İyi okumalar canlar 💓
Umarım herkes iyidir. Herkese geçmiş olsun 💘
-
Bugün stüdyoya tek başıma gelmiştim. Jungkook geç gelebileceğini söylediği için stüdyoda tek başıma oturmuş oynadığımız oyuna devam edip etmemem gerektiğini düşünüyordum. Aptal değildim lalisa'nın beni kıskandığını anlayabiliyordum ama yine de bana karşı bir şeyler hissettiğinden emin değildim. Hareketleri kafamı karıştırıyor, beni çıkmaza sokuyordu.
Odanın kapısı aralandığında gelen kişi görmeyi beklemediğim biriydi.
"Lalisa?" Elindeki çantayı çantamın yanına bırakıp yanıma yaklaştı.
"Hadi başlayalım." Kaşlarımı çattım.
"Anlamadım, neye?" Lalisa saçlarını at kuyruğu yaparken konuştu,
"Dans etmeye chaeyoung. Hadi." Elimi tutup beni odanın ortasına doğru ilerletti.
"Jungkook gelecek lalisa. Bana yardımcı olacak kişi o." Lalisa gülümseyip kollarını birbirine bağladı.
"Sana söylemiştim, benden daha iyi bir eğitmen bulabileceğini düşünüyor musun?" Ağzımı aralayıp konuşacağım sırada parmağını dudaklarımın üzerine koyup konuşmama engel oldu. Yanaklarımın yanmaya başladığını hissediyordum.
"İtiraz etme chaeyoung. Bundan sonra sana ben yardımcı olacağım." bana yardım etmek istiyorsa onu geri çevirmek aptallık olurdu değil mi? Onunla yakın olup, birlikte vakit geçirmek için can atarken tabii ki bana yardımcı olmasına izin verecektim. Başından beri amacımız da buydu.
"Peki." Tekrar gülümsediğinde istemsizce bende gülümsemiştim. Gülüşü dünyalara bedeldi.
"Pekâlâ şimdi en son çalıştığımız hareketleri tekrar edelim, olur mu?
"Çok güzel olurdu ama ben hareketleri hatırlamıyorum." Lalisa bir kaç saniye boş bakışlarla yüzümü incelerken daha fazla dayanamamış olacak ki büyük bir kahkaha dökülmüştü dudaklarından. Ben suçlu bir çocuk gibi gözlerine bakarken o ise hâlâ gülüyordu. Başlarda bana da komik gelse de uzun süre boyunca kesintisiz gülmesi biraz sinirimi bozmuştu. Ben şarkıcıydım dansçı değil ki!
"Daha gülecek misin?" Dudaklarını birbirine bastırmış elleri hâlâ karnında bana bakıyordu.
"Bitti mi?" Başını salladı.
"Sinirliyken o kadar tatlısın ki." Gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. Bugün fazla dürüst ve rahat davranıyordu.
"N-ne?" Benden uzun olduğu için yüzüme doğru eğilmiş ellerini yanaklarıma çıkarmıştı.
"Çok tatlısın chae. Sincaba benziyorsun." Kaşlarımı yavaşça yukarıya doğru süzüldü. Şaşırmıştım. Daha önce kimseden sincaba benzediğimi duymamıştım.
"Bu bir iltifat mıydı?" Gülümsedi.
"Sincapları severim."
"O zaman bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum." Başını salladı.
"Madem öyle önce ben dans edip koreografiyi hatırlamana yardımcı olacağım." Memnuniyetle kabul ettim. Hayranı olduğum lalisa manobal gözlerimin önünde dans edecekti. Heyecandan bayılmak üzereydim. Hoparlörün yanına gidip şarkıyı başlattığında az önceki halinden eser kalmamıştı. Bakışları ve duruşu kendinden emin, hareketleri ne yaptığımı biliyorum der gibiydi. Vücudunu o kadar kolay hareket ettiriyordu ki hayran olmamak elde değildi.
Lalisa'nın üzerindeki siyah askılı bluzun teki omuzundan düştüğünde aklıma bir ay önce gittiğim konseri gelmişti. O gün de askısı omuzunda tutunamamış kayıp gitmişti lalisa'nın omuzundan. Omuzunun arkasındaki dövmesi o gece gibi gözlerimin önündeydi.
Şarkı bittiğinde lalisa olduğu yerde durmuş aynadan benimle göz teması kurmuştu. Aptal olmadığını ve ona karşı bakışlarımın yoğunluğunu anladığını biliyordum. İçimdeki gereksiz cesaret beni lalisa'nın yanına gidip dövmesine yakından bakmaya itiyordu. Ve sanırım şu an cesaretli olmam gereken noktadaydık.
Oturduğum yerden kalkıp yavaş adımlarla lalisa'ya yaklaşım. Göz temasını bir saniye bile koparmamıştım.
Tam arkasında durduğumda kokusu yine burnuma dolmuştu. At kuyruğu yaptığı için açık kalan omuzları ve yorulduğu için belirginleşen boynundaki damarları beni deli ediyordu.
"Dövmene bakabilir miyim?" Başını sallamıştı.
Ellerim ensesinden omuzuna doğru yavaş bir yol çizirken dövmesinin üzerine geldiğimde "c'est la vie" yazısı üzerinde gezdirdim ellerimi. Başımı kaldırdığımda yine göz göze gelmiştik.
"Özel bir anlamı yok. Sadece 'hayat bu' yazıyor." Gülümseyip ellerimi bu sefer sırtına doğru indirdim. Lalisa'ya baktığımda gözlerini kapattığını görmüştüm.
Ellerim bu sefer sırtında durduğunda yavaşça üzerindeki bluzu sıyırıp önümde duran kelebeğe baktım. Oldukça büyük kanatlara sahipti. Çok güzeldi. Ellerimi son kez dövmenin üzerinde gezdirip, çektim ellerimi üzerinden. Başımı kaldırdığımda lalisa gözlerini açmış bana bakıyordu.
Bakışları gibi kendisi de yakıyordu beni ve bedenimi.
"Beni deli ediyorsun biliyorsun dimi?" Sözleri cesaretimi artırırken aynı zamanda da heyecanımı artıyordu.
Yüzümü lalisa'nın boynuna doğru yaklaştırıp kokusunu içime çektim. Kokusu o kadar huzur vericiydi ki sabah akşam bu kokuya maruz kalsam hiç bir derdim kalmazdı.
"Chaeyoung." Uyarıcı ses tonunu dikkatimi ona çekmeme sebep olurken gözlerindeki 'pişman olacağın bir şey yapma' ifadesini ciddiye almadan dudaklarımı boynuna bastırıp geri çekildim.
"Gitsem iyi olacak." Kapıya doğru yöneldiğimde lalisa elimi tutup beni kendine doğru çekti.
"Gidemezsin chaeyoung. Gitme." Dudaklarım üzerine fısıldadığında tüm vücudum alev alıyordu. Ellerinin biri belime çıkarken diğerinin odağı yanağım olmuştu. Alnına alnıma dayayıp gözlerini kapattı.
"Seni seviyorum chaeyoung. Deli ediyorsun beni. Son bir kaç haftadır kafamı ne kadar karıştırdığın hakkında hiç bir fikrin var mı? Sabah akşam seni düşünmeme sebep oldun. Seni yüzünden uyuyamadım, aklımda sadece sen ve pembe dudakların olduğu için hiç bir işime odaklanamadım. Sence de sorumluluk alman gerekmiyor mu?" Gözlerim dolarken gülümsedim. Ellerimi lalisa'nın boynuna sarıp fısıldadım,
"Tüm sorumluluğu kabul ediyorum bayan lalisa." Lalisa da gülümsediğinde dudaklarını dudaklarıma bastırması çok sürmemişti. Elleri ile yüzümü kavramış öpmeye başlamıştı beni. Elleri yanaklarımdan belime indiğinde başlarda yavaş giden öpüşmemiz hızlanırken tüm vücuduma yayılan sıcaklık göz ardı edilebilir gibi değildi. Lalisa'nın dudakları dudaklarıma tatlı tatlı eziyet etmeye devam ederken işin içine dili de girdiğinde soluklanmak için ayırdım dudaklarımı dudaklarından. Gözlerimi açtığımda dağılmış ruju ve şişmiş dudakları ile lalisa'nın ne kadar büyüleyici bir kadın olduğunu bir kez daha anlamıştım.
Alnına alnıma yaslayıp dudaklarım üzerinde soluklandı lalisa.
"O kadar güzelsin ki chaeyoung." Utanmıştım. Az önce yaşanan şeylerin gerçek olduğuna inanamıyordum. Ellerimi lalisa'nın yüzüne çıkartıp yanağını sıktım.
"Ne yapıyorsun chae?"
"Gerçek olup olmadığını test ettim de." Lalisa gülümseyip beni belimden tutup havalandırdı ve etrafında döndürdü. Kahkahalar eşliğinde yere yattığımızda sadece yerde yatıp birbirimize bakıyorduk.
"Seni seviyorum." Gülümsedim.
"Ben de seni seviyorum."
AYAYAY BENDE SİZİ SEVİYORUM
ARTIK KAVUSSUNLAR DEDİM YAZIK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nova
FanfictionŞarkıcı Roseanne Park kendisi gibi ünlü olan dansçı Lalisa Manobal'a aşık olmuştu.