kısaydım ben bu kadar ya .

"Ablaların bir tanesi okulda yerim ben hadi gidelim bak geç kalacağız " diyip gardrobuna gitti , odadan içimden söylenerek çıktım . Abla dayağı hak ediyordu ama işte kıyamıyorum bebeğime. Kapıda onu beklemeye başladım , ben kapıda beklerken annemi gördüm salona doğru gidiyordu. Beni görünce tiksintiyle baktı , küçüklüğümden beri bana hep böyle bakardı , hiç bir zaman nedenini anlamamıştım . Yanıma gelince Alayla güldü .

"Nereye sabah sabah " dedi alayla . Nereye gideceğimi biliyordu ama bilmezlikten geliyordu . Okumamı hiç bir zaman ismemiştiler , ama ben onlara inat okumuştum

Yüzüne boş boş baktım , onlardan aşırı korkuyordum ama belli etmemeye çalıştım . Konuşamadığımı bildiği için alayla sırıttı.

"Niye konuşmuyorsun yoksa dilinimi yuttun?" Dedi sahte bir merakla . Onlardan nefret ediyordum , bu evde kalmamın tek nedeni Belemirdi zaten . Hala yüzüne boş boş baktığım için gülümsemesi büyüdü.

"Aaaa unuttum senin dilin yoktu ". Bunu diyince kalbim kırıldı , ne kadar belli etmemeye çalışsamda yüzümün düştüğünü anlayıp güldü . kolumu tutup sertçe sıkmaya başladı , kolumu çok acıtıyorduki kolumun morardına emindim , ama boş boş yüzüne bakmaya devam ettim .Ondan korkuyordum , belli etmemeye çalışsamda anlıyordu . Her ne kadar onların yanında güçlü durmaya çalışsamda hiç güçlü değildim , ince bir dal gibiydim her an kırılabilirdim , ama belli etmedim. Koluma tırnaklarını geçirmişti canım aşırı yanıyordu belli etmemek için kendimi zorluyordum . Rolüme devam ettim boş boş ona baktım.

Tam beni tutmayan kolunu kaldırmış bana tokat atıcaktı ki biri o eli tuttu. Kimin olduğunu biliyordum yinede baktım , karşımda annemizin elini tutup sinirle ona bakan Belemiri gördüm.

"Sana kaç kere ablama el kaldırmayacaksın dedim " diye tıslayarak annemize baktı . Annem yutkundu oğlu onun kıymetlisiydi , oğlunun beni sevmesinden nefret ediyordu .

Ölüme daha yakınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin