Giriş

31 6 5
                                    

7 Ay Önce
17 Ağustos Perşembe

      Otobüsün son basamağından inip duraktan uzaklaşırken bir yandan da çantamda karışan kulaklığımı çözmeye çalışıyordum. Her perşembe olduğu gibi yine havuza gidiyordum.
     
Kulaklığımı çözdüm ve müzik listemden rastgele bir müzik seçip yürümeye başladım. Kulağıma ilişen sözsüz melodi ile ilerlerken içimde kötü bir his vardı vardı.

Birkaç sokağı arkamda bırakıp havuzun olduğu binanın önünde durdum. İçeri girecekken telefonum çaldı. Arayan annemdi. Kulaklığımı telefonumdan çıkarıp cebime koydum. Annemin aramasını kabul edip telefonumu kulağıma yasladım.

"Evladım ben sana çıkarken çöpleri dök demedim mi?"

Aklıma çöpleri unuttuğum gelince "anne gerçekten unuttum özür dileri." diyip biraz yumuşamasını bekledim. Karşıdan bir iç çekiş sesi geldi.

"Ah ah ben senin gibiyken kafam zehir gibiydi. Bir duyduğumu bir daha unutmazdım. Neyse ben seni fazla tutmiyim, ne yaptın vardın mı?"

Anneme bulunduğum durumun raporunu verip onunla vedalaştım. Telefon kapandığında içeri girdim. Geniş koridorda ilerleyip buraya ilk geldiğimden beri içine hiç girmediğim depo odasından sola döndüm. Dersten yarım saat önce gelmişti çünkü vücudumun suya alışmasını istiyordum. Soyunma odasına geldiğimde kıyafetlerimi çıkarıp üzerime evden getirdiğim mayolarımı giydim. Eşyalarımı da bana ait olan dolaba yerleştirdim.

Soyunma odasından çıkarken birden ağzımda bir baskı hissettim. İlk şoku anlattığımda bu baskının sebebinin bir el olduğunu anladım. Birisi ağzımı kapatıyordu!

Çırpınmaya, kurtulmaya çalışıyordum. Dönüp kim olduğunu görmek için kafamı çevirmeye çalıştım. Başımı zorlukla çevirip arkamdaki kişiye bakınca ağzımı kapatanın Kaan olduğunu gördüm.

Kendisi geçen yıl bana kafayı takmış, beni takip etmeye başlamıştı. Ondan şikayetçi olacağımı söylediğinde bir süre benden uzak durmuştu ancak bu uzaklık da bir yere kadarmış. Ağzımı kapatıp bağırmamı engellemeye çalışıyordu. Rahat durmayıp kurtulmaya çalışınca birden başımda bir acı hissettim ve sonrası karanlık.

Yazardan

Feza henüz on dokuz yaşında olan genç bir kız. O gün başına geleceklerden habersiz, en sevdiği yer olan havuza, suya gelmişti. Peşine takılan manyağın ona neler yapabileceğinden habersiz çıktı o gün evinden.

Kaan her gün Feza'yı takip eden, gittiği yerlere giden bir psikopattı. Perşembe günü de Feza'nın havuza geleceğini biliyordu. Reddelimeyi hazmedemediği için intikam almak istiyordu.

Feza'dan saatler önce havuza geldi. Havuzun dibindeki tıpayı ucunda kanca olan uzunca sopa ile çıkardı. Tıpa su giderinden ayrılınca havuzdaki su yavaşça azalmaya başladı. Yaklaşık dört saat gibi bir sürede havuzdaki tüm su boşalmıştı.

Çıkardığı tıpayı yerine taktı. Yanında getirdiği bidonları havuza boşaltmaya başladı. Çokta büyük olmayan havuzun zemini, tamamen, döktüğü kolonya ile kaplandı. Feza beklediğinden yarım saat önce gelmişti ancak Kaan için bir problem yoktu. Feza kapıdan içeri girdi. Lavaboda saklanan Kaan'ı fark edememişti. Soyunma odasına girdi ve üstünü değiştirmeye başladı. Kaan bu sırada eline aldığı mendil ile soyunma odasının bulunduğu koridorda ilerlemeye başladı. Kapının yanında durdu.

Feza soyunma odasından çıktığında Kaan elindeki mendil ile kızın ağzını ve burnunu kapatmaya başladı. Genç kız başta çırpındı. Sonra arkasına dönmeye çalışıp Kaanı'ı gördü. Kaan rahat durmayacağını anlayıp elinde tuttuğu sopa ile kafasına vurdu. Feza bayılınca Kaan kızı kucaklayıp suyunu boşalttığı, sadece zemini kolonya kaplı olan havuza taşıdı. Feza'yı havuzun zeminine yatırdı ve kendisi havuzdan çıktı. Aklındaki planı uygulamak için Feza'nın uyanmasını bekledi. Bir zaman sonra Feza uyandı. Nerede olduğunu anlamak için etrafına korkuyla bakarken karşısında onu gördü.

Fezadan

Gözlerimi açtığımda soğuk bir zemin tenime  temas ediyordu. Etrafıma bakındım. Havuzdaydım ama havuzdaki su miktarı yok denecek kadar azdı. Ayrıca burnuma limon kolonyası kokusu geliyordu. Elini usulca ve korkuyla burnuma götürüp kokladım. Evet, havuzda su yerine kolonya vardı. Başımı kaldırınca onu gördüm. Doğru ya en son hu yüze bakıyordum. Bana pis pis sırıtan bu yüzü gördükçe midem bulanıyordu.

"Ne oluyor, ne yaptın bana?" diye hızlıca konuştum. Birden yüzündeki sırıtış yok oldu ve ifadesizce elini cebine attı. Tam ne yapabilir diye düşünürken cebinden bir çakmak çıkardı. Havuza iyice yaklaşıp çakmağı ateşledi ve havuzdan aşağı bıraktı. İçi neredeyse boş olan havuza, düşen çakmaktan yayılan ateş kolonya ile  buluşunca alevler bir anda büyümeye başladı.

Ateşler üzerime üzerime geliyordu. Havuzdan çıkmak için merdivenlere bakındım. Buradan kurtuluşumun bir yolu olmadığını o an fark ettim çünkü alevler merdiven tarafından yükseliyordu. Çok korkuyordum. Bağırıyor, beni kurtarması için yalvarıyordum. Oysa bana son bir bakış atıp arkasını döndü ve gitti.

Alevler o kadar çok artmıştı ki kendimi ölmeden cehenneme gelmiş gibi hissediyordum. Artık havuzun yarısı ateş içindeydi. Alevler yaklaştıkça geri kaçıyordum. Çığlık atıyor, bağırıyor, birilerinin bana yardım etmesi için içimden dua ediyordum. Bir süre sonra kimsenin beni duymayışı ve alevlerin bana çok yaklaşması ile ciğerilerime dolan ve beni nefessiz bırakan alevlerin arasına yığıldım.

Önce kollarım yanmaya başladı. Keskin bir acı omzundan yukarı doğru tırmanmaya başladı. Ateşin kıvılcımları giydiğim mayoya sıçramış, burnuma yanık etimin kokusu ilişmişti. Artık ağlamaktan ve duyduğum acıdan bitap düşmüştüm. Bilincim kapanırken kendimi giderek bedenimi yok eden alevlere teslim etmiştim.

Merhabalar. Umarım güzel bir kurgu olur. Fikirlerinizi lütfen belirtin. :))) bir sonraki bölümde görüşmek üzere.


Teleskopun Ucunda HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin