medya ile birlikte okumanızı tavsiye ederim.
bu hikayeyi sevgili ipekcenin düzenlediği bir etkinlik için yazmıştım orada paylaşıldı, şimdi tek bölümlük olarak ilk hikayemi heyecanla kendi profilimde paylaşıyorum. umarım beğenirsiniz. iyi okumalar.
——-
"Gün biter, gülüşün kalır bende."
(Günümüz, Şimdi)
Parmaklarımın arasına yerleştirdiğim eğreti duran sigaramla günün tüm yorgunluğunu üzerimden atmak istiyordum. Tıpkı benim gibi yok olan elimdeki sigaraya sığınmış, pencereden huzursuzluğun çöktüğü geceyi izliyordum. Sessiz, sakin ve huzursuz bir karanlıktı. Gecenin karanlığına usulca karışan kar taneleri, sakinliğine bir hareket katıyordu fakat yerle buluştukları an kayboluyorlardı. Sıkılıp bakışlarımı parmaklarımın arasındaki eriyip giden sigaraya çevirdim. İzmariti tükenmek üzereydi. Bu yüzden aceleyle art arda nefesler çekip tamamen tükendiğinde pencerenin önünde duran kül tablasına bastırdım. Her akşam yaptığım gibi bu akşam da içimdeki huzursuzlukla dışarıyı seyrediyor, yarım saat aralıklarla da sigaramı içiyordum. Bu davranışım rutine dönüşmüştü artık.
"Göktuğ," diye bir ses odamın içine dolduğunda bakışlarım kapıya kaydı. Ablam hangi ara kapımı çalmıştı, hangi ara içeri girmişti dalgınlıktan fark edememiştim bile.
"Abla," diye cevap verdim. Cümlemin devamını benim öksürük krizim araya girerek engelledi. Yüzüm kıpkırmızı olmuş bir vaziyette, kendimi toparlamayı başardığımda ablamın kapının pervazına yaslanmış şekilde üzülerek bana baktığını gördüm.
"Kendine yapma bunu Göktuğ," dedi kül tablasını işaret ederek. Ardından yavaş hareketlerle yanıma geldi. "Sana bir şey söylemem gerekiyor."
"Dinliyorum abla," dedim. Merakla yüzüne bakıyor, ifadelerini dikkatle takip ediyordum. Nasıl söyleyeceğini bilmiyor gibi bir hali vardı. Sıkılıp, bunalıyordu. "Söylesene abla, kendini sıkmaktan kıpkırmızı oldun resmen. Söyle de rahatla, " dedim sahte gülümsememle. Gerçek ve içten bir gülümseme yerleşmiyordu yüzüme uzun zamandır.
"O," diye fısıldadı ablam. Anlamayarak gözlerine baktım. Kalbimin ritmi hafiften değişmeye başlamıştı belli belirsiz olan bir kelimeyle. "O geldi." dedi tek nefeste. İçimden bir duygu geçti, öyle bir duygu geçti ki ne olduğunu zerre anlayamadım. Fakat beni aşırı derecede sarstığına yemin edebilirim. Ellerim, ayaklarım bir anda boşalmış bedenim oturduğum yere yapışarak gövdem adeta yığılmıştı. Kalbimde ne olduğuna yetişemiyordum bile. Başım dönüyor, göğsüm sıkışıyor ve görüş açım bulanıklaşıyordu. Sadece iki kelime... sadece iki kelime bütün dengemi değiştirmeye yetmişti bile. Doğruluğu bile kesin olmayan iki kelime yetmişti. Beni almış yerden yere vurmuştu, sarsmıştı, dağıtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
geride kalabilme sanatı |bxb| (tek bölüm/tamamlandı)
Short Storytek bölümlük bxb hikayesidir. angst değil.