Evet arkadaşlar, ilk bölümümüze başlıyoruz.
Kalktığında kendini çok yorgun hissediyordu.Gece saat 2'de yatmıştı. Saatine baktığında yelkovan neredeyse 12'ye dayanmıştı.Evet, saat 7'ye geliyordu.Ve okula geç kalıyordu.Annesi de uyuyakalmıştı herhalde.
Yataktan bir anda fırladı.Gözlerini açmaya çalıştı.Bunu zor da olsa başardı.Hemen banyoya giderek elini, yüzünü yıkadı.Beyaz kısa kollusunu, mavi okul hırkasını ve gri pantolonunu giyerek hemen yola koyuldu.Yeni yapılan asfalt yollardan, taş ve kum dolu değişik ve bozuk yollardan geçti.Yol üstündeki Kırtasiye dükkanının sahibi Ahmet Amca'ya el salladı, selam verdi.Kağıtçı Fatih Abi'yle de muhabbet etti.Halini, hatrını sordu.Ardından hızlandı ve sarı boyalı, gürültüsü ve çocuk sesi hiç eksik olmayan o sevimli okuluna geldi.Sınıfına girdiğinde saat 8'di.
Okulda güzelce derslerini yaptıktan sonra eve geldi.Gün, onun için yeni başlıyordu.Çünkü onun için hayat, basketbol demekti.Lisanslı bir basketbolcuydu.11 yaşında olmasına karşın, gerçekten iyi oynuyordu.Ailesi de onun büyük bir basketbolcu olmasını istiyor, ona sonuna kadar destek veriyorlardı.
Evde ödevlerini alelacele bitirdikten sonra annesine sordu :
- Anne, ödevlerimi bitirdim, artık parka, basketbol oynamaya gidebilir miyim?
Fedakar anne saate baktı.Akşam ezanına 2 saat kalmıştı.
- Peki oğlum, git.Fakat akşam ezanından önce burada ol.
- Tamam anne, merak etme.
Odasına gitti.İlk iş olarak, kulübünde giydiği formayı üstüne geçirdi.Altına şortunu giydi.Bir şişe suyunu ve basketbol topunu da aldıktan sonra, evden çıktı.Dar sokaklardan, esrarengiz caddelerden geçtikten sonra parka vardı.Park, gerçekten çok büyüktü.Hemen basketbol sahasının kapısına doğru yöneldi.Basketbol kolluğunu taktı ve oynamaya başladı.
Oynamaya başlayalı 15-20 dakika olmuştu ki, birden arkadaşı Ali'ye gözü çarptı.Ali'yi yanına çağırdı:
- Ali, gelsene basketbol oynayalım, seninle maç yapacaktık hani?
- Bekle Kaan, 5 dakika sonra geliyorum.
- Tamam Fatih, çabuk ol.Seni yenmek için sabırsızlanıyorum.
- İyi, göreceğiz bakalım !
5 dakika boyunca ısınmaya çalıştı.Sahanın etrafında 1 tur koştu.Isınma hareketlerini de ihmal etmedi.Tam birkaç tane şu atayım bari derken, Ali yanına geldi.
- Haydi bakalım, başla Ali.
- Tamamdır Kaan.İyi olan kazansın.
Ali, maça başladı.Maç 11'de bitiyordu.Ali, yine her zamanki gibi mükemmel oynuyordu.Kaan'dan da 2 yaş büyük olmanın avantajıyla birlikte maçı 11-5 kazandı.
- Bu sefer sen kazandın Ali.Ama bir dahakine ben alacağım.Bu ilk ve son galibiyetindi.
- Bırak be Ali.Oynamayı bilmiyorsun, ancak rest çekmeyi biliyorsun.Ama sonuç yok.
- İyi göreceğiz, yarın yine bekliyorum buraya.
- Tamam, izin alabilirsem gelirim.
Kaan, çok yorulmuştu.Saatine baktığında da akşam ezanına 15 dakika kaldığını gördü.Ali ile maç yaparken vaktin nasıl geçtiğini hiç anlayamamıştı.Kolluğunu ve topunu çantasına koyarak eve doğru yola çıktı...
İlk bölüm burada sona erdi.En kısa sürede 2. bölüm de gelecek.:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"HAYATIM BASKETBOL"
Short StoryMerhaba arkadaşlar, yeni bir hikaye ile karşınızdayım.Bu hikayede tüm hayalleri basketbol ile ilgili olan, ileride büyük bir basketbolcu olmayı düşünen bir çocuğun yaşam hikayesini anlatacağım.Şimdiden hayırlı olsun.