16 Kasım 2018 Salı
Bugün tam bir kaostu günlük. Hepsini anlatsam bir kitap çıkabilir.
Sabah gruba Seokjin hyung pastayı yapmaya başlayacağını yazmıştı. Ama yanlış gruba tabii ki. Bambam o mesajı Yugyeom görmesin diye evin içinde telefon kaçırmaktan kan ter içinde kalmış zavallı çocuk. Ama o görmeden Seokjin hyung mesajı geri çekmişti.
Yugyeom'un halini anlatabilseydim keşke sana günlük. Öylesine süslenmiş ve özenmiş ki kendine dilim varmıyor anlatmaya. Makyajını yapmış, her türlü takıyı takmış takıştırmış, giysilerinden bahsetmek bile istemiyorum çünkü bir gün öncesinden bu kadar süslenip kendini hazırladıysa yarını tahmin edemiyorum.
Ama bu da çok sürmedi tahmin ettiğin üzere. Namjoon ve Seokjin hyung geçenlerde söylemişlerdi gelemeyeceklerini. Şimdiyse Jeongin ve Seungmin yazmıştı. Ailelerinden izin almaya çalıştıklarını, izin verseler bile yurda dönüş saatini kaçırdıkları için kapıların kapanacağını söylemişlerdi. Yugyeom yine kendisinde kalmalarını teklif etmişti ama Seungmin ailesinin kapılar kapandıktan sonra yurtta olup olmadığından emin olmak için kendisini görüntülü arayacaklarını söylemişti. Aileleri arkadaş olduğu için Jeongin'in de yanında olup olmadıklarını söyleyince o ikisinin doğum günü partisine gelme planı iptal olmuştu.
Tabii sadece benim saf arkadaşım öyle sanıyordu. Her şey çoktan planlıydı ve sadece ona söylemeyip sürpriz yapacaktık.
Taehyung geleceğini söyleyince bize ek olarak sadece o kalmış oldu. Daha önce de dediğim gibi günlük biz 97'lilerden herhangi birimiz gelmezsek bizi kurşuna dizerdi. Manyak arkadaşımdan her şeyi bekliyorum ben.
Bambam öte yandan inatla hediyesini bize söylememişti. Tek dediği hediyeyi verirken biriniz arkada durun da bu mal düşüp bayılırsa tutun olmuştu. En yakın arkadaşı olarak ben gönüllü olmak istemiştim ama Chan diğer kolumu da kırıp süs eşyası olarak yaşamak istemiyorsam geri çekilmemi söylemişti. Bu yüzden görevi o aldı.
Hyunjin de çok mutluydu çünkü sabah gruba bir sürü emoji atıp yeni giysiler aldığını ve bize de küçük sürprizi olduğunu söylemişti. Çok merak etsek de Felix bile bilmiyormuş. Biz de artık yarın öğreneceğiz.
Ben hala ne giyeceğime adam akıllı karar verememiştim günlük. Kolumun hali de ortada ayrıca. Ne zaman çıkacak bilmiyorum ama bu durum beni iyice bunaltıyor.
Bu arada Taehyung yavaştan eve taşınmaya başladı. Çoğu eşyasını getirdi bile. Pazartesiden itibaren koyduğumuz sistemi uygulamaya başlıyoruz. Normalde o hemen demişti ama ben bir şekilde ikna etmiştim.
Ders arasında bahçeye inince Hyunjin'in gerçekten bir şeyler yaptığını daha iyi anlamıştım. Sabah okulda onu bereyle gördüğümde üşüdüğü için taktığını düşünmüştüm ama bahçeye indiğimde onu tekrar görmüştüm. Bir koli bandıyla kafasını bantlamış günlük.
Yugyeom ve Bambam yanıma geldiğinde üçümüz de kahve içiyorduk. Daha doğrusu kafasında koli bandıyla sabitlenmiş bir bere takarak kaçan Hyunjin ve onu kovalayan Felix'i izleyerek kahve içiyorduk. Okulun koca bahçesinde bir o yana bir bu yana koşuyorlardı.
Çok geçmeden çapraz binanın camından Seungmin çıktı. Neden koştuklarını bağırarak sorunca Felix Hyunjin'in saçını boyattığını ve hala rengi göremediği için çatladığını söylemişti. Seungmin'in yanından çıkan Jeongin yardıma gideceğini söyleyince Seungmin elini alnına vurup içeri geri girdi.
Birkaç saniye içinde Jeongin da aşağıdaydı ve Hyunjin'i kovalayan Felix'e katılmıştı. Aslında kolum bu halde olmasa ben de katılırdım ama halim ortada günlük. Ben sadece izleyip kahve içebiliyorum bu durumda. Derken Yugyeom kahvesini dikip boş bardağı yanımızdaki çöpe atıp ben de geliyorum diye bağırarak onlara katıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ DEAR DIARY ~
Fanfic"Sevgili Sikik Taehyung, Günlerden pazar ve ben pazarlardan nefret ederim. Ama şimdi düşününce, sanırım artık pazarı seviyorum."