Sessizleşen ve üşüyen gecenin arkasında masum ve ihtiyaç sahibi insanlar, ağlamaları ve hüzünleri ile gözlerimizin önüne geliyor bazı insanların gözü yaşlı bazı insanlarımızın yüzünde şeytani bir gülümseme...
Gerçekten mi ?
Evet gerçekten insan düşman insanları evet kendi cinsine olan kinsel düşünceler ile yaşam veren iki andaval sürüsü ülkemizde mevcut bunlar birer ırk olarak çıkmıştır ve sizler yani insanlar bu konuda ırkcılık yapabilirsiniz.
Evet yine kötü bir yazar olarak bu bölümü sizlere iletmek üzere klavye veyahut kalem başındayım belki ülkemizde yayımlamıcağım derecede kinimi dökmüş olabilirim belki de bu yüzden bir çok bölümü taslaklarıma kaydetmiş olabilirim.
Neyse konumuz benim yazıp yazmamam değildir.
Bir insan ölmeden toprak altına girer mi ?
O karanlığı hisseder mi ?
O nefessizliği ?
Ölüm nedir ?
Gibi sorularınızı aslında enkaz altında kaldığınız zaman ki korkunuz ve sebebsizce nabız yüksekliğiniz size anlatacaktır.
Ama bunu dışarıda insanlar açıkcası anlamayacaktır.
Çünkü onların o an ki duyguları eğer ki sizleri sevenler ise.
Kaybetme korkusu ve endişe olacaktır ve birazcık umut olacaktır. Gelecek günlere bakışları o güzel kahvaltıları yaşamaktır.
O sabah ezanını daha huzurlu bir ortamda dinlemek olacaktır.
Enkaz başında sabahlayarak o ezani duyma ile olmayacaktır.
Üşümenin en kötü hali ansızın yakalanıyorsun, üzerinde ne var meçhul yada ne olursa olsun o insan o korkunun o katlarla beraber yakılışına dayanamacaktır.
O korku zaten üşütür insanı aslında enkaz altı sıcak olabilir ama korkunuz ile yaşanan duygular asla sıcak olmayacaktır.
Aileni bekleyeceksin ansızın özlem duyguları ile bürüneceksin pişmanlık kaplayacak tüm halini keşke bir kez daha sarılsaydım...
Diyeceksin bu bölümü okurken tüylerin diken diken olacak arkadaşım.
Ama bunu okumak zorundasın çünkü inan
Olaylar İnstagram Storylerin de göründüğü kadar basit bir hal almıyor.
Dışarıda prim için birkaç takipçi için alakasız paylaşımlar yapıp ardından o hikaye bölmesini kapattıktan sonra kahvesinden yudumunu alıyordur. Buna yazarlık kariyerim adına yemin edebilirim.
"o enkaz altında, yanı başında kitaplığından dökülmüş olan bir kitap geçecek eline, karanlıkta bile olsan okuma gibi bir şansın olmasa bile seni rahatlayacağını bildiğin için eline alacaksın onu parmakların ile üzerindeki tozu alacaksın elbisenin eteği ile üzerindeki elinden bulaşan kan lekesini temizleyeceksin ufak bir aydınlatma tutup ismine bakacaksın."
Işte o zaman anlayacaksın hayatın ve yaşamın değerini geçirdiğin günlerin güzeliğini şükür edeceksin son halinle keşke ler durmadan dökülecektir ağzından
"keşke daha çok baksaydım annemin gözlerine."
"keşke babamla daha çok otursaydım."
"keşke , kardeşim oyun oynamak istediğinde bahane üretmeseydim."
Arkadaş sana demek istediğimi yavaş yavaş anlıyorsun değil mi ?
Görüyorsun değil mi ?
Tüylerin diken diken oluyor değil mi ölü bedenler çıkıyor kanlar içerisinde
Bir bebek kurtarılıyor annesi babası kayıp
Bir baba kurtarılıyor üzerini çırpmadan heyecanını atlatmadan kızlarım diyor.
Neden ?
Üşüyorlar hem de çok evindesin arkadaşım bel ki annen yeni demlemiş çayı belki de yalnız başına içiyorsun o kahveni görüyorsun değil mi ?
Gerçekten görüyorsun istediğin kadar acıdan kaçmaya çalışsan da seni kovalıyor karşına düşüyor değil mi ?
Doğum gününde yakalanan temiz ruh, ve daha binlercesi...
Asla reddetme asla yapmam deme asla çıkmam deme çünkü zamanın kısıtlı.
Ve emin olabilirsin ki acı ansızın gelir haber etmez sana hissedemezsin.
iyi bak ailene, sanki son kezmiş gibi sarıl ailene.
Ben bir Ruhum, emanetim dünyada
Mutlu et beni sevdiklerin ile
Vaktini iyi değerlendir.
Ansızın gidersem kızma, uyardım seni alametler ile.
Yazılanların hepsi "Kerim Serdar Tunçay" a aittir. Bütün sorumlulukları kabul ediyorum. Her bölümümde olduğu gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLDAŞ
Teen FictionUmudu kaybolan insanlara "Yoldaş" olmak için var olan bir kitap En az sizin kadar içi yanan bir yazardan.