🥜5🥜

326 52 34
                                    

Jimin, saçlarımı koklayarak tararken gülümsüyordu.

3 gün kadar ancak oldu buraya geleli, ancak o kadar güzel bakılıyordum ki...

Jimin beni banyo ettirmiş, bana fazlasıyla uzun olan bir tişörtü biraz kesip elbise gibi giydirmişti, kuyruğum için de ufak bir delik açıp çıkarmıştı onu.

"Bitti, mis gibi oldun"
Kurutmuş olmasına rağmen ıslak olan saçlarıma öpücük kondurdu.

"Teşekkürler hyung"
Bedenimi kucağına alıp odasından çıkardı, onunla kalıyordum.

Salona gittiğimizde beni dizlerine oturttu ve televizyonu açtı, ekranda renkli çizgi film karakterleri oynarken değerleri birkaç dakika içinde içeri doluştu.

Hepsi banyo etmişti, garip şeyleri vardı. Herkesin banyo saatinin aynı saatte olması gibi.

İlk başta 6 sının da aynı yerde banyo ettiğini düşünmüştüm ama sonra hepsinin odalarında kendi banyoları olduğunu öğrendim.

Bir tek Tae hyung Kook hyung ile banyo ediyordu. Nedenini sorduğumda yanlız banyo etmekten sıkıldığını söylemişti...
Garipler.

"Mis gibi olmuş minik sincabımız"
"Ayyy, şunun üzerindeki lere bak~"
"Ya kuyruğa bak kuyruğa, ohhh mis gibi de kokuyor"
Jin, Jungkook ve Taehyung yanaklarımı öpüp koklayıp saçlarımı severken Jimin onları eliyle kovarmış gibi salladı.

"Çekilin çocuğumun etrafından! Televizyon izliyor o!"

"Aslında konuşmamız lazım"
İçeri giren Namjoon, saçlarımı karıştırdı ve gülümseyerek karşınızdaki koltuğa oturttu, Jimin tekrar tarağı alıp saçlarımda gezdirmeye başladı.

"Ne bozuyorsun oğlumun saçını? Yeni taradım"
Saçlarımı tekrar tarayıp öpücük kondururken içeri Yoongi girdi, beni gördü, gözleri kocaman açıldı ve bir anda bağırdı.

"LAN EN SEVDİĞİM TİŞORTÜM!"

Sadece üzerinde FG yazan beyaz bir tişört aslında...

"Aynısından sende 10 tane var Yoongi. Bişi olmaz"

Yoongi ağlar gibi kıyafetine bakıp Jimin'e döndü.
"Seni sıçan! Odamın kapısını kilitleyeceğim bundan sonra!"

Jin hyung eline de meyve tabağıyla geldi ve beni kucağına aldı.
Ne ara gitmişti yahu.

İzlediğim çizgi film Namjoon tarafından kapatılırken Jin ağzıma doğradığı elmayı tıktı.
"Bunu da ye bebeğim~"

Jungkook ve Taehyung dip dibe -burunları birbirine değiyordu- kıkırdayarak bir şeyler konuşuyordu, Namjoon boğazını temizleyince telefonuna dönük olan Yoongi kafasını kaldırdı, Jimin ve Jin hâlâ ağzıma meyve sokuyordu.

"Sen nesin Hoseok?"
Namjoon'un gayet mantıklı olan soruyla ağzımdaki mandalinayı yutmak için küçük parmaklarımla '1 dakika' işareti yaptım ve yutkunup dudaklarımı yalayarak ıslattım.

"Tam olarak bilmiyorum, sadece kaçırıldığımı ve üzerimde deney yapılarak bu hale geldiğimi biliyorum. Yarı sincap yarı insan gibi bir şeyim. Belli bir cinsiyetim yok, kaçırmadan önceki cinsiyetim. Erkek olduğu için vücudum erkek vücudu olsa da tamamen erkek değilmişim. Kadınsal olan özelliğimin ne olduğunu bende çözemedim, çüküm var memem de yok, bas baya erkeğim yahu-"
Konudan saptım yahu...

"Kaçırılmadan önce kim olduğunu, aileni hatırlamıyor musun?"

Kaşlarımı çatıp ellerimi iki yana açtım, Yoongi de sağ elimdeki mandalinayı alıp ağzına attı.
"Hatırlasam burada mı olurdum?"

"Doğru, peki nasıl Jungkook lar seni buldu?"

Yeni bir mandalina almıştım ki Yoongi onu da elimden aldı. Jin sinirle onun eline vurdu.
"Kalk al mutfaktan, onlar bebeğim için!"

Yoongi bana dönüp dudaklarını büzdü.
3 gündür buradayım ilk defa bu herif bana tatlı diye bileceğim bir şekilde baktı.
"Hoseok izin verir bana dimi?"
Kardeşim sen bana böyle olacaksan her şeyi veririm.

Mandalinalardan alabildiğim kadar alıp -ki elim küçük olduğu için 4 dilim kadar alabilmiştim- ona uzattım.
"Al lan, yeter ki öyle sinir sinir bakma"

Jimin derin bir nefes alıp kafasını iki yana salladı.
"Minicik, elleri, gözleri, burnu, boyu, yüzü, her şeyi minicik ve tatlı, ama sokak ağası gibi konuşuyor inanılmaz"
Jungkook buna kahkaha atarken Yoongi bile kıkırdadı, Namjoon da kıkırdadı ve öksürerek kendini toparladı.

"Peki neler biliyorsun?"

"Beni kaçıran kişinin Nigari olduğunu, aslında sexs oyuncağı gibi olmam için yapıldığımı ama beni yapan unnie nin beni aseksüel yaptığını, Gece kraliçesi adı verilen nadir bir çiçek gibi koktuğumu, kaçırıldığım yaşa gelene kadar 3 haftada 6 ay yada 1 yaş büyüyeceğimi, geçmişimi tetikleyen şeyler olmadığı sürece hatırlamayacağımı, ayrıca bilincimin kaçırıldığım yaşta olduğunu"

"Nigari... Japon ismi, Japonya dan mı geliyorsun?"

"Hayır, beni böyle yapan deli unnie koreliydi ve beni sadece kaykaya koyup itti"

"Neden?"

"Nigari eğer biran önce sikilecek evreye gelmezsem beni vuracağını söylediği için. Vururdu da, herif taramalı ile geziyor"

"Hm, soy adı neydi? Belki onu buldururum"

"Üzgünüm, bilmiyorum"
Elmayı kemirirken düşündü Namjoon.

"Belki senin geçmişin ile ilgili bir şey buluruz, Kore'de kaç tane Jung Hoseok olabilir ki?"

Yoongi ağzındaki mandalinayı yuttu.
"Peki ya gerçek adı değilse?"

"Öyle olmasını umucaz o zaman"

Sincap çocuk ‖Sope/YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin