15.bir daha düzeltilemeyecek sözler

153 20 37
                                    

Eylülün 20'si
2022
Sabah vakitleri

Taehyung

"Yoongi hyung ile buluşacağımızı bilmiyordum?" Kaşlarımı çatarak Sehun'a doğru yönelttim sorumu.

"Ben istedim söylememesini. Söyleseydi, gelmezdin."diye konuştu Yoongi, Sehun'un yerine. Kaşlarım daha da çatıldı. "Ne alakası var, hyung? Buluşmak istediğini söyleseydin, gelirdim."

"Mesajlarıma cevap bile vermiyorken mi?"

"Mesajlarına cevap vermiyorum çünkü ne zaman cevap versem, garip yerlere çekiyorsun konuşmayı. Kendimi sana karşı daha çok öfkelenmiş buluyorum."

Yoongi düşünceyle iç çekti. "Haklı olabilirsin ama geriye dönemeyiz değil mi? Şu an buradasın ve ben seninle konuşmak istiyorum. Dinleyecek misin beni?"

Sehun, koluma girdi. "Dinlesek mi?"

Kısık gözlerle baktım suratına. "Sehun, sabahtan beri beni koşturup durdun. Nereye gideceğimizi de söylemedin. Çok önemli, dedin sadece. İlla güzel giyinmelisin diyerek en güzel kıyafetlerimi giydirip saçlarımı yaptın. Sırf Yoongi hyung ile buluşmak için mi yaptın bunları yoksa altından başka bir şey de çıkacak mı?"

Samimi olmayan bir kahkaha attı. "Aşk olsun, bal ayım. Ne çıkacak altından?"

Kaşlarımdan birini kaldırdım. "Hiç de inandırıcı değilsin ama neyse. Madem buraya kadar geldik dinleyelim bakalım Yoongi hyungu."

Şehrin en sevdiğim kitap kafesindeydik. Kendime zaman ayırmak istediğim her an burada bulurdum kendimi. Ahşap sandalyelerden birini çekip oturdum. "Konuşmaya başlamadan önce sipariş verelim. Buraya kadar gelmişken favorilerimi tatmazsam, olmaz."

Yoongi gülümsedi. "Ben çoktan sipariş verdim ikiniz için de."

"Ayyyy, Junmyeon'dan sonra en sevdiğim hyungum."dedi Sehun abartılı bir sevgi ile Yoongi'ye sırnaşırken. Yoongi onun kollarından kurtulmaya çalışırken "Yalakalık yapma."demişti.

Onların bu gürültüsü garsonun siparişlerimizi getirmesi üzerine son bulmuştu. Karton bardaktaki sıcacık tatlı kahvemi avuçlarımın arasına aldım. "Evet şimdi konuşabiliriz."

Yoongi, filtre kahvesinden bir yudum aldı. "Özür dileyerek başlamak istiyorum konuşmama. Yaptıklarımın yanlış olduğunu da haklı bir sebebi olmadığını da biliyorum ama bilmeni isterim ki asla senin kötülüğün için değildi. Ben senin kötülüğünü istemem, Taehyung. Biliyorsun beni." Başımı salladım, devam etti. "Kapılıp gitmeni, sonunda yine üzülmeni istemediğim için yaptım. Belirsizliğin kötülüğünden korumak istedim seni."

Bir yudum aldım kahvemden. "Hyung seni anlasam da bilmediğin bir şey var ki o da benim ne kadar çöktüğümü göremiyor olman. Sen beni bir belirsizlikten korumak istedin ama beni hayatta tutan o belirsizliğin kendisi. Belki sonunda kötü bir şey olmadığından durumun önemini anlamıyor olabilirsin ama ben o çatıya ölmek için çıktım." Yoongi'nin dolan gözleri karşısında ağlamamak için duraksamak zorunda kalmıştım. "Çok... kötüydüm hyung. Öyle kötüydüm ki kalbimin göğüs kafesime çarptığını bir daha hissetmemek için onu sonsuza kadar durdurmak istedim çünkü acı veriyordu. Kalbimin çarpması bana acı veriyordu." Sehun elindeki bardağı bırakıp kollarını omuzlarıma doladı. Nefes seslerinden ağlamak üzere olduğunu anlayabiliyordum.

"Seni yumruklamak istiyorum, Tae. Nasıl böyle düşünebilirsin? Kendimi de vurmak istiyorum. Nasıl senin acı çektiğini göremedim?"dedi usulca Sehun.

"Sizin suçunuz yoktu. Kendi acımda o kadar boğulmuştum ki kimseyi göremiyordum. Kendimi kurtarmaya o kadar odaklıydım ki yardım istemek aklıma gelmemişti."

kaktüs and teksas // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin