1.Bölüm

1.3K 48 11
                                    

    Songül ve Melike' nin Muğla'dan Ankara' ya tayinleri çıkmıştı. Songül ve Melike eşyalarını hazırlayıp yola çıktılar. Ankara' ya geç saatte geldiler. İkiside çok yorgundu. Arabayı Melike sürüyordu. Songül esneyerek " Melike, saat çok geç oldu polis evine gidelim. Yarın ev tutarız." dedi. Melike " Tamam abla." dedi. Melike arabayı polisevine doğru sürdü.

    Sadi, ormandaki kulübesine geldi, sobayı yakıp kanepeye uzandı. Sadi şehirden uzaktaki bu kulübeye sık sık gelirdi. Sadi kendini uykuya bırakırken kulübesinde kapısı çalındı. Sadi birden irkildi." Ulan Yaver, senden bana bir rahat yok be oğlum." diye söylendi. Kapıyı açtı. Yaver "Çok şükür abi iyisin." dedi ve sarıldı. Sadi, Yaver 'i kolundan tutup içeri getirdi ve kanepeye oturttu.
" İyiyim Yaverim İyiyim, niye bu kadar telaşlandın?" dedi.
Yaver arkasına yaslanarak" Abi eve gittim yoktun, telefonun kapalıydı. Ben de korktum sana bir şey oldu diye." Gözlerini yere doğru çevirerek konuşmaya devam etti. " Zaten benim yüzümden ölümden döndün."
Sadi kaşlarını çatarak Yaver' in başını kendine doğru çevirdi ve gözlerinin içine bakarak" Saçmalama la senin yüzünden falan olmadı. İyiyim ben burdayım." dedi ve Yaver' e sarıldı.

     Songül ve Melike polisevine geldiler ve iki kişilik odaya geçtiler. Songül kendini yatağa bıraktı. " Çok yorulduk kaç gündür Melike." Melike de kendini yatağa bıraktı. " Evet abla. Yarın evi de halledince dinleniriz." dedi. Songül birden ciddileşti. " Asil şimdi benim koşuşturma başlıyor Melike. Buraya tayin için ne kadar uğraştım biliyorsun. Sonunda burdayım. Tek bir adım kaldı onları bulmak ve adalete teslim etmek." Melike yatağından kalkıp Songül' ün yanına oturdu. "Biliyorum abla, beraber bulucaz onları. " diyip     Songül 'e sıkıca sarıldı. Songül Ankara' ya tek gelecekti ama Melike onu bırakmamıştı. Çok yakın arkadaşlardı ve birbirlerine sözleri vardı. Asla birbirlerini yalnız bırakmayacaklardı. Songül ve Melike daha fazla yorgunluğa dayanamayarak uykuya daldılar.

      Sadi kendine ve Yaver' e menengiç yaptı karşılıklı oturuyorlardı. Sadi derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Bak Yaverim bu konuyu konuşup halletmiştik diye düşünüyordum. Ama sen halletmemişsin koçum." Yaver yine gözlerini kaçırdı Sadi'den " Evet abi halledemedim. Çünkü benim yüzümden o çatışmada yaralandın. Önüme atladın. Ağır yaralandın. Yoğum bakımda kaldın, iyileştin ama 4 ay oldu hâla şubeye geri dönmedin. Benim yüzümden işte. " Sadi derin bir nefes alarak "Koçum, senin yüzünden değil, İyiyim diyorum sana. Senin önüne atlamasaydım başka yerde de gelebilirdi başıma. Hem kullanmadığım izinleri kullanıyorum. Sen başımın etini yiyordun. Abi izne çık dinlen. Eee ben de bu vesileyle izne çıktım. Yakında da başlarım. Artık bu konuyu kapatalım. İkimizde iyiyiz bak. Tamam mı koçum?" Yaver biraz da olsa rahatlamıştı. Sadi' ye dönerek " Tamam abi kapatalım, tamam. Ben gidiyim artık." Sadi kaşlarını çattı. " Nereye la yat burada. Bu saatte gitme. Şehirden uzak burası kaç saat sürer gitmesi. Yatıyorsun burada sabah gidersin." Yaver başını sallayarak onayladı.


       Songül ve Melike sabah kalkıp emlakçıya gittiler. Emlakçıyla 2-3 eve baktıktan sonra evi tuttular ve yerleşmeye başladılar. Melike bavulundaki eşyaları dolaba koyarken "Songül abla" diye seslendi. Songül de diğer odadaki dolaba eşyalarını yerleştiriyordu. " Efendim Melike." Melime hemen Songül'ün yanına geldi. "Abla senin de işin bitiyse şubeye gidelim artık." Songül elindeki son elbisesini dolaba koyup " işte bitti. Tamam bir şeyler atıştırıp gidelim." Melike başıyla onayladı Songül'ü.



    Songül ve Melike şubeye gidip herkesle tanıştı. Günler geçti Songül ve Melike  Ankara' ya geleli 1 hafta olmuştu. Yavaş yavaş alışmaya çalışıyorlardı. Songül  eve gitmeden markete girdi. Melike' nin nöbeti vardı.

   Songül ve Melike Songül 'ün anne ve babasının dosyasını herkesten gizli araştırıyorlardı. Melike nöbetteyken bir numara buldu ve sinyal tespiti yaptı.  Telefonu eline alıp Songül' ü aradı.        " Alo abla, o gün anne ve babanı  öldüğü gün görgü tanıklarının birinin numarasını buldum." Songül heyecanla" Neee, nerden geliyor sinyali baktın mı?" Melike " Evet abla baktım. Bir depoda. Sana konum atıyorum. Ben de geliyim."   Songül " Süpersin Melike. Senin gelmene gerek yok. Zaten sadece konuşmaya gidicem. Öptüm görüşürüz."
Melike " Tamam abla, dikkat et."
Songül marketten koşarak çıktı. Hemen arabayı konuma doğru sürdü.  Konuma geldiğinde etrafta 3- 5 depo vardı. Songül deponun önüne doğru gelirken 2-3 kişi depodan çıkıp arabaya bindiler. Songül onları takip etmeye başladı. Adamlardan biri: " Abi arkadaki araç bizi takip ediyor. Şehrin dışına doğru sür, ormana doğru. Bakalım bizi mi takip ediyor emin olalım." dedi.
Arabayı ormanlık alana doğru sürdüler. Arkalarındaki arabanın onları takip ettiğinden emin olduklarında arabayı sağa çekip durdular. 3 adam da arabadan inip Songül' ün arabasına yöneldiler. Songül arabadan indi. " Bizi mi takip ediyorsunuz siz?
Songül " Yokk yani ş-şey sizinle konuşmam gereken konular var." Adamlar şaşırarak birbirlerine bakarken Songül' ün telsizinden sesler geldi. Adamlar birden panikledi. " Abi bu kadın polis." Silahı Songül' e dogrulttular. " Küçük hanım depodakiler için geldiysen sizi ortadan kaldırmamız gerekecek." Songül de silahını çekip yavaş yavaş geri adımlarla arabanın arkasına yöneldi. Adamlardan biri ateş açtı. Songül ile çatışmaya başladılar.

 

    Sadi evine  gitmemiş hâla kulübesindeydi. Silah sesiyle Sadi irkildi ve kulübeden dışarı çıktı. Silah sesinin geldiği yöne doğru ilerledi.

   Songül bir adamı vurdu. Çatışma hâla devam ediyordu. Kurşunların biri Songül' ün omzuna isabet etti. Adamlar koşarak Songül ' ün yanına geldiler. Songül omzunu tutarken elindeki silahı alıp Songül ' e yumruk atmaya başladılar.

   Sadi sese daha da yaklaşmıştı. Ağaçların arasından yola doğru baktı.  2 araç 3 adam biri yerde bir kadın. Kadın omzunu tutarak adamlarla dövüşüyordu. Songül hem omzundaki yaradan hem de aldığı darbelerden hâli kalmamıştı. Adamlardan biri  Songül' ün karnına tekme atınca yere yığıldı.

  Sadi koşarak yanlarına gitti. Adamlara ateş etti. Adamlardan biri arabaya binerken yaralandı. Arabaya binip kaçtılar. Sadi Songül ' ün yanına geldi. Songül' ün gözleri yarı açıktı.  
Songül " T-teşekkür  ederim." dedi ve bayıldı. Sadi "Yaralı hâla teşekkür derdinde" diye geçirdi içinden. Sadi kadının yarasına baktı. Kurşun sıyırmıştı. Şehir merkezi uzakta olduğu için kulübeye götürüp kurşunu çıkaracaktı. Songül' ü kucağına alıp kulübeye doğru ilerledi.


                      Bölüm Sonu

Hikayenin ilk bölümü ile karşınızdayım. Yorumlarınızı bekliyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim...

İki  Polisin HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin