Kendimi toparladım kimse var mı ?
diye bağırdım. Yine o adam gelmişti.
Me=Benden ne istiyorsun ?
Adam = Senden bir şey istemiyorum Jessica.
Me= Sen benim adımı nereden biliyorsun??!
Dedim korkak bir sesle. Cevap vermedi.
Me= Neden beni kaçırdın peki?
Adam= Öyle gerektirdi güzellik, başka soru sorma. İşleri zorlaştırıyorsun.
Hala sandalye de oturuyordum. O adam anlamasın diye ellerim arkamda sanki bağlıymış gibi tutuyordum. Ya Allah'ım ne kadar zekiyim ben, sanki Albert Einstein'ın torunuyum.
Adam da karşımda evrak gibi dosyaları düzenliyordu. Ben yine duramayıp sorular yağdırmaya başladım.
Me= Beni niye hala burada tutuyorsun?
Adam sinirli bir görünüşe büründü. Evrakları sertçe yere fırlattı. Yan tarafta duran sandalyeyi karşıma çekti. Ama sandalyeyi ters koydu. Oturdu ,çok sert bakıyordu gözlerimin içine. Biraz tırsmadım değil.
Adam= Seni daha demin uyardım. Canına susamadıysan kapa şu çeneni.
Dedi. Benim de tek yaptığım şey yutkunmak ve ona korku dolu gözlerle bakmak oldu. O adam kalktı işleri varmış gibi etrafta dolanıyordu. O da benim gibi sıkılmışa benziyordu açıkçası. Bende etrafı incelemeye başladım.
Duvarlar dökülen bir boya ile kaplanmıştı. Yerler kareli mavi yeşil fayansla döşenmişti. Mavi ile yeşili nasıl uyumlu bulmuş olabilir ki. Özelliklede böyle bir yerde. Bu oda küçüktü ama her şey buradaydı mutfak, salon ve bir kapı vardı sanırım orası da tuvalete açılıyordu. Bide bir yer yatağı vardı mutfağın karşısında bir köşede. Böyle bir yerde nasıl yaşayabilir ki. İçerisi leş gibi kokuyordu. Etrafta bir tane cam vardı o camda başım kadardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ HIRSIZ
Любовные романыHer şey, Jessica'nın bir hırsız tarafından kaçırılmasıyla başlar...